KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Gazeteciler Cemiyeti’nde basın ile bir araya geldi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Ankara’da Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde basın ile buluşmasında Maraş’ın on sene içerisinde açılabileceğini söyledi. Tatar, Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki başarısının, uzun süren bir mücadeleyle kazanıldığını ve bu başarının ezber bozduğunu belirterek Kıbrıs gündemine ilişkin merak edilen konularda gazetecileri bilgilendirdi. Tatar, hükümete geldikten sonra özellikle dış politikada daha pro-aktif bir siyaset izlediklerine işaret ederek, bu süreçte Türkiye’nin desteğini aldıklarını belirtti SULTAN YAVUZ-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Yönetim Kurulu üyesi Nursun Erel ve “Medya için Demokrasi/Demokrasi için Medya” (M4D) projesi Koordinatör Yardımıcısı Seva Ülman’ın katıldığı etkinliğin moderatörlüğünü, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve M4D Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı yaptı. Kıbrıs davasının devam ettiğini vurgulayan ve KKTC’nin geleceği açısından Türkiye’nin garantörlüğünü sürdürmesinin elzem olduğunu belirten Başbakan Tatar, Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki pozisyonu ve “Maraş açılımı” ile ilgili değerlendirmede bulundu. Tatar, “Kimse bize bu saatten sonra zorla evlilik yaptıramaz” Kıbrıs adasında Çözüm için “kadife ayrılık” görüşünü savunan Tatar, “ kimse bize bu saatten sonra zorla evlilik yaptıramaz” dedi. Türkiye’nin garantörlüğünün Kuzey Kıbrıs Türkleri için vazgeçilmez olduğunu ve bu garantörlüğün kaldırılması gibi bir yola girilmesine asla müsaade etmeyeceklerini vurguladı. Tatar, Kıbrıs’ta siyasi değil, egemen eşitliğin üzerinde durulması gerektiğini de kaydetti. İsviçre’de Crans-Montana görüşmelerinden sonuç çıkmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın hâlâ bir anlaşma olması için umutlu olmaya çalıştığını belirten Tatar, hem içinde yer aldığı Ulusal Birlik Partisi hem de Kıbrıs Türk halkı açısından, Annan Planı’ndan sonra böyle bir umut kalmadığını ifade etti. KKTC Hükümeti olarak anlaşma olmayacağı görüşünde olduklarını vurgulayan Tatar, Kıbrıs adasında ikili devlet yapısını korumak gerektiğini belirterek, “Kendi devletimiz ve egemenlik haklarımız korunmalı. Türkiye’nin garantörlüğünden de asla taviz verilemez” dedi. Maraş yeniden yerleşime açılacak Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türk halkının arkasında olduğunu, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması ve daha ileri gidebilmesi için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çalışmalarıyla birlikte her türlü pro-aktif çalışmanın içinde olacaklarını söyleyen Tatar, “Maraş açılımı”nın da bunun bir parçası olduğunu ifade etti. Tatar şöyle konuştu: “45 yıldır kapalı bir bölge Maraş… Annan Planı yaşandıktan sonra, tüm özverilere rağmen Kıbrıslı Rumların Türklerle yönetsel paylaşımda her hangi bir adım atmadığı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla hükümetimiz önce bir envanter çalışması ve sonra da ‘Maraş açılımını’ ortaya koymuştur. Söz konusu açılımla, Maraş yeniden yerleşime açılacak ve bunun Türk yönetiminde olması en önemli yanı… Şimdiye kadarki anlayış, bir anlaşma olacağı ve Annan Planı’nda olduğu gibi Rumlara tekrar iade