28 yıl önce hayata gözlerini yuman müzik adamının “Papatya”, “Dinle sevgili dinle” tangolarının yanı sıra ve çok sevilen sayısız kez Türk ve yabancı solistler tarafından seslendirilen 40’a yakın bestesi var NECDET Koyutürk, Türkçe Tangoların ilk bestecilerinden, söz yazarı, orkestra şefi ve aranjör. Ülkemizde çok sesli müziğin kurucularından olup geliştirilmesi ve yayılması konusunda büyük çabalar sarf eden bir müzik adamı. Necdet Koyutürk 28.10.1921 tarihinde Ankara’da doğdu, Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. 1950 yılında Mukaddes hanımla evlendi. Erdener (1951) ve Özdener (1956) isimli sanatını halen devam ettiren iki oğlu var. Erdener Koyutürk tango yorumcusu ve besteci, söz yazarı, müzik yapımcısı olarak, Özdener Koyutürk orkestra şefi ve besteci olarak babalarından sonra tango müziğini devam ettiriyor. Müzik hayatının başlangıcında çeşitli hocalardan dersler alan ve kendi çabaları ile müziğini belli bir düzeye taşıyan Koyutürk’ün armoni hocası Demirhan Altuğ idi. Daha sonra Cemal Reşit Rey’den de feyz aldı. 1949 yılından itibaren İstanbul Radyosu’nda kendi orkestrasıyla programlarına başladı. Besteciliğe 1938 yılından itibaren yöneldi. Tangoya büyük ilgi duydu ve bestelerini tango ağırlıklı olarak yapmaya başladı. Tangolarını bestelerken batı müziği formunu, ülkemizin müzik anlayışıyla kaynaştırarak yeni bir sentez yarattı. Müziğimize özgü makamları ve melodi yapısını çağdaş müzik yapısı ve orkestrasyonuyla kaynaştırdı. Bu çalışmaları ile bugünkü popüler müziğimizin de temelini atan Koyutürk’ün bu çalışmaları halkımız tarafından çok tutuldu. Necdet Koyutürk askerlik görevini yedek subay olarak Ankara’da yaptı. Vatani görevi sırasında ünlü Papatya Tangosu’nu besteledi. Sözleri de kendisine ait olan bu tango birçok solist tarafından defalarca seslendirildi ve plak yapıldı. Papatya’nın ilk plağı 1948 yılında Türkiye ve İngiltere’de piyasaya çıkartıldı. Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Balkanlar ile Ortadoğu ülkelerinde de yayıldı, Yirmi bin adet satarak satış rekorları kırdı. O dönem de Türkiye’nin nüfusu yirmi milyondu ve bu da her bin kişiden birinde papatya plağının van olduğu anlamını taşıyordu. Liste başı oldu. Bu günlere kadar ulaştı. Papatya tangosu tüm tangolar içinde en çok seslendirilen eser olarak bugün de yerini koruyor. Defalarca plak, kaset ve cd’lerde yer aldı. Necdet Koyutürk aynı zamanda ülkemiz dışında plakları yayınlanan ilk batı müziği tarzındaki bestecimiz oldu. Yedi bestesini kapsayan dört plağı yurt dışında piyasaya çıktı. Bu besteleri Papatya, Rüzgâr gibi geçti, Şüphe, Yıldızlar düşerken, Dinle Sevgili, Şecaaattin Tanyerli’ninseslendirdiği, Gel beklediğim yeter veİsrailli sanatçı Yaffa Yarkoni’nin seslendirdi, Yıllar var ki adlı tangolarıdır. Necdet Koyutürk yıllarca besteleri ve orkestrasıyla sanat hayatının zirvesine çıktı. Yurt içi ve yurt dışında eserleri yerli yabancı birçok solistler tarafından seslendirildi ve plakları yapıldı. 