1 Kasım seçimlerine yönelik Ankara ikinci bölgedeki çalışmalarını sürdüren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç Beypazarı ilçesinde emekliler, esnaf ve pazarcı vatandaşlarla buluştu.
CHP Beypazarı ilçe Başkanı Ali Uysal’ın da eşlik ettiği çalışmada vatandaşlarla sohbet eden Koç, onlardan gelen soruları da yanıtladı. 1 Kasım’a nasıl gelindiğini anlatan, AKP’nin iki seçim arasında düştüğü bildirge çelişkisini göz önüne seren Koç, sandığın gelecek açısından önemini vurguladı ve özetle şu mesajları verdi: BEN OYUNU İSTEMEM, AMA ŞİMŞEK AÇIK OY KULLANMALI: 7 Haziran sürecinde 19 Nisan’da biz bir bildirge açıkladık. Türkiye’nin tüm sorunlarına adeta reçete yazdık. Başta Maliye Bakanı AKP temsilcileri ‘kaynak yok, bulsunlar ben de oyumu CHP’ye vereceğim’ demişti, hatırlarsınız. Şimdi aradan çok değil üç-beş ay geçti. Bizim bildirgenin bir benzerini hazırlayıp milletin önüne çıktılar. Ben şahsen onun oyunu istemem. Ama Sayın Şimşek’in eğer mert bir siyasetçiyse, oyunu açık olarak kullanıp CHP’ye vermesi lazım. HEPSİ BİZİ TAKLİDE BAŞLADILAR: Biliyorsunuz biz emekliye yılda iki maaş ikramiye dedik, asgari ücretin 1.500TL’ye çıkarılmasını öngördük ve kamuda taşerona son vereceğimizi ilan ettik. Daha birçok hesaplanmış proje. Hepsi planlı programlı. Başta MHP hepsi taklide başladılar. Küçük partileri saymıyorum bile. En son bunlar çıktı. Kaynak kaynak diyorlardı. Şimdi bizim dediğimize geldiler. Biz ne diyorduk. Kaynak siyasi bir tercihtir. Demek ki kaynak varmış. 1 KASIM’IN ANLAMI: ‘MİLLİ İRADE DEĞİL, BENİM İRADEM DİYOR’ BİRİSİ: Aslında seçim yapmıştık. Tecelli etmiş bir siyasi irade de vardı. Milletimiz tercihini, iradesini ortaya koymuştu. Millet ‘sen yorgunsun, sen 13 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyorsun, artık bunu yapamazsın’ dedi. Bunun için gerekli siyasi tabloyu, aritmetiği de sağladı. Ama birisi çıktı, ‘hayır o çıkan irade, o çıkan tablo benim irademe ters; buradan çıkacak hükümet benim irademi engeller’ dedi. Bu engelleme ile de koalisyon hükümeti kurulamadı. Biliniz ki bu birisinin ihtirasları ve korkularıyla Türkiye bu gereksiz seçime gidiyor. VİCDANLARI ÇALIŞTIRIN, TEDAVÜLDEN KALDIRIN: Evet gereksiz bir seçime gidiyoruz. Ama yine de tarihi bir seçime gidiyoruz. Çünkü sandık tarihi bir fırsat sunuyor bize. Vatandaş 1 Kasım’a giderken şunu sormalı: 13 yıldır suyun başında kim oturuyor, otobüsün direksiyonunda kim var? CHP çözüm reçetesi getirince AKP 13 yılını unutup muhalefet partisine dönüştü. Kusura bakma , kimseyi kandıramazsın Ahmet Bey! Bir kez daha söylüyorum ki, ‘bedava peynir ancak fare kapanında olur’. Biliyorum Türkiye seçim yorgunu… ama herkes o sandık kabininde vicdanıyla baş başa kalacak. Vicdanınızı çalıştırın, bunları tedavülden kaldırın. SURİYE’DE BÜYÜK ÜLKELER, BÜYÜK RİSKLER DEVREDE: Dış politikadaki yanlışlar sınırın dışında kalmaz. Eninde sonunda gelir senin ülkeni etkiler. Senin sınırında, senin huzurunda, senin yurttaşında sıkıntılar doğmasına yol açar. Nitekim Reyhanlı, Niğde, Cilvegözü, Suruç’u böyle yaşadık… Özellikle bölgemizde huzurun bozulmamasına yönelik uyarılarımızı dinlemediler. Suriye’de daha vekalet çatışmalar, taşeron örgütler devredeyken biz her türlü tehlikeyi, bataklığı önceden fark edip uyarılarımızı yaptık ve bunu asla bir iç politika malzemesi olarak görmedik. Ancak buna rağmen Şam’da Emevi Cami’inde namaz kılacağım diye yola çıktılar. Bırak Şam’daki Emevi Cami’sini gel Beypazarı Fatih Cami’inde beraber namaz kılalım… Bak Suriye’de şimdi vekalet çatışmaların, taşeron örgütlerin yerini büyük ülkeler, baba devletler alıyor. Bölgedeki oyuncular büyüdükçe riskler de büyüyor.
Editör: TE Bilisim