İzmir 1938 doğumlu olan ve 1996 yılında vefat eden Tanju Okan seslendirdiği parçalarla hep zirvede oldu

Mehmet DEĞER (ANKARA) - Mehmet İlhan Okan ve Bedia Sarıalp’ın oğlu Tanju Okan hayatı boyunca müziğin içinde oldu. Türk Pop Müziğinin duayen seslerinden Tanju Okan’ın babası İzmir’in ilçesi olan Urla’da Bedia hanımla evlendi. Sanatçı 27 Ağustos 1938 yılında Tire ilçesinde dünyaya gelir, ilk müzik eğitimini çok iyi piyano ve keman çalan babasından aldı. Bu müzik dolu mutlu aile tablosu annesi ile babasının boşanması ile bozulur. Babası ile birlikte Manisa’da ikamet ederler. Tanju Okan Manisa ilkokulu ve orta okulunu burada tamamladı. Yine babasının memurluğundan dolayı Balıkesir’e yerleştiler. ORKESTRA KURUYOR Lise yıllarında arkadaşları ile Paris’in efsane kabaresi “Moulin Rougre “da ismini alan bir orkestra kurdu. Müzik tutkusu o kadar etkilİ oldu ki okulu lise ikinci sınıfta bırakmak zorunda kaldı ve tekrar Manisa’ya geri döndü. Müzik hayatında Manisa’nın antik çağdaki adı olan “Magnesia Orkestrası “nı kurdu. Manolya çay bahçesi ve buna benzer mekanlarda mızıka çalıp şarkılarını seslendirdi. 1958 yılında askere giden sanatçı görevini Ankara Orduevin de vestiyerci olarak yaparken, Selçuk Sun’a sesine hayran bıraktırdı. Selçuk Sun, Tanju Okan’ın sesi ve yorumundan çok etkilenir. Kendisini Orduevi Orkestrası’na davet eder. Bu davet sanatçıda büyük etki yapar ve Orduevi Orkestrası solisti olarak askerliğini devam ettirir. Orduevi’nin dördüncü katında bulunan salon da “Guarde Che Luna, Resta Cu’mme, Whispering, Mack The Knife, I Only Have Eyes For You “ gibi günün güncel şarkılarını kendine has yorumuyla seslendirir ve hatırı sayılır bir dinleyici kitlesini oluşturur. ŞÖHRET SINIRLARI Şöhreti kısa zamanda Orduevi sınırlarını aşıp Ankara’ya yayılır. Küçük çapta şöhret olan Tanju Okan ile ilgili ilk yazı Durul Gence, Erol Pekcan gibi önemli müzisyenleri kadrosunda bulunduran Melodi Dergisi’nin 21 Nisan 1960 tarihli ilk sayısında yayınlandı. Askerliğinin son üç ayında özel izin ile Orduevi Orkestrası yanı sıra Orhan Sezener ile Göl Gazinosun da birlikte çalışırken,. 1960 yılında bu vatan görevini bitirdi. 50 LİRA YEVMİYE İlk profesyonel çalışmasını 50 Lira yevmiye ile Orhan Sezener Orkestrasında sürdürdü. 1960 yılı içerisinde Şan eğitimi almak üzere kısa bir dönem İtalya’ya gitti ve 1961 yılı Türkiye’ye dönüşünde Ankara’ya yerleşti. Müzik çalışmalarını bir süre daha Ankara’da devam etti. Tanju Okan’ın şöhreti İstanbul’da ses getirir ve yazı kurulun da Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal gibi önemli isimlerin yer aldığı Popüler Melodi Dergisi 29 Kasım 1962 tarihli sayısında “Manha de Carnaval,Ela Gözlerin, Till ve Angustia “şarkılarıyla başkentlilerin gönlünü fetheden Tanju Okan’ı okuyucularına tanıtır. İSTANBUL SEVDASI Tanju Okan müzik dünyasının kalbi olan İstanbul’a taşınır. Burada Müfit Kiper Orkestrasın da solistlik yaptı ve birçok yurt dışı konserlerinde Orkestra solistti olarak katıldı. Sanatçıyı kitlelerle tanışması 1964 yılında dönemin sanatçılarından Erol Büyükburç ve Tülay German eşliğindeki Milli Orkestrayla, Türkiye’yi Balkan Müzik Festivalin de temsil etti. Festivalin hemen ardından 1964 yılında sanatçının “İbibikler Öter Ötmez Oradayım” adını taşıyan ilk 45’lik plağı Sahibinin Sesi adlı müzik şirketinden çıktı. MANKENLE EVLİLİK 1967 yılının Mayıs ayında, manken, model Nur Erbay’la evlendi ve sekiz ay gibi kısa bir zaman süren evliliğinden Tansu Adını verdikleri bir oğulları oldu. 1968 de ”Haydar Haydar” 1969 yılında ”Benim de Canım Var” 45’ilk plaklarını çıkardı. 1970 yılında ses getirecek 45’lik plağını ”Hasret” ile yaptı. Kendisinin alkole düşkünlüğü şarkılarına yansıdı 1972 de çıkarttığı 45’likle “Öyle Sarhoş Olsam ki” 1973 yılında “Koy Koy Koy” 45’likleriyle çok büyük beğeni topladı. 1974 yılında Mehmet Teoman tarafından yazılan “ Kadınım” adlı şarkısı Türk pop müziğinde adını altın harflerle yazdırdı. 1975 de “ Bütün Şarkılarım” adlı albümünü çıkardıktan sonra 1976 yılında ikinci evliliğini Zerrin Doğan ile yaptı bu evlilik ise ancak 14 ay süre bildi. FİLM TEKLİFLERİ Tanju Okan sadece müzik ile uğraşmadı, kendisine çok sayıda film teklifleri geldi. Bu filmlerden örnek verirsek, 1964 yılında ”Cüppeli Gelin” ile ilk adımını attı. Daha sonraları “Ah bir Zengin Olsam”, “Cımbız Ali”, “Aşkın Kanunu”, “Bu Nasıl Dünya”, “Berduş Kız”, “Şekerli misin Vay Vay” gibi filmlerde rol aldı. 1995 yılında tüm başarıları geride bırakarak yine İzmir sevdasından ayrılmayan Tanju Okan deniz sahili ilçesi olan Urla’ya yerleşti. Burada bir süre yaşayarak yakalandığı siroz hastalığından kurtulamadı ve 23 Mayıs 1996 yılında aramızdan ayrıldı. Tanju Okan, hayatı boyunca Urla ile bütünleşti. Ölümünün ardından Urla Belediyesi Tanju Okan anısını yaşatmak için sanatçının bir heykelini yaptırdı ve bir çocuk parkına da ismi verildi.