Güray SOYSAL DELİKANLILIK ARKADAŞIM Vedat Gürkan da göç gitti. Şimdi “Vedat Gürkan’da kim” diye soracaksınız, hemen cevaplayayım. Benim canım arkadaşım, delikanlılığımın kader ortağı idi.Gençliğimizde onunla yediğimiz ve içtiğimiz ayrı gitmezdi. Aynı anne ve babadan olmuş gibiydik. Birlikte Varlık mahallesinin ve spor camiasının altını üstüne getirirdik. Sonra o futbolcu, ben ise gazeteci oldum. Bağlarımızı hiçbir zaman için koparmadık. Futbol oynadığı dönemlerde, hırçınlığı ile dikkat çeker, rakip tekmelere çekinmeden kafa uzatırdı. Herkes gibi, bende “Deli Vedat” diye hitap ederdim. Futbolun sevdalısıydı. O zamanın çok büyük takımlarının büyük paralarla transfer teklifini, elinin tersi ile itti. Çünkü, Kırıkkalespor ve Hacettepe sevgisi onda bambaşka idi. Yaşlandıkça, kader onu Ayvalık’taki Cunda’ya, beni ise, Ankara’ya demir attırmıştı. Geçen hafta, oğlu Hakan ve muhterem eşi Nazan tarafından, yaşamını sürdürdüğü, Cunda adasından ölüm haberini aldım. Bu haber üzerine kendimi zor toparladım. Kolay değil, ortak gençliğimin büyük insanını kaybetmiştim., Cunda adasında toprağa verildiği gün, kendimde değildim. İsyan edemezdim. Zira emir büyük yerden gelmişti. Şimdilerde, sadece Vedat Gürkan’a rahmet, geride kalan ailesine başsağlığını iletmekten başka bir şey elimden gelmedi. Futbolumuzun “Deli Vedat’ı” nurlar içinde yatsın. A.GÜCÜ NEREDEN NEREYE? 1910 Yılın bir avuç kahramanın öncülüğünde kurulan Ankaragücü, şu günlerde maddi durum nedeniyle inim inim inliyor. Bu kulübün tarihine baktığımızda ilginç tespitler saptadık. İşte onlardan biri... Ankaragücü’nde kuruluş yıldönümü törenleri resmi geçidini ilk kez 31 Ağustos 1934 yapmıştı. "İmâlât-ı Harbiye Gücü Daim ve Muzaffer olsun" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devamlı desteği ile kurulan ve Turan Sanatkarangücü ile Altınörs İdmanyurdu 31 Ağustos 1910 da birleşmesi ile bugün asırlık çınar olarak karşımızda duruyor. Karşımızda bir tarik duruyor. (Atila Güvenç’e teşekkürlerimle) DEVİR-TESLİM İŞİ BİTTİ O yörenin bir insanı olarak, bugüne kadar hiç merak etmemiştim. 2017 verilerine göre, Yenimahalle’deki nüfus oranı 614.778 olarak açıklandı. Şimdiye gelirsek, bu rakamın daha da artması normal. Bu ilçemizde yaşayanların büyük kısmında kadınların çoğunlukta olduğunu da öğrendim. Yenimahalle’de yaşayan kadınların oranı 329.055, erkeklerinki ise 315.488’yi bulmuş. Böylesine büyük bir ilçedeki spor tesisinin el değiştirmesini gündeme getireceğim.Geçen aya kadar Yenimahalle Belediyesine ait Hasan Doğan tesisleri, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne devredildi. Yenimahalle gençliğinin hizmet verdiği 1’nci durakta bulunan ve Gayret Mahallesi’nin yakınındaki tesisin patronluğu, artık Ankara Spor İl Müdürlüğünün şemsiyesi altına girdi. Bu konuda, Yenimahalle Belediyesi üzerindeki bir yükten kurtulmuş oldu. Zemini sentetik olan ve adı Hasan Doğan bulunan bu tesisin önümüzdeki günlerde amatör spora ne denli katkı vereceğini hep birlikte göreceğiz. Unutulmayanlar /  PETAR NAUMOSKİ 27 Ağustos 1968 yılında Pirlepe’de dünyaya gelen Makedonyalı basketbolcu 1.94 boyu, 95 kilodaki vücut ağırlığı ve oyun koruculuğu ile Türkiye’de Basketbolu sevdiren adam olarak tanındı. ”Türkiye ikinci annem” sözleriyle ülkemize bu denli bağlı olan Petar Naumoski daha sonraları Türk vatandaşlığına geçerek Namık Polat adını aldı. Türkiye’de Basketbol oynadığı dönemlerde sayı krallığını da eline geçiren Makedonyalı basketbolcu Türk Basketbol kariyerine 1989 yılında Efes Pilsen’e imza atarak başladı. Türkiye’deki takımın da 37 maç kazanarak şampiyonluğa ulaşmasında büyük rol oynadı. Türk basketboluna büyük hizmet veren Makedonyalı basketbolcu şimdilerde ülkesinde Federasyon Başkanlığı yapıyor. METİN DİYADİN’İ RAHAT BIRAKIN Ev sahibi takımın Ankaragücü ile Avni Aker’in yanındaki dış sahada oynarken, Metin Diyadin’i rahmetli dostum ve kardeşim Mehmet Tan ile birlikte, tanıdım. Sağ kanatta oynarken fiziği dikkatimi çekti.Vücut yapısı iri idi. Tostoparlak yapısına rağmen fırtına gibiydi. Her topa sahip olup, değerlendirmek isteyen bir yapısı vardı.Trabzonspor A takımından sonra, Fenerbahçe ve Gençlerbirliği’nde futbol oynadı. Talihsiz sakatlığından sonra teknik adamlığa geçti. Babası da hakemlik ve daha sonraları Merkez Hakem Kurullarında görev alan Erdoğdu Diyadin’in oğlu olan Metin Diyadin birçok takımı çalıştırdı. İşine müdahale eden futbol ulemalarının önüne, çekinmeden “istifa” mektubunu koydu. Yani... Fırtınada dalgası ile meşhur olan Karadeniz’in, su katılmamış mert Trabzonlu uşağı olarak kendini tanıttı. Şimdilerde, sıkıntı da olan Ankaragücü’nün teknik patronluğu koltuğuna oturdu. 51 yaşındaki bu futbol cengaveri, halen 3 maçta 5 puana sahip olan ve vefakar taraftarının desteği ile gündemde kalan Ankaragücü’nü daha ileriye götürmeye çalışacak. Rahat bırakılırsa, hedefe varacaklarına kalıbımı basarım. Yeter ki... Ankaragücü’nün futbol ulemaları Metin Diyadin’i rahat bıraksın. DOĞRU SÖZE NE DENİR? Çok çalışan insanın günleri kısa, ömrü uzun olur. D.DİDEROT