1959 yılında Dolmabahçe Sarayında Yugoslav Devlet başkanı Mareşal Tito’ya, Yunan Kralına ve Küçüksu Kasrı’nda Irak Kralı Faysal’a orkestrasıyla konserler verdi. Başta Akordeon olmak üzere birçok enstrümanı başarı ile çalan Necdet Koyutürk, İstanbul ve Türkiye radyolarında otuz yıl kendi orkestrasıyla ve düzenlemeleriyle binden fazla program hazırladı ve yönetti. Koyutürk kendi eserlerinin yanı sıra diğer bestecilerimizin tangolarını da icra ederek onları da tango repertuarına kazandırdı. Yirmi kişilik pop ve tango orkestrasıyla kulaklara yeni soundlar yerleştirdi, bir ekol oldu ve yeni bir devir açtı. 1979 yılından T.R.T. kurumundan kendi isteğiyle emekli oldu. Necdet Koyutürk’ün tangoları her dönemde çeşitli sanatçılar tarafından söylendi. Onun eserlerini “Türkçe tango” söyleyen solistlerin yanı sıra “Pop müzik” solistlerimiz ve hatta “Türk sanat müziği” söyleyen birçok ünlü isim de severek seslendirdi. Bu da onun eserlerinin ne kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı konusunda bizlere bir ışık veriyor. Sanat hayatı boyunca sayısız plaklar yapan Necdet Koyutürk’ün eserleri gelişen teknolojiye uygun olarak her devirde taş plaktan başlamak üzere 45 lik, long play, kaset, CD gibi formatlarda her dönemde tekrar tekrar piyasaya sunuldu. 1997 yılında da oğlu Erdener Koyutürk tarafından hayatını anlatan ve taş plaklardan alıntılarla tangolarını kapsayan “Yaşayan tango” isimli bir cd kitap piyasaya çıkartılarak yaşamı ölümsüzleştirildi. Ayrıca Necdet Koyutürk’ün eserlerinden mühim bir kısmını kapsayan “Bir Ömür Tango”, “Pop Tango”, “Taş plaklarda tango” , “Üstad’a saygıyla tango” ve tamamı onun eserlerine, hayatına ait dokuz albüm mevcut. Özellikle Papatya isimli eseri en çok olan seslendirilen tango olma özelliğini koruyor. Necdet Koyutürk’ün kırka yakın eserleri arasında başta Papatya olmak üzere Dinle Sevgili, Rüzgar gibi geçti. Şüphe, Yıllar var ki, Yıldızlar düşerken, Seven bilir, Gözlerine bakarken (Tango-Serenad), Unutmak istiyorum, Özlediğim, Başbaşa kalınca, Beyaz Zambak, Bal çiçeği ve son tangosu Yalan olan yıllarım sayılabilir. Tango dışındaki eserleri arasında Seni özler şu gönlüm (Balad) ile Ayrılık günü ve Aşk ateşi (Vals), Gönül bir aşk arıyor (Latin) , Yalnızlar Rıhtımı (Bolero) tarzında besteleri de bulunuyor. Necdet Koyutürk film dünyasında da eserleri ve görüntüleriyle yer almıştır. Necdet Koyutürk 1953 de “Çalsın Sazlar, Oynasın Kızlar” adlı bir filmde de orkestrasıyla birlikte rol aldı.1959 yılında “Yalnızlar Rıhtımı” filmine aynı ismi taşıyan Bolero tarzındaki bestesini hazırladı. Onun eserlerini plak, kaset, CD yapan, radyo ve TV programlarında seslendiren sanatçılar arasında, İbrahim Özgür, Celal İnce, Şecaattin Tanyerli, Yaşar Güvenir, Zehra Eren, Erdener Koyutürk gibi tango solistleri ile popüler müzik sanatçıları Necla İz, Yasemin Esmergül, Esin Engin, Serap Aksoy, Fatoş Balkır, Nilüfer, Attila Atasoy, Neco, Nil Burak, Ömür Göksel, Gökben, Erol Büyükburç, Türk müziği solistleri  Emel Sayın, Ayla Büyükataman, Tülin Yakar Çelik, İnci Çayırlı, Umut Akyürek, yurt dışında Bulgar pop sanatçısı Lili İvanova, İsrailli solist Yaffa Yarkoni, Rusya da Niyazi Takizade’yi, sayabiliriz. Necdet Koyutürk 19 Ekim 1988 tarihinde İstanbul da kalp yetmezliğinden vefat etti. İstanbul Zincirlikuyu kabristanına defnedildi. Not: Bu metni Necdet Koyutürk’ün oğlu Erdener Koyutürk’ün bir yazısından derledim. Türkçe tangoları yıllarca keyifle dinleyen ve amatörce seslendiren biri olarak Sayın Koyutürk’e teşekkür ederim.