Swissôtel Genel Müdürü ve ATO Turizm Geliştirme Stratejileri Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Savaş Çolakoğlu ile Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu (USDF) Türkiye Başkanlığı’na seçilmesi hakkında konuştuk

NAZ AKMAN - Swissôtel Genel Müdürü ve ATO Turizm Geliştirme Stratejileri Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Savaş Çolakoğlu, 16 Mart’ta yapılan genel kurulda Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu (USDF) Türkiye Başkanı seçildi. Çolakoğlu ile federasyon kapsamında Türkiye için küresel alanda yapılması planlanan projeler ve Ankara’nın turizm potansiyelinin artırılmasına ilişkin görüştük. Skal, dünya turizm profesyonellerinin küresel turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı uluslararası en yaygın ve en eski turizm sivil toplum örgütlerinden biri. Dünyada 90 ülkede, 358 kulüp ve yaklaşık 15 bin üyesi bulunan ve Türkiye’de 17 kulüp ve 1000’e yakın turizm profesyoneli tarafından temsil edilen Skal’ın bünyesinde uluslararası seyahat ve turizm endüstrisindeki tüm sektörler yer alıyor. Uluslararası Skal, 1956 yılında İstanbul Skal Kulübü’nün kuruluşuyla beraber Türkiye’ye de girmiş oldu. Örgüt, 2011 yılı Mart ayından itibaren federatif yapıya kavuşarak Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu (USDF) adını aldı. USDF’nin Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Fethiye, Kapadokya, Alanya, Çukurova, Marmara, Eskişehir, Konya, Karadeniz ve Troy olmak üzere 17 kulübü mevcut. Skal, dünya turizm profesyonellerini bir araya getiren en kapsamlı ve alanında benzeri olmayan çatı örgütlerden biri olma özelliği taşıyor. Turizm endüstrisinde önemli ivmelere imza atılan Skal’ın Türkiye federasyonunun öncelikli hedefi ise dünya kongresine ev sahipliği yapmak. Çolakoğlu ülke ekonomisine önemli katkılar sunacak olan dünya kongresi hakkında şöyle bilgiler verdi: “Skal, mesleki bir örgütlenme değil, sivil toplum örgütlenmesidir. Çünkü Skal’da, turizm pastasında payı olan otel, tur, acente veya üniversitelerdeki üst düzey yöneticilerimiz üye olabiliyor. Sürdürülebilir hedeflerimiz arasında üyelik zincirimize yeni profesyonelleri katmak gibi bir gayemiz de var. Dolayısıyla Skal’daki bu karma bizi fikir kulübü haline getiriyor. Uluslararası en yaygın ve en eski turizm sivil toplum örgütü olan Skal International’ı ülkemiz turizm politikalarında söz sahibi olan bir federasyon çizgisine taşımak en önemli hedefimiz. Türkiye daha önce iki kez İstanbul ve bir kez de Antalya’da olmak üzere üç kez uluslararası kongre yapıldı. USDF olarak önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye’de yeniden bir dünya kongresi yapılması için elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü bu kongrelerin yapıldığı ülkede bir sonraki yıl, yüzde 10 turist artışı yaşanıyor. Turizmde yüzde 10’luk artış ülke ekonomisine önemli bir katkı anlamına geliyor. Bu Uluslararası kongreler 3 gün sürüyor ancak öncesinde ve sonrasında turlar satılıyor. Yaklaşık bin turizm profesyonelinin katıldığı böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmak, ülkemizi tanıtmak için de eşsiz bir fırsat. Türkiye şu an uluslararası kongrelere ev sahipliği yapabilecek alt yapıya sahip. Yapmamız gereken Skal’ın yönetiminde aktif olup başarılı faaliyetlerde bulunarak dünyada söz sahibi olabilmek.” [caption id="attachment_157260" align="alignright" width="304"] Savaş Çolakoğlu[/caption] Yıl sonuna kadar 10 ülkeden sektör temsilcileri Ankara’ya getirilecek Çolakoğlu, ATO Turizm Geliştirme Stratejileri Özel İhtisas Komisyonu Başkanı olarak, 2019 yılı sonuna kadar 10 ülkeden sektör temsilcilerini Ankara’da ağırlamak istediklerini belirterek şöyle konuştu: “ATO'da 58. komiteden oteller ve konaklama tesisleri komitesinden meclis üyesi oldum. Meclis üyesi olduktan sonraki süreçte ATO'nun yapılanması içerisinde daha aktif olabilmesi için komisyonlar oluşturuldu. