15Temmuz uyanışın miladı oldu. Milletçe, birlik-beraberliğin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha idrak ettik. Ama, küresel destekli hain terör bir türlü bitmek bilmiyor. Her gün acı haberler alıyoruz. Günün yarısı itibariyle Elazığ’da üç, Bitlis’te dört şehit! Terör, mekân değiştiriyor. Hedefinde polis karakolları, askeri araçlar var. Devlet canlarını yakmaya başladı ya ondan. Elâzığ, bu güne kadar terörün boy gösteremediği, milli hassasiyeti yüksek illerimizden birisidir. Bunun yanına Doğu’da Erzurum’u, Karadeniz’de Trabzon’u da koyabiliriz. Daha böyle birkaç hassas ilimiz daha var. Aslında “milli hassasiyet coğrafyamız”ın çok geniş olduğu 15 Temmuz gecesi bütün aydınlığı ile ortaya çıktı. Hemen her ilimizde darbe girişimine karşı günlerce, gecelerce bitmeyen gösteriler yapıldı. İktidar-muhalefet nihayet ortak paydada buluştu. “Mesele vatansa gerisi teferruat.” Artık, bu formül hepimiz için! Şimdi, devletimize, Cumhuriyetimize sahip çıkma zamanıdır. Churchil şöyle demişti: “İtfaiye ile ateş arasında tarafsız kalınamaz.” İtfaiye devlettir. Ateş, yani yangın ise terör. Elbette ki biz itfaiyenin, yani devletin yanında yer alacağız. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun iktidara “ne tür yardım istiyorsanız vermeye hazırız, yeter ki şu terör belâsını başımızdan alın” sözleri umut vericidir. Evet, terör yer değiştiriyor. Hassas illerimize yönelmiştir. Belli ki, buralarda da varlığını hissettirmek istiyor. Erzurum’a, Trabzon’a ve diğer illerimize dikkat! Küresel destekli terör bizi her yanımızdan vurmak istiyor. Birlik-beraberlik içinde ördüğümüz bu çelik zırhlı duvarı yıkmak istiyor.   Artık, çeliğe daha fazla su verme zamanıdır!