Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, teknogirişimci gençlere verdikleri 100 bin liralık hibe desteğini 150 bin liraya çıkaracaklarını söyledi. Işık, Dünya Teknoloji, İnovasyon ve Girişimcilik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, dünyanın küresel kalkınmaya daha fazla odaklanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ülkelerin kalkınmasını gerçekleştirecek esas unsurun girişimcilik olduğunu aktaran Işık, girişimcisi olmayan bir ülkenin kalkınması ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamasının mümkün olmadığını, girişimcilik ruhunun ülkelerin en önemli itici gücü olduğunu kaydetti. Türklerin girişimci bir millet olduğunu, ancak zaman zaman yaşanan krizlerden dolayı girişimcilik ruhunda hasarlar oluştuğunu ifade eden Işık, KOSGEB bünyesinde 2010'dan itibaren girişimcilik kurslarına destek verdiklerini, şu anda 300 binden fazla insanın girişimcilik kursu aldığını, bir kısmının da kendi işini kurmasını sağladıklarını anlattı. "Eğer bir insanımız girişimci olursa ve o eğitimden sonra kendi işini kurmak isterse biz ona destek veriyoruz" diyen Işık, girişimcilik eğitimi alanlar eğitimden sonra kendi işlerini kurmak isterlerse 30 bin lira hibe, 70 bin lira da faizsiz kredi verdiklerini ifade etti. Dünyayı geliştirenlerin girişimciler olduğuna dikkati çeken Işık, Japonya'nın 17. yüzyılda bunun farkına vardığını, o dönem toplumda en çok itibar gören samurayları, yani askeri sınıfı istifa ettirip ticarete ve girişimciliğe yönlendirdiğinin altını çizdi. "Teknogirişimde bugüne kadar 128 milyon lira destek verdik" Bakan Işık, bugün Amerika'yı Amerika yapanın teknogirişimciler olduğunu, Google, Microsoft ve Apple gibi firmaların teknogirişim sonrası ortaya çıkan firmalar olduğunu söyledi. Türkiye olarak teknogirişimi önemsediklerini belirten Işık, bugün Stanford'un en iyi 100 öğrencisinin hiçbirinin ABD'nin en iyi şirketlerinde çalışmak istemediğini, kendi işini kurmak istediğini kaydetti. Teknogirişim sermaye desteğini 2009'dan itibaren başlattıklarını anımsatan Işık, bu programda teknogirişimci gençlere başlangıçta 100 bin lira hibe desteği verdiklerini, ancak bu rakamı 150 bin liraya çıkaracaklarını dile getirdi. Bugüne kadar bin 300 öğrencinin bu haktan faydalandığı bilgisini veren Işık, ancak bu rakamın düşük olduğunu, bunda da ekosistemin yeterli olmaması kadar, öğrencilerin projelerini değerlendiren öğretmenlerin notlarda cimri olmasının da payı olduğunu ifade etti. "Maalesef bazı hocalarımız gençlerimize o 100 bin lirayı vermek için adeta doktora sınavı yapıyorlar" diyen Işık, verdikleri rakamın küçük olduğunu aktararak, "Yeter ki gençlerimiz bu rakamı alsınlar ve Ar-Ge'ye odaklansınlar, teknogirişim noktasında cesaretlensinler" şeklinde konuştu. Bu konuda hocalara notlarda daha esnek olmaları konusunda çağrıda bulunduklarını anlatan Işık, bu sayede bu sene 585 öğrenciye teknogirişim sermaye desteği verme noktasına geldiklerinin altını çizdi. Teknogirişimde bugüne kadar 128 milyon lira destek verdiklerini aktaran Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama bunun karşılığında 304 firma kuruldu ve bu firmalarda 3 bin 500'ün üzerinde istihdam oluştu. Petro kimya sektöründe bir insanımızın istihdam edilebilmesi için 1 milyon lira harcamamız gerekirken, burada 3 bin 500 insanımızın istihdamı için 128 milyon lira harcamak durumunda kaldık. Ne kadar karlı bir yatırım olduğunu siz düşünün. Bundan sonra teknogirişim sermayesini artırarak sürdüreceğiz. Burada üniversitelerimizden de beklentilerimiz var. Üniversite mezunlarımızın ilk amacı kamuda işe girmek olmamalı, büyük şirketlerde de işe girmek olmamalı. Mezunlarımızın ilk arzusu kendi işini kurmak olmalı. Üniversite eğitimini bu noktada özellikle girişimcilik temelli olarak yeniden ele almak durumundayız. Girişimcisi olmayan ülkenin sürdürülebilir bir kalkınma yakalama şansı yok, bunu üniversitelerimiz kesin olarak eğitim programlarına müfredatlarına yansıtmalı." "TÜBİTAK'ı Ar-Ge konusunda yeniden yapılandıracağız" Işık, TÜBİTAK'ı gelecek süreçte özellikle Ar-Ge konusunda yeniden yapılandıracaklarını söyledi. TÜBİTAK'ı bir proje yönetim mekanizmasına dönüştüreceklerini belirten Işık, TÜBİTAK'ın bilim ve teknolojide Türkiye'nin amiral gemisi olduğunu, ancak proje sürelerinin bir hayli uzun olduğunu, özel sektörün 1 yılda bitirebileceği bir projeye kendilerinin 2,5-3 yıl süre koyduklarını kaydetti. TÜBİTAK'ın bir sistem entegratörü olarak yeniden yapılanacağını vurgulayan Işık, burada TÜBİTAK'ın projelerde kendisine mühendis, araştırmacı ve uzman alıp 'Projeyi bitireceğim' dememesi gerektiğini, arzularının startup firmalarını çağırarak projeyi bu şirketlere bölüştürmesi olduğunu dile getirdi. "Artık devlet memuru mantığı ile Türkiye'de Ar-Ge yapmanın zamanı geçmiştir" diyen Işık, TÜBİTAK'ın sadece Ar-Ge yapan değil, Ar-Ge yaptıran bir kurum haline de dönüşeceğini ifade etti. Işık'a konuşmasından sonra İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, günün anısına bir plaket takdim etti.