Türkiye, yaklaşık 714 bin dekar örtü altı tarım alanıyla dünyada beşinci sırada bulunuyor.
Dünya yaş meyve sebze üretiminde önemli yere sahip Türkiye, yaklaşık 714 bin dekar örtü altı tarım alanıyla dünyada beşinci sırada yer alıyor. Dünyada sebze yetiştiriciliği en çok Çin, Hindistan ve ABD'de yapılıyor; Türkiye ise yaklaşık 30 milyon tonluk üretimi ile dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye'yi bu alanda İran, Mısır ve Rusya takip ediyor. Dünyada sera alanında Çin, 2 milyon 700 bin hektar ile birinci sırada yer alırken, bu ülkeyi sırasıyla Güney Kore, İspanya ve Japonya izliyor; Türkiye ise beşinci sırada bulunuyor. Seracılığın 1940'lı yıllarda başladığı Türkiye'de ilk seralar, kamu kuruluşları tarafından Antalya ve Mersin'de deneme amacıyla kuruldu, seracılık zaman içerisinde Ege ve Marmara bölgelerinde yaygınlaştı. Türkiye'de örtü altı tarım alanı yaklaşık 714 bin dekar düzeyinde hesaplanıyor, 628 bin 836 dekar alanda sebze, 71 bin 638 dekar alanda meyve, 13 bin 546 dekar alanda da süs bitkileri üretiliyor. Başka bir ifade ile örtü altı üretim alanlarının yaklaşık yüzde 88'inde sebze, yüzde 10'unda meyve ve yaklaşık yüzde 2'sinde de süs bitkisi üretimi gerçekleştiriliyor. Yüzde 35'i Antalya'da Türkiye genelinde örtü altı üretim alanlarının yaklaşık 250 bin dekarı Antalya'da bulunuyor. Bu da Türkiye'nin örtü altı alanlarının yaklaşık yüzde 35'inin Antalya'da olduğunu gösteriyor. Antalya'yı yaklaşık 160 bin dekar örtü altı alanı ile Mersin, 95 bin dekar alan ile Adana, 45 bin dekar ile Muğla, 22 bin dekar ile Samsun, 15 bin dekar ile İzmir, 14 bin dekar ile Aydın ve 11 bin dekar ile Hatay takip ediyor. Türkiye'de cam sera alanlarının yaklaşık yüzde 83'ü, plastik sera alanlarının yüzde 52'si, yüksek plastik tünel alanlarının yüzde 12'si ve alçak plastik tünel alanlarının yüzde 8'i Antalya'da yer alıyor. Antalya'da örtü altı tarımda Aksu, Kepez, Kumluca, Serik, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa ilçeleri öne çıkarken, Korkuteli ve Elmalı'da ise yayla seraları bulunuyor. Antalya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Dallı, domates, salatalık, biber, patlıcan ve kabak başta olmak üzere kentteki sebzenin yaklaşık yüzde 80'inin seralarda üretildiğini, Gazipaşa'da da örtü altında muz üretimi yapıldığını söyledi. Antalya'da örtü altı tarımın 1980'li yıllardan itibaren hızlandığını dile getiren Dallı, son yıllarda yayla bölgeleri olan Elmalı ve Korkuteli'nde de örtü altı tarımın arttığını kaydetti. Hedef örtü altında yarı tropik meyve yetiştirmek Örtü altında yarı tropik meyve yetiştirmek için Akdeniz Üniversitesi ile çalışmalar yaptıklarını belirten Dallı, şu bilgileri verdi: "Örtü altı meyvecilik şu anda Mersin bölgesinde çok gelişmiş durumda. Bölgeye arkadaşlarımızı gönderdik, o bölgedeki teknik elemanlarla ve sahadaki danışmanlarla görüştüler. Antalya'da örtü altında tropik ve yarı tropik şartlar oluşturabilir miyiz, bunu çalışmamız gerekiyor. İnşallah örtü altında yarı tropik meyve yetiştiriciliği konusunda girişimlerimiz olacak. Başarılı olursak BATEM sertifikalı fidan için üretime başlayacak ve yarı tropik meyveleri milli çeşit listemize sokacağız. Böylece çiftçimize alternatif ürün çeşidi sağlamış olacağız çünkü çiftçimiz artık alternatif ürün istiyor." Son 10 yılda yüzde 60 artış Dallı, Antalya'da örtü altı tarımda özellikle son 10 yılda ciddi artış sağlandığını, yörede 2002 yılında yaklaşık 150 bin dekar alanda örtü altı tarım yapılırken, bu miktarın bugün 250 bin dekara ulaştığını söyledi. Antalya'da örtü altı tarımında yaklaşık 75 bin işletme bulunduğunu ifade eden Dallı, ortalama dekar büyüklüğünün işletme başına 3 dekar civarında olduğunu kaydetti. Örtü altı üretimde en temel sorunun sera yapısı olduğunu anlatan Dallı, şehirdeki seraların yüzde 85'inin modern yapısı bulunmadığına dikkati çekti. Modern seralarda sera içi ortamının, sıcaklığın, nem değerinin, bitkinin istediği su ve gübre miktarının tamamen bilgisayar ortamında tespit edildiğini, hatta topraksız üretimin yapılabildiğini vurgulayan Dallı, "İlimizdeki seraların yüzde 85'i geleneksel çünkü modern seraların maliyeti çok yüksek. Rantabl hale getirmek için büyük bir işletme olması gerekiyor. En az 30-35 dekarın üzerinde böyle bir yapı kurmalısınız ki size ekonomik olarak geri dönsün. Yani bizim çiftçinin yapabileceği iş değil" diye konuştu.