ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "HDP Eş Genel Başkanı'nın Rusya'da, 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir. Böyle bir süreçte Rus uçakları masum Türkmenleri, masum Arapları, masum Kürtleri Azez'de, Halep'te, İdlip'te, Bayırbucak'ta bombalarken koşa koşa Rusya'ya gidip destek bildirmek açık bir şekilde bu millete ihanet etmektir. Bu açık bir aymazlıktır" dedi.

Davutoğlu, ATO Congresium'da, KOSGEB 4. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, KOSGEB'in girişimcilik finalisti olan 41 girişimcinin her birini tebrik etti ve başarılarının devamını diledi.

Türkiye'nin her bölgesinden bir iş adamının elinde çantasıyla dünyadaki iş fırsatlarını kovaladığını, yeni yatırım imkanları için kıta kıta koşturduğunu gördüklerini anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Hiç unutmam, Twitter hesabıma bir gün, Dışişleri Bakanı olduğum dönemde, Afrika’dan bir ülkeden bir mesaj aldım, 'Sayın Bakanım, sizin teşvikinizle buraya geldim Kenya’ya ama şu anda havaalanından içeri girmekte sıkıntıyla karşılaşıyorum, lütfen bana yardımcı olun'. Öyle bir girişimci ki 'Afrika’ya açılım' var diye Kenya’ya gitmiş, yeterince belki hazırlığı yok, birtakım sorunlarla karşılaşınca İngilizce olarak da cevap verememiş, doğrudan Dışişleri Bakanını arıyor. 'Hemen ilgilenin' dedim. Büyükelçimizi aradık, büyükelçimiz gitti, havalimanından aldı o girişimcimizi ve içeri soktu.

Burada güzel olan ne biliyor musunuz bir, büyük bir inançla, öz güvenle Afrika’ya gidip ‘madem ki devletimiz bize yön gösterdi’ deyip devletine güvenerek yola çıkması. İki, hava alanında zorlukla karşılaşınca geri dönmemesi, ‘nasıl olsa Dışişleri Bakanı sahip çıkar’ deyip bana ulaşmaya çalışması, teknolojiye etkin kullanması ve inatla hedefine ulaşmaya çalışması. Böyle kendine güvenen, öz güveni yüksek bir girişimci sınıftan daha büyük kaynak olamaz. Eminim bu şekilde örnekler çok fazladır ve Türk girişimcilerini dünyadaki başarıları bütün dünyanın takdirini toplayacak ölçüde hızla gelişiyor."

Davutoğlu, Türk girişimcilerdeki öz güvenin, 2002’den önce böyle canlı olmadığını dile getirerek, "Neden 2002’den önce böyle dinamik girişimci ruhu alanda göremiyorduk? Bu sorunun cevabı hiç şüphesiz Türkiye’nin 12 yılda sağladığı ekonomik, sosyal, siyasi değişimde yatıyor. Geçmişte siyasi ekonomik ve sosyal açılardan kronikleşmiş birçok sorunumuz vardı. Kamuda, özel sektörde, sadece günü kurtarma, yarına çıkabilme, ayakta kalabilme savaşı veriyorduk" dedi.

"İNSANIMIZ ARTIK ÖNÜNÜ GÖRÜYOR"

"Güven ve istikrar ortamının en önemli meyvesi, artık bu ülke insanlarının orta ve uzun vadeli planlar yapabiliyor olmasıdır. Türkiye’de hem siyasi hem ekonomik istikrarı kurumsallaştırdık. İnsanımız artık önünü görüyor" diyen Davutoğlu, "Hesabını çok daha rahat yapıyor. Bir günlük, bir aylık hesap değil, eskiden günlük hesaplarla kazandığı parayı hemen dolara çevirenler (2002'den önce), şimdi yıllık ve daha uzun dönemli hesaplarla iş planlamaları yapıyorlar. İş kurmak ve işini geliştirmek isteyen girişimci artık sadece kendi işine odaklanabiliyor. Ya kriz çıkarsa veya faizler fırlarsa gibi endişeleri hesap ederek gününü bunlarla meşgul etmiyor" ifadelerini kullandı.

"GİRİŞİMCİLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELİ KALDIRIYORUZ"

Davutoğlu, "Küresel girişimcilik monitöründe ilk sıralarda yer alan ülkelerin küresel rekabet endeksinde de ilk sıralarda yer alması elbette şaşırtıcı değildir. Bu nedenle girişimcilik bizim en öncelikli maddelerimiz arasında yer almaktadır. Biz özellikle genç nüfusumuzu ve kadınlarımızı daha fazla girişimci olmaya teşvik ediyoruz. Girişimcilerin önündeki engeli kaldırıyor, girişimci havuzumuzu büyütüyoruz" dedi.

KEÇİÖREN OSMANLI HALK PAZARI'NDAKİ YANGIN

Konuşmasında, Keçiören Osmanlı Halk Pazarı'ndaki yangında da değinen Davutoğlu, buradaki esnafın mağdur olduğunu ve yaraların sarılması için aynı gün harekete geçtiklerini söyledi. Konuyla ilgili acil tedbirler aldıklarını belirten Davutoğlu, dükkanların yeniden inşa edilmesi, nakdi yardım, vergi ve borçların ertelenmesi için adımların atıldığını bildirdi.

