ANKARA-(AA)-TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü, kanser tedavisinde kullanılmak üzere milli biyobenzer ilaç molekülü üretecek Türkiye'de tamamı yurtdışından ithal edilen biyoteknolojik ilaç konusunda çalışma yapan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), kanser tedavisinde kullanılmak üzere milli biyobenzer ilaç molekülü üretecek. TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü İmmünogenetik Laboratuvarı araştırmacılarından Dr. Koray Balcıoğlu, yaptığı açıklamada, milli biyobenzer kanser ilaç geliştirme ve üretimiyle ilgili 10 ay önce proje başlattıklarını söyledi. Dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Balcıoğlu, kanserle ilgili birçok çalışma yapılmasına rağmen yeni bir ürün geliştirmede zorluklarla karşılaşıldığını dile getirdi. Balcıoğlu, Türkiye'de kanser ilacı maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayarak, "Yurtdışına bağımlı olduğumuzdan dolayı dışarıdan kanser ilacı getirmek zor oluyor. Biyoteknolojik ilaçlar dünyada çok popüler oldu. Özellikle biyobenzer konusunda son 2 yılda hızlı gelişmeler yaşandı. Bununla ilgili biyoteknolojik ilaçların pazar payına bakıldığında yaklaşık 40 milyon dolar kar getirmektedir. Ülkemizde 2014 yılında 1,6 milyar liralık onkolojik ilaca ödeme yapılmıştır. Bu nedenle biz proje kapsamında yerli olarak biyobenzer molekül geliştirmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu. "Çalıştığımız ilaçların yan etkileri daha düşük" İlacın antikor üreten DNA dizilerini klonlanarak memeli hücrelerine aktarılacağını ve üretimlerini sağlayacaklarını aktaran Balcıoğlu, şöyle konuştu: "Bu ilaçlar üretildikten sonra uluslararası standartlarda karakterizasyonu yapılacak ve daha sonra da büyük ölçekte üretime geçilecek. Bu çalışma Türkiye'nin yurtdışına bağımlılığını azaltacak ve ekonomik olarak da katkı sağlayacaktır. Teknolojiyi ülkemize kazandırdıktan sonra birçok farklı biyobenzer molekülü geliştirme şansımız olacak. Ayrıca bu vesile ile mevcut altyapıyı da geliştirmiş olacağız." Balcıoğlu, eskiden konvansiyonel olarak kullanılan kanser ilaçlarının kimyasal kökenli olduğuna işaret ederek, "Kemoterapiyi herkes biliyordur, bunun yan etkileri bulunmakta ve hedefe yönelik değildir. Bu yüzden normal hücrelerde kimyasaldan etki gördüğü için yan etkiler oluyor. Biyolojik ürünlerin bir avantajı var, en azından yan etkileri düşük ve hedefe yönelik bir çalışma sağladıkları için çok daha etkilidir" ifadesini kullandı. "4 yılda tamamlanması hedefleniyor" Projenin 4 yılda tamamlanmasının öngörüldüğünü belirten Balcıoğlu, geçen 10 aylık süreçte gerekli genleri belirlediklerini, daha sonra bu genleri vektörlere aktardıklarını dile getirdi. Balcıoğlu, fazla üretiminin firmalar için avantajlı olacağını anlatarak, "Vektörü tamamladık, memeli hücrelere aktarma çalışmalarına başladık. Yakın süreçte bu işlemleri de bitirip en iyi üretimi yapan hücreyi belirlemek için gerekli çalışmaları yapacağız. Bir taraftan da antikorun karakterizasyonu için gerekli altyapıyı oluşturuyoruz. Çünkü bu konuda da yurtdışına bağımlıyız ve ülkemizde akredite altyapı olmadığından dolayı mecburen yurtdışındaki bazı firmalardan destek almak durumundayız ama deneyleri enstitüde oturtup yurtdışı bağımlılığını azaltmak istiyoruz" şeklinde konuştu.