Utku ŞENSOY  Seçim sathı mailine girdiğimiz bu dönemde, bazı çevreler kasıtlı olarak Lozan’a atıfta bulunup, “başarısızlıktan” söz ediyorlar. Hatta hezimet diyenler bile var. Peki Lozan hezimet ise Sevr nedir? Tarihimizin önemli kilometre taşları olan bu iki antlaşmayı olabildiğince tarafsız ve öz biçimde masaya yatıralım istedik. Bugün ilk bölümde Sevr’i ele alacağız, yarın da Lozan’ı. SEVR ANTLAŞMASI Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın başkenti Paris’in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösündeki Seramik Müzesi’nde (MuséeNational de Céramique) imzalanmış antlaşmadır. Sevr Antlaşması,Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya ile mağlup Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalandı. ABD Osmanlı İmparatorluğu ile savaşmadığı, SSCB ise henüz Milletler Cemiyeti üyesi olmadığı için imza atmadılar. Osmanlı heyetinde şu isimler yer alıyordu: Eski Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Bağdatlı Mehmed Hadi Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri Reşat Halis Bey. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı. SEVR ANLAŞMASININ ÖNEMLİ MADDELERİ NELERDİR?SINIRLAR (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya’nın büyük bölümü Yunanistan’a; Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye’ye (Fransız Mandası); Musul vilayeti en kuzeydeki kazası İmadiyedahil tamamen El Cezire›ye, (Birleşik Krallık Mezopotamya Mandası, sonradan Irak) İstanbul Osmanlı Devleti›nin başkenti olarak kalacak; BOĞAZLAR (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar’da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler’in donanmalarını yardıma çağırabilecek; KÜRT BÖLGESİ(madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon, Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; Bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti›ne bağımsızlık için başvurabilecek, İZMİR (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı İmparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan›a bırakacak; Bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan›a katılması için plebisit yapılacak; ERMENİSTAN (madde 88-93): Osmanlı, Ermenistan Cumhuriyeti’ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (ABD Başkanı Wilson 22 Kasım 1920’de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan’a verdi.) ARAP ÜLKELERİ VE ADALAR(madde 94-122): Osmanlı, savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek; AZINLIK HAKLARI (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı’nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek; ASKERİ KONULAR (madde 152-207): Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri kuvveti, 35.000’i jandarma, 15.000’i özel birlik, 700’ü padişahın yanındaki güvenlik birliği olmak üzere 50.700 kişiyle sınırlı olacak ve ağır silahları bulunmayacaktı. Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi’nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek; SAVAŞ SUÇLARI (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak; BORÇLAR VE SAVAŞ TAZMİNATI (madde 231-260): Osmanlı İmparatorluğu’nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye’nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak; KAPİTÜLASYONLAR (madde 260-268): Osmanlı’nın 1914’te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak; TİCARET VE ÖZEL HUKUK (madde 269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek hükümlerini içeren bir antlaşmadır. TÜRKLERİN İDAM FERMANI; SEVR ANTLAŞMASININ SONUÇLARI Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Meclis-i Mebusan’ın antlaşmayı görüşüp kabul etmesi, sonra da imzalamak üzere Padişah Vahdettin’e göndermesi gerekiyordu. Fakat, antlaşma imzalandığı tarihte Meclis-i Mebusan kapalı (Mart 1920’de faaliyeti sonlandı ve Nisan 1920’de kapatıldı) olduğundan, antlaşma mecliste görüşülemedi ve padişahın önüne gelmedi. Büyük Millet Meclisi, antlaşmayı sert bir bildiri ile kınadı ve Antlaşmayı imzalayanlar ile Saltanat Şurası’nda olumlu oy kullananları 19 Ağustos 1920 tarihinde vatan haini ilan etti. Antlaşmada imzası bulunan Heyet üyeleri, 23 Nisan 1924 tarihinde TBMM tarafından 150’likler listesine eklendi. Bu kişiler, 28 Mayıs 1927 tarihli yasayla ise yurttaşlıktan çıkarıldılar. Yüce Önder Atatürk’ün liderliğinde emperyalistlere dersini verdiğimiz Kurtuluş Savaşı sonunda, 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalanıp, uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Not: Yarın Lozan.