Orhan GÜRDİL Yeri doldurulamayan Türk Çağdaş Müziğinin ünlü opera ve oratoryo bestecisi Ahmet Adnan Saygun, çağdaş müziğinin ilk Türk bestecisi olarak tarihe geçmiştir. Genç neslin tanımadığı ünlü bestekâr üstün yeteneği sayesinde 1928 yılında aldığı üç yıllık bursla Paris’e giderek tanınmış müzik okulu olan “Paris Ecole Normale de Musique’de” eğitime başlamıştır. Bu okulda ki eğitimin akabinde bu kez de dünyanın dört bir tarafında gelen şair, ressam, müzisyen, mimar ve düşünürlerin buluştuğu Schola Canteromla eğitimine devam etmeye başlamıştır. Ahmet Adnan Saygun bu kültür merkezinde Saygun, Ravel Debussy, Stravinsky, Wagner ve daha pek çok ünlü bestecilerinin ilk eserlerinin seslendirilmelerini dinleme imkânı bulmuştur. Saygun yaşamını Paris’in canlı eğlence gecelerine değil, kitapçılar, müzeleri dolaşmaya ayırmıştır. Dolayısıyla şehrin olağanüstü kültür atmosferine yakından şahit olmuştur. 1934 yılında Türkiye’ye dönen Saygun ilk olarak Musiki Muallim Mektebine öğretmen olarak atanmıştır. Daha sonra Türk Dili Tetkik Heyeti’nin Güzel Sanatlar ve Bediiyat Kolu’nda görevlendirildi. 1933 yılında terfi edilerek getirildiği bu görevi sırasında Saygun’a Büyük Önder Atatürk’ten bir teklif gelmiştir. 1934 yılında İran Şahı Peklevi 16 Haziran’da Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacaktır. Atatürk konuğuna Türk toplumunun temeli olan devrimlerin tanıtılması bakımından en etkili gücü müziği seçer. Bu amaçla Saygun’u Çankaya Köşküne davet etmiştir. İran Şahı’nın gelmesine bir ay kala Münir Hayri Egeli’nin yazdığı Libretto, Ahmet Adnan Saygun tarafından kısa bir süre içinde bestelenmiştir. Büyük Önder ilk Türk operasını besteleyen Taygun’un kısa bir süre içinde notaya döktüğü bu eseri dinlemek ister. Bugün resim ve heykel müzesi olan Türk Ocağı’nda düzenlenen geceye katılarak prova halindeki eseri dinlemiştir. Eseri çok beğenen Atatürk yalnız orkestranın zayıf olmasından memnun kalmamıştır. Atatürk huzuruna çağırdığı Saygun’a “Eseri çok beğendim. İnşallah büyük adam olursunuz” diyerek genç bestekârı orada taltif etmiştir. Saygun boş durmamış Cemal Reşit Rey’in kurduğu yaylı sazlar orkestrası ve Adnan Saygun’nun şefliğe getirildiği Riyaseti Cumhur Orkestrası ile Ankara’daki Askeri Bandolardaki müzisyenlerden oluşan bir orkestra da oluşturmuştur. Konsere solist olarak o yılların ünlü isimleri Nimet Vahit, Semiha Berksoy, Nurullah Taşkıran ve Halil Bedri katılmışlardır. Saygun solist kadrosunu zenginleştirmek için nota bilmeyen fakat güzel sesi olan kız öğrencilerini de kadroya almıştır. Atatürk daha sonra ki günler de Adnan Saygun’un bu başarısı için “Bu bir inkılap hareketidir” demiştir. Saygun başarılı çalışmalarını sürdürmektedir. Ferid Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses ve Cemil Reşit Rey’lerdi Ahmet Adnan Saygun tarafından Avrupa da eğitim görmüş Türk beşleri olarak anılan bestekâr- müzisyenlerle Türk Çağdaş Müziğinin ünlüleri olarak adlarını sanat dünyamıza altın harflerle yazdırmışlardır. Yunus Emre’nin sözlerinden esinlenerek bir oratoryoda hazırlayan Saygun bu eseri batının müzikal tekniklerini kullanarak bestelemiştir. Türk Müziğinin çağdaşlaşmasında çok önemli sanat olaylarına adını yazdıran Saygun 7 Eylül 1907 yılında İzmir’de dünyaya delmiştir. Babası, aydın kafalı herkeste saygı uyandıran bir kişiliğe sahip olan Mehmet Celalettin Beydir. 1872-1954 tarihleri arasında yaşamış olan baba Nevşehirli köklü bir aileden gelen matematik öğretmenidir. Konyalı bir aileden gelen annesi Zeynep Seniha hanımdır. Ablası Nebile müzik tutkunudur. Ut, keman dersleri alması Saygun’u da etkilenmiştir. Oda mandoline çalmaya başlayarak müzikal yolda ilerlemeye başlamıştır. Niyazi Bey’den teori dersleri alırken, İsmail Zühtü Beyden de solfej dersleri almaya başlar. 12 yaşında ilk piyanosuna kavuşan genç müzisyene okuldaki hocasından piyano dersleri almış, 15 yaşında piyano çalan bir genç olarak liseden mezn olmuştur. 1924 tarihine kadar ilkokul öğretmenliği yapan Saygun 1926 tarihinde Ankara’da Musiki Muallim Mektebi sınavına girerek İzmir Lisesi Müzik öğretmeni olmayı başarmıştır. Saygun’un başarıları Milli Eğitim gözünden kaçmamış 1928’de aldığı bursla Paris’e gitmiştir. Saygun 6 Ocak 1991’de 84 yaşında vefat etmiştir.