edileceği şeklindeydi ama araştırmalar sonucunda Maraş’ta toprağın çok büyük kısmının bizim Vakıflar İdaresi’ne ait olduğu belgelendi. Oradaki malların dağıtılması, hukuken bize göre çürütülmüş olabilir. Maraş açılımı son derece önemli bir siyasettir ve Türk hükümeti de destek vermektedir. Rumların buna karşı çıkmasının anlamsız olacağını düşünüyorum. Böyle bir açılımın ise ekonomik ve sosyal yönden getirisi açıktır. Maraş aslında Gazi Mağusa ile bir bütündür arada sadece bir tel ayırmaktır. Teli kaldırdığınız anda Maraş kendiliğinden açılacak ve ekonomimize güç getirecektir. Bu saatten sonra çok da uzun sürmeyeceğini düşünüyorum.” Maraş’taki taşınmaz mallar ile ilgili olarak, sahibi her kim ise iade işlemi gerçekleştireceklerini belirten Tatar, bunun yanı sıra kesinlikle tazminat ödemesi yapılmayacağını ifade ederek, hukuki bir süreç ile mülk iadesi yapılacağını vurguladı. Tatar, “Türk Hükümeti ile farklı hareket etmeyiz, istişare içerisinde hareket ederiz. BM kararları uyarınca korunması kararı vardır. Rum, Türk, İngiliz burada mülk sahibi kimse ve tabii Vakıflar İdaresi kontrolündekiler, bütün bu eski sakinlerine yerleşim hakkı tanınacaktır ama KKTC kontrolünde. Eğer adilseler, oradaki eski sahiplerin oraya gelmesine nasıl karşı çıkacaklar” dedi. “Elektriğin getirilmesi çok önemli bir kazanım olacaktır” Başbakan Tatar, 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra, KKTC’nin çok büyük gelişme kaydettiğini ve turizm, öğrenim gibi sektörlerde çok yol alındığını ifade etti. Türkiye’den asma borularla yılda 75 milyon küp suyun Kıbrıs’a aktarılışını “asrın projesi” olarak değerlendiren Tatar, kablo ile elektriğin getirilmesinin de çok önemli bir kazanım olacağını vurguladı. Bunun gerçekleşmesi hâlinde KKTC’nin bir artı değer daha kazanacağını ifade eden Tatar, “KKTC’nin nüfusu yarım milyonu olabilir ama çok önemli bir konumu vardır, sahip çıkılması hepimizin milli menfaatinedir. Orayı güçlendirmek, refah getirmek hepimizin görevidir” dedi. Türkiye Barolar Birliği’yle de hukuki işbirliği içerisinde olduklarını söyleyen Tatar, KKTC’ye direkt uçuşlar konusunu da gündeme getirerek, “Bizim en önemli eksikliğimiz direkt uçuşlar meselesi. Uluslararası mahkemelerde bu yasal hakkı elde etmemiz önemli. Türkiye Cumhuriyeti üzerinden maliyet nedeniyle gelecek turisti kaybederiz. Kıbrıs, turizm adası… Eğer 60 bin yatağa ulaştırabilirsek, Kıbrıs ekonomik anlamda kurtulur. KKTC de federal bir anlaşmayı kimse istemez, o zaman Akıncı da istemez. İnsanımızı mutlu edeceğiz, ekonomimizi de güçlendireceğiz” diye konuştu. “Kıbrıs yük olmaktan ziyade bir değer olarak ortaya çıktı” KKTC’nin Türkiye için yük olmaktan ziyade bir değer olarak ortaya çıktığını belirten Başbakan Tatar, 1960’lı yıllardan sonra sürdürülen mücadelenin ne kadar doğru olduğunu, bugün Doğu Akdeniz’de elde edilen pozisyonun gösterdiğini dile getirdi. Türk uçaklarının bugün Doğu Akdeniz’de kolay hareket etmelerinin KKTC’nin varlığıyla mümkün olduğunu kaydeden Tatar, “KKTC olmasaydı, Türkiye Anadolu’ya hapsolurdu. KKTC ile birlikte bir hâkimiyet söz konusu. Biz KKTC’yi, Türkiye’de gündem yapmak ve gücünü yanımıza almak istiyoruz. Türkiye’den insanlarımızı, hem turizm hem de yatırım için KKTC’ye bekliyoruz. Türkiye ile hem kültürel hem siyasal hem de ekonomik bağlarımızı güçlendirmek istiyoruz” dedi.