Başbakan Davutoğlu, TBMM'deki grup toplantısında da terör operasyonundan zarar gören KOBİ ve esnaf için atılacak adımları açıkladığına dikkati çekerek, şöyle dedi:

"Terör örgütü, ülkemizin çevresinde yaşanan olaylara müdahil olmasını engellemek isteyen odakların maşalığını üstlenerek yeniden terör olaylarını başlattı. Türkiye'yi terörle meşgul ederek Ortadoğu'da daha rahat at koşturmak isteyen çevreler Türkiye'ye karşı olan her odağın taşeronluğuna dünden razı olan terör örgütünü sahaya sürdüler. Bu terör örgütü 70'li yıllarda başka ülkelerin, 80'li yıllarda başka ülkelerin, 90'lı yıllarda yine başka ülkelerin kucağında Türkiye'yi kaosa sürüklemeye çalışmıştı. Şimdi de hangi ülkelerle ne tür hesaplar içinde olduklarını sizler de biz de yakından takip ediyoruz."

"KAZDIKLARI HENDEKLERİN İÇİNE KENDİLERİ DÜŞECEKLER"

Bu eli kanlı çetelerin, bölge halkının sözde hakkını, hukukunu koruduğunu iddia ettiğini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Oysa vatandaşlarımızın hem huzurunu hem malını mülkünü hem de hayat alanlarını talan ediyorlar. Okulları ateşe veriyorlar okula gidemeyen gençleri kendilerine katabilecekleri potansiyel çete elemanı gibi görüp, geleceklerini karartıyorlar. Camileri ve ortak tarihi mirasımızı teşkil eden birçok yapıyı tahrip edip, yıkıp, ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bölgedeki vatandaşlarımızın geçimlerini sağladıkları dükkanlarını yakıyorlar, yıkıyorlar. Biz 'yeni iş yeri açılsın, daha çok vatandaşımıza iş imkanı sağlansın' diye uğraşırken onlar, yapılanları yerle bir etme çabasına giriyorlar. Bunların hepsi nafile çabalar. Kardeşliğimizin önüne barikat kurup, hendekler açmaya çalışanlar hiçbir zaman muvaffak olamayacaklar. Bu hendekleri açanlar ve savunanlar bilsinler ki kazdıkları hendeklerin içine kendileri düşecekler. Biz sağlam köklere sahip bir milletiz, birlikteliğimizin gücünü bu köklerden alıyoruz. Birlik ve kardeşliğimizi bozacak girişimlere asla ve asla izin vermedik, izin vermiyoruz, izin vermeyeceğiz."

Davutoğlu, terörün vatandaşları mağdur etmemesi için gerekli tüm önlemleri aldıklarını ve almaya da devam edeceklerini söyledi.

Davutoğlu, "Bir yandan vatandaşlarımızı huzur ve emniyete kavuşturmak için yoğun bir şekilde terörle mücadele ederken diğer yandan da terörden etkilenen vatandaşlarımızın yanında olmaya, yaralarını sarmaya devam edeceğiz. Bir kez daha, salı günü grup toplantısında ifade ettiğim gibi, terörden ve bu baskılardan doğrudan etkilenen esnafımıza, KOBİ'lerimize özellikle vergi ve primlerinin ödemeleriyle ilgili ertelemeler yaptık ama aynı zamanda ciddi bir destek de orada ekonomik hayatın canlanması için de ek adımlar atacağız. Allah'ın izniyle ülkemizi, milletimizi bu terör belasından kurtaracak, en kısa zamanda huzur ve güvene kavuşturacağız" diye konuştu.

Sadece zor şartlarda yara sarmak için değil, KOBİ'lere ve esnafa güç kazandırmak için her zaman tetikte olduklarını söyleyen Davutoğlu, daha fazla KOBİ'ye ulaşmayı çok önemsediklerini vurguladı.

Davutoğlu, 2009'da hizmet ve ticaret sektöründeki KOBİ'lerin de KOSGEB desteklerinden faydalanmalarının önünü açtıklarını ve 81 ilde KOSGEB İl Müdürlükleri oluşturduklarını belirterek, eskiden Ankara'daki KOBİ'nin bile ulaşamadığı bir KOSGEB olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, "Bugün 41 finalistimizin 22 farklı ilden geliyor olması dahi geldiğimiz seviyeyi gösteriyor ve ekonomik kalkınmanın nasıl bütün bir ülke sathına yayıldığını da açıkca gösteriyor. KOSGEB destek miktarlarını çok önemli ölçüde artırdık" dedi.

KOSGEB'in kuruluşundan 2002'ye kadar olan 12 yıllık döneminde 14,5 milyon lira destek sağladığına, son 12 yılda ise bu rakamın 3 milyar liraya ulaştığına işaret eden Davutoğlu, "KOSGEB'in bu yıl destek için ayrılan bütçeyi büyük oranda kullanmasından hatta ek bütçe talebinde bulunmasından da büyük mutluluk duyuyorum. Bütün bu bütçeler, kullanılsın ödenekler ek bütçeyi de inşallah tekrar tekrar vermeye hazırız" diye konuştu.

"BÖYLE MİLLETVEKİLİ DE SİZE YAKIŞIR"

Davutoğlu, CHP'li Eren Erdem'in sözlerini değerlendirirken de "Maalesef CHP Genel Başkanı ve yönetimi açıkça bu ifadeleri kullanarak hainlik eden, iftira ederek Türkiye'nin itibarını zedeleyen bu sözler karşısında yeterli tepkiyi göstermediler. Aksine 'Biz bu milletvekilini yedirtmeyiz' dedi, Sayın Kılıçdaroğlu. Bizim kimsenin milletvekilinin yedirilmesi gibi bir derdimiz yok. Milletvekiliniz hayırlı uğurlu olsun size. Böyle milletvekili de size yakışır" ifadelerini kullandı.