Salim TAŞÇI Burası Ankara ve Türkiye’nin başkenti… “Ankara’nın Bağları” türküsünü duymayanınız var mı bilemem?! Yazacağım ne bu türkü, ne de türküyle ilgili yorum… Konu Ankara’nın yolları… Caddeler, sokaklar, tretuvarlar… Öyle yol güzergâhları var ki, böbreğinde taş ve kum olan, Yozgatlı hemşehrilerime, sakın kumu, taşı dökmek için para vermeyin, söyleyeceğim yollardan geçin, evelallah ne taşınız kalır ne de kumunuz diye haber saldım..! Merak ediyorum; belediyelerin yolları, tretuvarları kontrol edecek bir birimi veya personeli yok mudur? Milletten çatır çatır asfalt parası almak kolay, yol, tretuvar kontrolü zor olsa gerek..! Şehirlerin aynası bina ve yollardır. Yol medeniyettir deriz de, yol konusunda hassasiyetimiz sıfırdır. Gördüğünüz fotoğraf, Ziya Gökalp Caddesi’nde, engelli vatandaşlarımızın yolları! On adım yürü, on adım yol yok, sökülmüş sarı şeritler, hadi yürüyebilmesini başaranlar boş veriliyor da, hiç değilse engelli vatandaşlara saygı duyalım. Belediye başkanlarımız konuşmalarda vardırlar ama..! Son cümlemi Friedrich Nietzsche’nin sözüyle noktalıyorum: “Az bilen ve az düşünen çok konuşur.”