Ergun MENGİ Tarihin gördüğü en büyük Haçlı Donanması Çanakkale önlerinde toplandı, Görünen amaç, zor durumdaki Çarlık Rusya’sına yardıma gitmekti. Ancak asıl hedef, batının yüzyıllardır peşinde olduğu İstanbul’u ele geçirmekti. Bu yazımda, 19 Mart ve sonrasını anlatacağım. 19 Mart sabahı tüm İstanbul halkı ve Padişah, gelecek olan İtilaf Donanmasının dumanlarını görme endişeyle, ufka bakıyorlardı. Çünkü artık ne mayın ne de top mermisi vardı. Ama gelen giden yoktu, gelemiyorlardı, denemediler bile. Bir sevinç kapladı tüm ülkeyi, kazanmıştık. Mayın kalmadığını biz biliyorduk ama onlar bilmiyordu. Nusret’in döşediği mayınların yarattığı dehşet sarmalı içindeydiler, denemediler bile, ya Nusret hala oradaysa. Karadan gidelim İstanbul’a dediler, kuvvetler hazırdı, Nusret’i geçebilselerdi İstanbul’u işgal edecek kara kuvvetiydi bu, Anzaklısı, Hintlisi, İrlandalısı, Kanadalısı hep bir arada. Bu sefer de karşılarına Mustafa Kemal (ATATÜRK) çıktı. Şanssız İngilizler. savaşı kaybettiler, gemilerini kaybettiler, sömürgelerini kaybettiler, itibarlarını kaybettiler. Bağımsızlık için destan lazım. İşte Çanakkale, Hintlinin, Avusturalyalının, İrlandalının, Kanadalının, Yeni Zelandalının bağımsızlık savaşıydı. Bu savaş Bağımsızlık Savaşımızın da ilk tohumuydu. 19 Mart sonrasında, İrlanda, Avusturalya, Yeni Zelanda, Hindistan, Kanada bağımsızlık mücadelelerine girdiler ve başarılı oldular. Bu nedenle, her yıl 18 Mart’ta Çanakkale’ye gelirler, bağımsızlıkları için hayatlarını veren dedelerine şükranlarını sunmak için. Atatürk 1934 yılında, çocuklarının mezarlarını Avusturalya’ya geri getirilmesini isteyen annelere “Bu memleketin toprakları üstünde, kanlarını döken kahramanlar!, Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar artık bizim evlatlarımız olmuşlardır“ mektubunu yazmayacaktı. Winston Churcill “Avrupa'da milyonlarca insanın ölmesine neden olan sayısız taarruzlardan hiçbirisi Nusret mayın gemisi kadar düşmanın istikbaline ve harbin sonuçlarına etkili olacak bir başarı gösterememiştir.” demek zorunda kalmayacaktı. 18 Mart Olmasaydı. Çarlık Rusya’sı belki Almanya’ya yenilmeyecekti, belki 1917 Bolşevik Devrimi olmayacaktı, belki ne 2. Dünya Savaşı ne de 45 yıl sürecek Soğuk Savaş olacaktı, belki de dünya iki kutba bölünmeyecekti. 18 Mart böyle bir destandır. Bir devrin battığı ve yenidünya düzeninin kurulduğu yerdir. Çanakkale’de tüm kefensiz yatanları, Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.