Türk tesbih sanatının geleneksel ve yenilikçi yorumu

İnsanlık tarihinde, av, savaş, hastalıklardan korunma, uğur getirme, stres atma ve zikir gibi çeşitli amaçlarla kullanılan tespihin geleneksel el sanatçılarından Hasan Kurşun ile tesbih sanatının inceliklerini konuştuk

NAZ AKMAN / ANKARA - Bir ibadet aracı olan tesbih, Allah’ın sıfatlarını tespih ederken sayı saymak için kullanılan, 33 veya katları kadar boncuk tanesinin ipe dizilmesiyle meydana gelen halkalardan oluşuyor. İslamiyet başta olmak üzere birçok dinde kullanılan tesbihin İslamiyet’e girişi tam olarak bilinmemekle beraber, bazı kaynaklarda Hz. Muhammet’in namaz sonrasında, otuz üçer defa “Subhanallah”, “Elhamdulillah” ve “Allah-u Ekber” zikri sırasında, sayıyı belirlemek için çakıl taşı veya hurma çekirdeği kullandığı biliniyor. Müslümanlıkta ilk tesbihin ise halife Hz. Ebu Bekir’in zikir amaçlı kullandığı tahmin ediliyor. Çeşitli malzemelerden yapılan tesbih taneleri de dinlere göre değişkenlik gösteriyor. Musevilerde 17 tane kullanılırken, Müslümanlarda 11,33 veya 99, Budistlerde 108 taneli tespihler kullanılıyor. İslâmiyet’te 500 veya 1000’lik tespihler de Tekke ve Dergâhlarda zikretmek için kullanılıyor. Dini amaçların yanı sıra günümüzde stres atmak için de kullanılan tesbih ayrıca koleksiyon veya hediyelik aksesuar olarak da tercih ediliyor. Teşbihleri dünyanın dört bir yanına ulaşıyor Zamanla gelişerek ustaların marifetli elleri arasında sanata dönüşen tesbih, yapımında kullanılan değerli taşlar ile el işçiliğinden dolayı günümüzde kıymetli sayılabilecek aksesuarlar arasında yer alıyor. 15 yıldır Ankara Kalesi Koyun Pazarı Sokak’ta tesbih sanatına gönül veren geleneksel el sanatçısı Hasan Kurşun (40) ile tesbih tutkusunu ve sanatının inceliklerini konuştuk. Çocukluğundan bu yana el sanatlarına ilgisi olduğunu söyleyen Kurşun, tesbihte kullanılan malzemelerin teminini yaptığı dönemlerde tesbih sanatına olan merakının giderek arttığını anlatıyor. “Tesbih elin sakızıdır” diyen Kurşun, geleneksel yöntemlere sadık kalarak sanatını icra eden ustalardan. 90’dan fazla tesbih modeli bulunan Kurşun, 2018 yılında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde koleksiyoner Serdar Şenel öncülüğünde açtıkları sergide tesbih meraklılarıyla bir araya gelmiş, tesbih severlerin ve koleksiyonerlerin beğenisini kazanmıştı. Geleneksel tesbih sanatını günümüze aslına sahip çıkarak uyarlayan Kurşun’un tornasından çıkan tesbihler, Kuveyt Arabistan, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’nın yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyor. Usta işi tespih nasıl yapılıyor? Türkiye’de ilk sıfatlı imame Kardeşiyle birlikte Koyun Pazarı Sokak’taki “Tesbih Sanatı” isimli dükkânda özel tasarımlarıyla ortaya koyduğu özgün modellerle tanındığını ifade eden Kurşun, Türkiye’de ilk sıfatlı imameyi kendisinin yaptığını söylüyor. “Tesbih sevenler benim modellerimi rahatlıkla tanıyabiliyor. İlk kez 2010 yılında Türkiye’de henüz kimse denememişken ben ilk kez sıfatlı imame yaptım. O dönemler pek çok insan sıfatlı imame yaparak Allaha şirk koştuğumu iddia edip eleştirilerde bulunmuştu. Oysa bu bir sanat. İnternetin gelişimiyle birlikte imameli sıfatı pek çok insan duydu ve çoğu usta denedi. Ben tesbihe farklı bir yorum kattım daha sonra farklılık katmak isteyenlerin sayısı arttı” diyen Kurşun tesbih yapımına ilişkin ise şöyle konuştu: “Türkiye’de tesbih konusunda geleneksel çalışan çok az usta vardır. Ben hem geleneksel hem de yenilikçi bir tarzla tesbihe farklı bir yorum katıyorum. Atölyemde