Mehmet Necati GÜNGÖR Vefa, günümüzün önemli kavramlarından biri. Ancak, birçok yerde pek görünümde değil. Özellikle siyasi alanda. Hep vefa ahlâkından söz ederiz ya; siyasette bu ahlâkın pek yeri yok galiba. Sadullah Kaya, Erzurum Barosu’na kayıtlı tecrübeli bir avukat. Aynı zamanda Demokrat Partili. Uzun yıllar Erzurum’da DYP’nin Merkez İlçe Başkanlığı’nı yaptı. Telefonla dertleşirken, vefasızlardan söz etti. Sözleri kurşun gibi ağırdı ama, tabii ki anlayanlar için. AP ve DYP dönemlerinde genç yaşlarında milletvekili, yüksek bürokrat yapılan, genel başkanlığa seçilen, ancak şimdilerde başka kulvarlarda koşturan bazı kişiler için ateş püskürdü desem yeridir. Son olarak Doğru Parti’den söz etti,. “Sayın beyefendi de genç yaşlarda yüksek bürokrat olarak onurlandırılanlardadır. Gücün varsa DYP’ye katılıp güç verseydin ya! Ama amaç başka olunca iş değişiyor. Amaç, öncelikle yeniden milletvekili seçilmek.” diyerek içini döktü. Kaya’nın AP ve DYP’den kopanların parti kurmalarına ilişkin vefasızlık söylemleri öncelikle bu işe teşebbüs edecekleri ilgilendiriyor. Haklarında hiç de iyi konuşulmayacağını bilseler. Muharrem İnce örneğine de değindi eski dostum. “Bu parti seni dört defa milletvekili yaptı, yetmedi Cumhurbaşkanı adayı yaptı. Daha ne istiyorsun? Bu bölücülük niye?” diye sitemler etti. Bu arada bir de anekdot nakletti ki, gülmemek mümkün değil: “Hınıs’tan geliyorum, arabamda 4 tane Kürt kökenli partilimiz var. Bulgaristan’dan gelen Türklerin Bursa’da toprağı öptükleri haberini radyodan dinlerlerken, içlerinden biri dedi ki ‘Bana Bursa’dan 10 metrekare yer versinler, o toprağı yerim, yer!’” Günümüzde de Suriyeliler diye bir  konumuz daha var. Ev verdik, maaş bağladık, Türk vatandaşlarına göre daha iyi haklar sunduk. Bazı illerde çoğunluğu sağlamışlar, ora halkına meydan okuyorlarmış. “Buralar bizim olacak, çıkın gidin” diye. Türk’ün ekmeğinin tuzu yok.