ANKARA - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2016 yılı sonunda yüzde 6,1 ile yüzde 8,9 aralığında orta noktası yüzde 7,5; 2017 sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında orta noktası yüzde 6 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" dedi.

Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, enflasyonu düşürmeye odaklı ve kararlı bir politika sonucunda yüzde 5'lik hedefe kademeli yakınsanacağını söyledi.

Enflasyonun 2016 yılında yüzde 7,5,  2017'da yüzde 6'ya geriledikten sonra 2018'de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, "Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2016 sonunda yüzde 6,1 ile yüzde 8,9 aralığında orta noktası yüzde 7,5, 2017 yılı sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında orta noktası yüzde 6 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.

Başçı, 2016 ve 2017 sonu enflasyon tahminlerinde Ekim 2015 Enflasyon Raporu'na göre, 1 puan ve 0,5 puan yukarı yönlü güncellemeler yaptıklarını ifade etti. Geçen yıl ekim ayından bu yana özellikle petrol fiyatları kaynaklı olmak üzere dolar cinsinden ithalat fiyatlarında önemli bir gerileme görüldüğüne dikkati çeken Başçı, "Döviz kuru gelişmeleriyle birlikte değerlendirildiğinde petrol ve ithalat fiyat varsayımlarındaki aşağı yönlü güncellemenin 2016 sonu enflasyon tahmine ekim raporunda sunduğumuz tahmine göre 0,6 puan düşürücü yönde etki yapacağını değerlendirdik" ifadesini kullandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, tek faize geçiş için henüz doğru zaman olmadığını belirterek, "Çünkü bu geniş faiz koridoru, geçmişte küresel oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde bize oldukça faydalı oldu, yardımcı oldu. Özellikle şokların, küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek bir faize geçmemek daha doğru" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu 2016-I’in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, geçen seneki bazdan kaynaklı olarak şubat, mart, nisan aylarında enflasyonu yıllık düzeyde düşürücü yönde bir baz etkisi gözleneceğini söyledi.

Erdem Başçı, "Bu baz etkileri, enflasyonla mücadelede kolektif ve kararlı bir çaba ile birlikte enflasyondaki düşüşün yılın ilk çeyreğinde olabildiğince erken başlamasına yardımcı olacak" diye konuştu.

Küresel para politikalarına dair belirsizlikler ve küresel büyümeye yönelik endişeler nedeniyle finans piyasalarındaki oynaklığın devam ettiğine değinen Başçı, gelişmekte olan ülkelerin bu dönemde küresel dalgalanmalardan değişen oranlarda önemli ölçüde etkilendiğini belirtti. Başçı, bu ülkelere yönelik portföy akımlarının zayıf bir seyir izlediğini, kur oynaklığının da yüksek seviyesini sürdürdüğünü anlattı.

Banka olarak geçen yıl 18 Ağustos’ta yayımladıkları belgeyle çok boyutlu tedbirleri ortaya koyduklarını anımsatan Başçı, bu tedbirlerin oynaklığın etkilerini yumuşattığına, küresel şoklara karşı dayanıklılığı artırdığına işaret etti. Başçı, bundan sonra ortaya koydukları araçların her birinin etkisini ve hangi durumda hangisinin kullanılacağını iletişim politikasıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirerek, "Bu zorlu dönemden bu şekilde Türkiye ekonomisini en iyi şekilde çıkarmaya gayret edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Küresel piyasalarda yaşanan oynaklığın etkisinin Türkiye’de de gözlendiğinin altını çizen Başçı, yurt içi belirsizliklerin azalmasının ve sıkı para politikasının, diğer likidite ve finansal istikrar politikalarının söz konusu etkiyi sınırlandırdığını vurguladı.

Alınan tedbirler kapsamında daha önce piyasayı 3 faizden fonlarken bunu 2’ye çektiklerini anlatan Başçı, şunları kaydetti:

"Bunlardan birisi yüzde 7,50 bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, diğeri ise marjinal faiz oranı dediğimiz yüzde 10,75. Bunların ideal kombinasyonunu her gün belirleme imkanına sahibiz. Şu anda ikinci raunt Çin türbülansı nedeniyle yüzde 9 civarında bir yerde oluşmuş oldu dün ve bugün.

