Milliyetçi Hareket Partisi, milli birlik ve bütünlüğümüzün en güçlü ve etkili direnç noktalarından birisidir.

Şimdi, birileri bu noktayı zayıflatmak, hatta baraja gömmek istiyor.

Başta, MHP’yi yönetenler, acaba bu tuzağın farkındalar mı?

Teşkilât fesihleri bir partiye ne kadar fayda sağlamış ki, MHP’ye sağlasın.

Bahçeli, sadece partisiyle değil, Türk milletiyle de kumar oynuyor.

Yazık ediyor!

Parti içi muhalefetin sözcüsü olarak ayağa kalkan Meral Akşener’in Denizli ve Uşak gezileri, çok yakın bir gelecekte bu partide köklü bir değişikliğin olacağını haber veriyor.

Akşener hareketine "rüzgâr" diyordum.

            Denizli ve Uşak’tan sonra "kasırga" demem gerekiyor.

Tam da onu diyorum.

Bahçeli ve ekibi ne yaparlarsa yapsınlar, artık bu kasırganın önünde duramazlar.

Kurultayı kendileri toplamazlarsa, bu kasırganın önünde güz yaprakları gibi savrulup gidecekler.

Ancak, her zaman söylediğim gibi vatanperver bir kitleyi bünyesinde barındırdığı için Türkiye’de var olması gerektiğine inanan vatanperver bir vatandaşım.

Ülkem adına kaygılarım var.

Bu kaygılarımı siyasi platformda giderecek, ülkeme kurulan tuzakları bertaraf edecek güçlü bir duruşa ihtiyacımız var.

İşte bu, şimdilik MHP’dır.

Keşke CHP de bu çizgiye gelebilse.

Diyeceğim o ki;

Türkiye, MHP’siz olmamalı.

MHP’ye kurulan iç ve dış tuzakları bertaraf etmek, sadece partililerin değil, ülkesi adına kaygı duyan herkesin, başta da biz vatanseverlerin görevidir.

Ben, bu partinin mensubu değilim.

Her zaman ifade ettiğim gibi halâ Adalet Parti’liyim.

Benim patim kapatıldı.

O efsane hareketin kendi küllerinden, kendi kök hücresinden doğacağı günleri hayal ediyorum.

Bir gün o da olacak.

Cumhuriyete yeni bir kardeş gelecek.

Bir yanımızda MHP, bir yanımızda O!