Utku ŞENSOY  Koalisyon dönemlerinin sona ereceği iddiasıyla yola çıkılan Başkanlık sisteminde “fiili koalisyon” yaşanınca, sosyal medyada kazanlar fokurdamaya başladı. Ak Parti ve CHP ‘nin yanı sıra Yüzde 10 barajının üzerindeki banda oturan 3 parti ile;“bundan sonra 301 milletvekilliği kolay kolay sağlanamaz “, “yeni sistemde koalisyonlar dönemine hazır olalım”, hani “azınlığın çoğunluğa tahakkümü olmayacaktı”? paylaşımlarıdikkat çekiyor. Peki,16 Nisan 2017’de yapılan referandumda kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 24 Haziran seçimleriyle resmen başlamış olması ile siyasi tablomuz nasıl şekillendi? Yürütme; Artık tarihimizde hiç olmadığı kadar güçlü bir yürütme var. Kesintileri saymazsak 1909 yılından buyana hükümetlerin Meclis önündeki sorumluluk ilkesi ortadan kalktı. Bu hükümete daha rahat çalışma imkanı tanısa da, hükümetlerin siyasal zorunluluğunun bulunmaması demokrasilerde handikap olarak görülür. Başbakanlık tarih oldu; Artık bu sistemde Başbakanlık kalktı. 1961’e kadar Başvekil, o tarihten beri de Başbakan olarak adlandırılan yürütme yetkisine sahip makamın tüm yetkileri cumhurbaşkanına geçti.“Bakanlar Cumhurbaşkanı tarafından dışarıdan atanıyor”. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’ten atama yapması halinde bakan olan milletvekilinin yasama üyeliği sona eriyor. Cumhurbaşkanı, ayrıca Cumhurbaşkanı yardımcılarını da atayacak. Yardımcı olarak atanan milletvekilinin vekilliği de düşecek. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi; Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlıkların yapısı, görev ve yetkileri, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenecek. Üst düzey kamu yöneticilerinin atanmasına ilişkin usul ve esaslar da Cumhurbaşkanı’nın çıkaracağı kararnameyle belirlenecek. Cumhurbaşkanı’nın yetki ve sorumluluklarının düzenlendiği Anayasa’nın 104. Maddesi uyarınca; “Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder”. Daha önce başbakanı atayan Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanların yanı sıra,üst düzey kamu yöneticilerini de atayıp, görevlerine son verecek. Cumhurbaşkanı, “devlet başkanı” sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil edecek, gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü TBMM›de açılış konuşmasını yapıp,ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verecek.Cumhurbaşkanı, kanunları yayımlayacak ve kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM›ye geri gönderecek. Kanunların, TBMM İçtüzüğü›nün tümünün veya belirli hükümlerinin anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açacak. KHK bitti CK geldi; Artık kanun hükmünde kararname (KHK) yerine cumhurbaşkanlığı kararnamesi (CK) geldi. Daha önce Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi TBMM tarafından Bakanlar Kurulu’na verilirdi, artık bu konudaki tek yetkili cumhurbaşkanı. Yeni Yönetim şeması; Cumhurbaşkanı ve yardımcılarının yürüteceği yeni yönetim sistemi;“ofisler, kurullar ve bakanlıklardan”oluşacak. Bu üçlü mekanizmanın dışında Cumhurbaşkanlığı İdari İşler bakanlığı ve Özel Kalemi yer alıyor. 5 Ofis sırasıyla; Finans, İletişim, İnsan kaynakları, Teknoloji ve Yatırımdan oluşuyor. 9 farklı kurul ise, Eğitim ve Öğretimden, Güvenlik ve Dış Politikalara kadar farklı alanlarda görev yapacak. 16’ ya düşürülen bakanlık sayısı ise, Ak Parti’nin sandalye sayısının 300’ün altına düşmesiyle milletvekili seçilen önceki hükumetin 22 bakanının yeni kabinede ne şekilde yer alacakları sorusunu da gündeme getirdi.Başkent kulislerinde yeni kabinede bazı önemli bürokratların ve iş dünyasından isimlerin de yer alacağı konuşulsa da, bakanlık görevi kadar etkin olacak ofis ve kurulların başındaki isimler de kamuoyunca yakından takip edilecek. Tabi tüm bunları ancak 9 Temmuz haftasında öğrenebileceğiz. Cumhurbaşkanının görev süresi; Parti üyeliğini sürdüren Cumhurbaşkanı’nın görev süresi, yine beş yıl ve bir kişi en fazla iki dönem Cumhurbaşkanı seçilebiliyor.Ancak Cumhurbaşkanı’nın ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilecek. Bu kısımları bazı hukukçular tarafından tartışılsa da yeni sisteme göre mecliste çoğunluğu sağlayabilen bir cumhurbaşkanına on beş yıl cumhurbaşkanlığı sağlayabiliyor. OHAL ilanında tek yetkili cumhurbaşkanı; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 21 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL , bugüne kadar 7 kez, üç ay süreyle uzatıldı. Ak Parti ve MHP cephesinde OHAL döneminin sona erdirileceği yolunda açıklamalar ifade edilmekle birlikte, farklı bir düzenlemeye gidilmesi de mümkün.Daha önce Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu’nun görüşünü aldıktan sonra ilan edilebilen OHAL, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde tamamen değişti. Cumhurbaşkanı; “savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, tabii afet veya tehlikeli salgın hastalık yada ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal”ilan edebiliyor. Kritik rakam 360; 600 milletvekilli mecliste erken seçim kararı ve Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi için, 360 oy gerekecek. 301 milletvekilinin vereceği önergeyle cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması talep edilebilecek, 360 vekilin oyuyla soruşturma açılmasına karar verilecek ve soruşturma açılmasının ardından Yüce Divan’a sevk için ise 400 milletvekilinin desteği gerekecek. Keza Anayasa değişikliği için karar yeter sayısı yine 400. Bu arada Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanların yargılanacağı Yüce Divanı oluşturan Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’si Cumhurbaşkanı tarafından seçileceğini de hatırlamakta yarar var. Sonuç olarak bundan sonra ülkemizi neler bekliyor? Seçimlerin hemen ardından “alışık olmadığımız fiili koalisyon dönemi” için bir şeyler söyleyebilmek için çok erken. Ancak, başta iktidar, fiili koalisyon ortağı ve ana muhalefet olmak üzere, kendi bakış açılarında sıkışmış 5 siyasi parti, süregelen politikaları ve söylemlerinde ısrarlı olup, kutuplaşmayı körüklemeye devam ettikleri takdirde mevcut sıkıntılar daha da artarak sürecektir. Hal bu şekilde olursa, 9 ay sonra yapılacak yerel seçimlerden bir iki yıl sonra yeni bir seçim kaçınılmaz olabilir.