Antidepresanlar balıkların ruhsal dengesini bozuyor

A. ERCÜMENT ÖZKAYA - Irmaklara ve tatlı su kaynaklarına karışan antidepresanların balıklarda ciddi davranış bozukluklarına yol açtığı bildirildi. İsveç Umea Üniversitesinden bir grup biliminsanınca yürütülen bir araştırmanının sonuçları Avrupa’nın bütün belli başlı ırmaklarına depresyon, uyku bozuklukları ve ağır kaygı (anksiyete) tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçların kalıntılarının bulaştığını ortaya koydu. İlaç kalıntılarının esas olarak kanalizasyon şebekeleri aracılığıyla ırmaklara karıştığı belirtildi. Araştırma gurubundan Doktor Jerker Fick, Valium ve Xanax gibi birçok antidepresan ilacının etken maddesini oluşturan benzodiazepin grubu bileşenlerinden çok az bir miktarının bile buna maruz kalan balıklarda ciddi davranış bozukluklarına yol açtığını gözlemlediklerini söyledi. Fick’e göre, benzodiazepin içeren ve yaygın olarak kullanılan Oxazepam adlı ilacın karıştığı sulardaki tatlısu levreklerinin anti sosyal davranışlar gösterdiği gözlendi. İlaca maruz kalan tatlı su levreklerinin gruplardan koparak yalnızlığı tercih ettiği ve ilaca maruz kalmamış levreklere kıyasla daha cüretkar, daha pervasız ve tehlikeye açık hareketlerde bulunduğu belirtiliyor. Normal tatlısu levrekleri beslenmeye ayırmadıkları zamanlarda güvenli sığınaklarda gizlenerek avcılardan korunmaya çalışırken, ilaç etkisinde ”kafası güzelleşen” levrekler, gizlenip saklanmaya gerek görmeden tehlikeli bölgelere yelken açıyor ve levrekle beslenen her türden yırtıcıların avı oluyor. İlaç etkisinde stresten kurtulan ve gündelik hayatın kaygılarından uzaklaşan “gamsız” balıkların iştahlarının artması da başka bir problem oluşturuyor. Normal levreklere göre daha çok plankton tüketen “haplanmış” levreklerin artan iştahlarının bulundukları sulardaki ekolojik dengeyi bozabileceğine dikkat çekiliyor. Levreklerin tüketiminin artmasıyla sudaki plankton miktarının azalmasının planktonların besini olan su yosunlarının miktarının kontrolsüz biçimde çoğalmasına neden olmasından korkuluyor. Su yosunlarının kontrolsüzce çoğalması ise sulardaki diğer canlıları olumsuz etkileyerek biyo-çeşitlliğin azalmasına neden oluyor. Dr. Fick, doğal çevreye olumsuz etkilerine rağmen antidepresanlardan vazgeçmenin mümkün olmadığına dikkat çekerek, çözümün atık suların arıtımının daha etkili yollarının geliştirilmesinde yattığını bildiriyor.