Gecenin bir yarısı tezgâhlar pazara geliyor, oradan doğruca toptancı haline. Seçilip kamyona yüklenen mallar gün aydınlanmadan tezgâhtaki yerini alıyor. Akşam müşterisi de alışverişini yaptıktan sonra tezgâhlar toplanıyor ve geç saatlerde evin yolu tutuluyor. İşte pazarcıların bir günlük rutini. Tüm bu koşuşturma içerisinde evli olanı da var, yıllarca pazarcılık yaparak geçineni de ve iş bulamadığı için üniversite mezunu olanı da… Tezgâhın ardındaki üniversite mezunu pazarcılar 24 Saat Gazetesi’ne konuştu.

NURDANE ÖZDEMİR SAĞKAN / ANKARA - Tezgahlardaki genç pazarcıların birçoğu çocukluğundan bu yana babalarının yanında çalışıyorlar, büyük bir çoğunluğu da üniversite mezunu. İş bulamadıkları ya da düşük ücretli iş bulmaları nedeniyle baba mesleğini yapmak zorunda kaldıklarını dile getiren pazarcıların çoğu evli ve ev geçindirmek zorunda. İş bulma umutlarını da hep saklı tutan üniversiteli mezunlar, kazançları geçimlerini sağlasa da çok fazla çalışmaktan ve sosyal hayatlarının olmamasından yakındı. Çalışma mekânlarına dair sıkıntılardan da bahseden pazarcıların ortak isteği ise kapalı pazaryeri. Koronavirüs sürecinde fiyatların arttığına dikkat çeken pazar esnafı, buna rağmen, sokağa çıkma yasağı, evden çıkamama durumları nedeniyle satışlarının arttığını vurguladı. Pazarda sağlık tedbirlerine önem verildiğini, sosyal mesafe ve maske takılmasına dikkat edildiğini de aktaran esnaf, maske dağıtıldığı için maske temininde sıkıntı çekmediklerini de söyledi. Pazarcılar, sorunlarını ve corona günlerinde yaşadıklarını 24 Saat’e şöyle anlattı: Cihat Göktaş- Yumurtacı: “Lise mezunuyum, Arapça ve İngilizce olmak üzere iki dil biliyorum. Kızılay’da erkek giyim mağazam vardı, ekonomik kriz sebebiyle geçen yıl kapattım. Kira giderlerine personel maaşı, stopaj, vergi, normal giderlerimiz eklenince, geçinemez hale geldik ve iflas ettik. Ondan sonra da Gölbaşı Emirler’deki köyümüze geri döndük. Yapacak başka bir şeyim olmadığı için altı yüz tane tavuk aldım. Pazarlarda yumurta satıyorum. Çok şükür kimseye muhtaç değiliz. Ama herhangi bir borç ödeme, borçları kapatma gibi bir durum olmuyor. Kazancımız ancak hayvanların giderleri, mazot parası ve geçimimizi karşılıyor. Haftada beş gün pazara çıkıyorum. Bir pazarda ortalama 15-20 koli yumurta satıp, 400-500 lira para kazanıyorum. İki çocuğum var, evim kira, nasıl geçineyim? O kadar zor şartlarda yaşıyoruz ki, evimize bir kilo et bile alamıyoruz, artık o durumdayız. Pazar, belki de esnaflığın en zor şartları olan yeri. Pazarların üstünün kapalı olması gerek. Mamak pazarı örneğin kapalı pazar, elektrik prizleri var, esnaf ısıtıcısını getirip ısınıyor, telefonunu, terazisini şarj ediyor.” Muhammet Emin Keklik- Meyveci: “Konya Selçuk Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü mezunuyum. Yüksek lisans yaptım ama atama yapılmıyor. Okurken de pazarcılık yapıyordum, on beş yıldır bu işin içindeyim. Biz malı doğrudan üreticiden alıp, aradaki komisyoncuyu çıkartıyoruz. Üreticiye yazın ektireceğimiz tohumun, fidenin mazotun, gübrenin, parasını kışın veriyoruz, ekilişi yaptırıp, ortak oluyoruz. Yazın da, o malı biz satıyoruz. Gece üçte kalkıp toptancı haline mal almaya gidiyoruz, akşam 23.00’te ancak eve dönebiliyoruz. Haftanın yedi günü çalışıyoruz. Yazın hiç uyumadığımız, iki üç ay boyunca hiç eve gitmediğimiz de oluyor.” Mehmet Uzun- Narenciyeci: “ODTÜ, Maden Mühendisliği’ni bıraktım. 15 yıldır pazarcılık yapıyorum. Pazarcılığın sosyal bir güvencesi yok, haldeki esnafa kadar kimsenin sosyal güvencesi yok, sosyal bir yaşantısı da yok, çalışma saatleri çok uzun. Üç dört saatlik uykuyla ayakta duruyoruz. Haftanın yedi günü çalışıyorum, buna rağmen birikimim yok.” Zeki Koyuncu- Sebzeci: “Konya Selçuk Üniversitesi, İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünü bitirdim. Beş belgesel filmin yönetmenliğini yaptım, bunların çoğu ödül aldı. Altı filmin de görüntü yönetmenliğini yaptım. Televizyonlarda iş aradım ama olmadı. Belgesel çekmeye, yönetmenliğe devam edeceğim. Bu tezgah geçim kaynağımız, çocukluğumdan beri babamın yanında pazarda çalışıyorum.” Yusuf Öztek- Sebzeci: “Bakü Devlet Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunuyum. İş arıyorum, asgari ücret veriyorlar. Evli adamım, nasıl geçineyim. Babamın yanında çalışıyorum, günlük yevmiyemiz daha iyi. Pazar her zaman marketlerden daha ucuz. Müşterinin kredi kartı var, üzerimde nakit yok diyor, markete gidiyor, pazarda kredi kartı yok ki. Tezgah seninse ve kendin çalışırsan, günlük 400-500 lira kazanıyorsun, yevmiyeci çalıştırırsan günlük yüz elli lira ödüyorsun. Yaklaşık 18 saat çalışıyoruz, çift mesai yapıyoruz, Aylık kazancımız, 12 ile15 bin lira arasında değişiyor. Babam bana ev aldı, araba da alacak. Evliyim, cebinde paran olmazsa evinde huzur da olmaz. Kavgalar, boşanmalar hep parasızlıktan çıkıyor.” Yusuf Yalçın- Sebze, Meyveci: “Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünde önlisans okudum. Şimdi Açık Öğretimde Lisansa tamamlıyorum. Kendi mesleğimle ilgili iş aradım ama bulamadım. Pazarcılık baba mesleğim, beş altı yıldır bu işi yapıyorum. Yazın daha kazançlı.”
Editör: TE Bilisim