Tek faize geçebilir miyiz? Geçmeli miyiz? O sorunun cevabı: Henüz değil. Çünkü bu geniş faiz koridoru, geçmişte küresel oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde bize oldukça faydalı oldu, yardımcı oldu. Özellikle şokların, küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek bir faize geçmemek daha doğru. Çünkü o tek faizin hangi faiz olması gerektiği ve ayda bir bunu değiştirmenin avantaj ve dezavantajlarına baktığımızda şu anda günlük likidite politikasıyla ayarlama yapmanın daha avantajlı olduğunu ve belirsizlikler azalana kadar, bunun yanında da diğer politika boyutlarındaki araçlarımız, yani döviz likiditesi politikasındaki yeni araçlarımız, finansal sektör boyutundaki araçlarımız etkilerini gösterdikçe, herkes burada bir güven sağladıkça küresel şokların etkilerini çok iyi yönetebildiğimiz görüldükçe bunu tekrar değerlendirebiliriz. Her toplantıda Türk Lirası likidite politikasını ve oradaki ideal yapıyı tartışıyoruz Kurul üyeleriyle birlikte."

Başçı, sıkı duruşun ve geniş faiz koridorunun dengeleyici özelliğini kullanmaya devam ettiklerini belirterek, yurt dışı gelişmeleri yakından izleyip, ideal politikayı tespit edip uyguladıklarını vurguladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Ocak ayı enflasyonu artacak. Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde çift haneye çıkmaması için gayret göstereceğiz" dedi.

Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, finansal istikrar boyutunda attıkları adımların sonuç verdiğini dile getirerek, bankaların daha uzun vadeli borçlanma sürecinin başladığını, zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başladıklarını söyledi.

Yakın dönemde küresel finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkilerin görüldüğünü, küresel şokların gelişmekte olan ülkeleri iki boyutta etkilediğini dile getiren Başçı, "Bunlardan birincisi döviz kurlarında bir miktar zayıflama gözlenebiliyor bir şok geldiğinde. İkincisi de finansal koşullarda sıkılaşma gelebiliyor. Dolayısıyla burada yakın dönemde küresel finansal koşullardaki sıkılaşmanın yurtiçi koşullara yansımaları oldu. Bugünlerde uzun vadeli TL cinsinden Hazinenin borçlanma faizleri yüzde 11’ler seviyesinde. Kısa uçta şu anda 10,75 Merkez Bankasından marjinal fonlama oranı. Nispeten yatay getiri eğrisi var. Diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla bu çok daha yatay bir getiri eğrisine işaret ediyor. Bu küresel şok, tek araçla çalışan ülkeleri nasıl etkiledi diye bakmamızda fayda var, bu tartışmaları sağlıklı yapabilmemiz için. Onların uzun vadeli faizlerini, ciddi bir şekilde yukarıya doğru çekti ve getiri eğrileri çok daha dik hale geldi. Tek bir politika faiziyle ayda bir defa toplanıp, ufak adımlar atmak şeklindeki bir politika uygulamanın sonucu bir yerde getiri eğrisinin sert bir şekilde dikleşmesi şeklinde gözlendi. O yüzden şu ana kadar bizim çerçevemizin çok daha dayanıklı olduğu görülüyor. Ağustos ayından bugüne kadar olan durumda, bu çerçeveden bugün itibarıyla memnunuz" diye konuştu.

Getiri eğrisinin çok dik olmasının krediler üzerinde ciddi genişletici etki yapabildiğini ve uzun vadeli enflasyon bekleyişlerinin hızla yukarı sürüklenmesi gibi sonuca yol açtığını ifade eden Başçı, "Onun da bir yerde bizim çerçevede daha az olduğunu, daha sınırlı olduğunu gözlüyoruz" ifadesini kullandı.

Tüketici ve ticari kredi büyüme oranlarında yılın üçüncü çeyreğinde başlayan belirgin yavaşlama eğiliminin son çeyrekte de devam ettiğine işaret eden Başçı, yıllık büyüme oranlarının bu iki grupta yıl sonu itibarıyla tüketici kredilerinde yüzde 8,7, ticari kredilerde yüzde 16,2 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Başçı, 2014 başından bu yana olduğu gibi 2015 son çeyreğinde de ticari kredilerin, tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiğini belirterek, kredi büyümesi ve kompozisyondaki bu gelişmelerin dengelenme sürecine ve finansal istikrara katkı yapmasının yanı sıra son dönemdeki maliyet gelişmelerinin enflasyon üzerinde sınırlayıcı yönde etki yapacağını değerlendirdiklerini belirtti.