yalnız çalışıyorum, dolayısıyla tesbihin tüm aşamaları benim kontrolümde. Usta işi tesbihin böyle olması gerekiyor yoksa bu sanattan çıkıp seri imalata dönüşür. Bu nedenle yaptığım tesbihler piyasada az bulunan dolayısıyla kıymetli tesbihler. Tesbih yapımında çok sayıda aşama vardır. İlk aşamada tesbihte kullandığımız malzemeyi testere yardımı ile çubuklar halinde kesip, tane boyuna göre bölüyoruz. Tanelerin her birinin aynı boyda olması gerekiyor, her tane defalarca kumpas ile ölçülüyor, milimetrik bir iş. Diğer aşamalar arasında taslaklama, ince testere, zımpara, yuvarlama son olarak tornada taneleri açıyoruz ve cilalama işleminden sonra taneleri ipe diziyoruz. Tesbihin göz ahengi olmalı, uyum içinde olmalı o nedenle yapımı çok zordur. Tesbih belirli sayıdaki tane (habbe), imame, ara tane, tepelik (hâtime), çivi ve durak-işaretten (nişane) oluşuyor, buna güzellik katmak ustanın el sanatına bağlıdır” bilgilerini verdi. Tespih yapımında kullanılan malzemeler Tesbih yapımında kullanılan malzemelerin ağaç, fosil, değerli taş, yarı değerli taş ile hayvansal grup şeklinde ayrıldığını söyleyen Kurşun, kehribar, oltu taşı, lüle taşı, akik, firuze, lapis, oniks gibi minareller, hayvansal nitelikte diş, boynuz ve kemikler, inci, mercan, zümrüt, safir, yakut, sedef gibi değerli ve yarı-değerli taşlar ile abanoz, ardıç, gül, sakız, sandal, şimşir gibi ağaçlardan taneler yapıldığını anlattı. Tespihin değerinin kullanılan malzeme ve işçiliğe göre değişkenlik gösterdiğini söyleyen Kurşun, “Mağazada 5 liradan 10 bin liraya hatta daha yüksek fiyatlara kadar değişen oranlarda tesbih bulmak mümkün. Fiyatlardaki bu değişikliğin nedeni elbette kullanılan malzemenin değeri ve ustanın işçiliği. Antika bir obje veya eski katalin kütle, fil, mamut veya balina dişi, kaplumbağa palet, eski sıkma kehribar gibi malzemeler değerlidir. Bu malzemeleri istenilen modele dönüştürmek, şekil vermek çok zordur. Modeline göre, neredeyse birkaç ayınızı alabilir. Benim en çok vaktimi alan tesbih ‘Yeniçeri modeli’ydi, 27 gün sürmüştü, imamesini tek parça çıkarmak gerekiyordu, bunu yapmak da çok zordur. Bunun dışında komple oymalı gül desenli altın çakılı mamut dişi tesbih yapmıştım o da aynı şekilde neredeyse bir ayımı almıştı. Tesbihe nitelik kazandırmak, sanatsal ürün haline getirmek işçilik gerektiriyor. Bu nedenle usta işi tesbihler koleksiyon niteliği taşıyor” dedi. Sağlığa faydaları Tesbihin Türk toplumundaki öneminin her dönem değişkenlik gösterdiğini belirten Kurşun, “Tesbihte her zaman edep, adap vardır. Tesbih sallanmaz bu saygısızlıktır, çekilir. Manevi olarak tespih taşıyanlar onu gömleğinin veya ceketinin iç cebine kalbine yakın bir göze koyarlar. Eski dönemlerden bu yana tespih taşıyan insanlara ayrıca saygı gösterilirmiş. Eskiden kız istemeye gidilirken aile reisi baba eğer rahatsızsa ve gidemeyecek durumdaysa tesbihini gönderirmiş kendisini temsil etmesi için bu kadar önemliymiş. Saygın kişiler teşbih taşırmış. Bunların yanı sıra bir de her taşın enerjisinden dolayı sağlığa faydalı olduğu da bilinen bir gerçek. Örneğin en çok tercih edilen ağaç grubu arasında yer alan kukanın eldeki bakterileri yok ettiği, Osmanlı döneminde özellikle hekimlerin kullandığı bir tespihtir. Damla kehribar ateş düşürücü özelliğe sahip, eskiden baş ağrısı yaşayanlar veya guatr hastalığı olan kadınlar kolye olarak kullanırmış. Amotis taşı migren baş ağrılarını azaltan bir özelliğe sahip. Teşbih, insanın ruh sağlığına iyi gelen, devamlı kullanıldığında ise kalp sağlığını iyileştiren bir şey” diye konuştu.