On üç haftalık ortalamaların yıllıklandırılmış büyüme hızlarına göre, tüketici kredilerinin 2015 genelinde, ticari kredilerin ise daha çok yılın ikinci yarısında, geçmiş yıllar ortalamalarının önemli ölçüde altında kaldığına dikkati çeken Başçı, "Ancak yılın son çeyreğinde ticari kredilerde daha belirgin olmak üzere her iki kalemde de 13 haftalık ortalamalara göre hesaplanan eğilimlerde sınırlı miktarda artış yaşandı. Yakın dönemde tüketici kredilerine risk ağırlıklarına yapılan düzenlemeler, önümüzdeki dönemde kredi büyümesini destekleyebilecektir. Bununla birlikte finansal koşullardaki sıkılığın sürmesi nedeniyle önümüzdeki dönemde, yıllık kredi büyüme hızlarının, makul düzeylerde seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bunun özeti şu; krediler boyutunda enflasyona yukarı yönlü herhangi bir risk şu anda görmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Hükümete mektup

Geçen yılın son çeyreğinde, tüketici fiyat endeksinin, bir önceki çeyreğe kıyasla 0,86 puan artarak yüzde 8,81 ile hem Ekim Enflasyonu Raporu öngörüsünün hem de yıl sonu enflasyon hedefi etrafındaki belirsizlik aralığının üzerinde gerçekleştiğini belirten Başçı, "Böyle bir durumda hükümete açık mektup yazmamız gerekiyor. O mektubu da bugün gönderiyoruz. Enflasyon raporu mesajlarının özeti şeklinde. Mektup iletildikten sonra bugün ilerleyen saatlerde internet sitemizde sizlerle paylaşacağız. Aynı mesajlar olacak, sadece hükümete bir kollektif çaba gerektiğine dair ilave hatırlatma var ki zaten hükümet bunun gayet farkında" dedi.

Başçı, dün akşam Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısı yaptıklarını ifade ederek, gıda enflasyonunun, son yıllarda sürekli manşet enflasyonunun üzerinde seyrettiğini kaydetti. Başçı, Gıda Komitesinin konuyla ilgili sunduğu raporda, gelişmeleri ve şimdiye kadar yapılan çalışmaları özetlediğini söyledi. Raporda, son derece kuvvetli bir irade olduğunu gördüğünü, kırmızı et ve ekmeğin enflasyon üzerine ciddi etki yaptığını bildiren Başçı, şöyle devam etti:

"Kırmızı et en ağır şekilde korunan bir sektördür Türkiye’de. Kırmızı et fiyatları arz-talep dengeleri açısından ele alındı. Orada tedbirlerin hızla alınması ve fiyat istikrarının sağlanması konusunda bir irade ortaya kondu. İkinci konu da ekmek fiyatları ele alındı. Ekmekte maliyet nedir, yeni fiyatlamalar nasıldır, o konuda gerekli açıklamaları ilgili bakanlar yapacak. Orada kuvvetli bir irade söz konusu, bu sevindirici. Oradaki kolektif çaba ihtiyacını göstermiş oluyor. Buradaki sapmanın önemli bir kısmı gıdadan kaynaklanıyordu. Gıda ve tütün dışı enflasyona baktığımızda tahminlerimizin biraz üst bandına yakın gerçekleşme olduğunu gördük."

"Ocakta enflasyonun çift haneye çıkma ihtimali az"

Başçı, yılın son çeyreğinde ABD Doları cinsinden ithalat fiyatlarında kaydedilen düşüşe karşın, gıda fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle enflasyon üzerindeki maliyet baskılarının devam ettiğini dile getirerek, söz konusu artan maliyet unsurlarının çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladığını, asgari ücrette yapılan ayarlamanın genel ücretler ile enflasyon üzerindeki yansımalarını yakından izleyeceklerini belirtti.

Konuyla ilgili çalışmaların başladığını belirten Başçı, "Bir yandan TÜİK toplarken biz de fiyat topluyoruz. Orada aşağı yukarı tahminlerimiz doğrultusunda bir gelişme var ama sonuçta geldiğimiz noktada ocak ayı enflasyonu artacak. Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde çift haneye çıkmaması için gayret göstereceğiz. Ocakta çift haneye çıkma ihtimali az, tek hanede kalabilir ama daha sonraki aylarda baz etkisinin de yardımıyla trendler çok önemli olacak" diye konuştu.

Çekirdek enflasyon eğiliminde üçüncü ay arka arkaya düşüş gözleneceğini anlatan Başçı, burada 18 Ağustos’ta yayımladıkları tedbirler ile sıkı likidite politikası duruşunun etkisinin olduğunu bildirdi. TL’nin dolar, avro ve döviz sepeti bazında hareketine bakıldığında nispeten yatay ve dalgalı seyir izlediğini belirten Başçı, "Orada kuvvetli bir trend oluşmadığı sürece bu tür dalgalanmalar, enflasyon üzerinde kalıcı etki bırakmıyor ve buraya geçişler daha sınırlı oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Editör: TE Bilisim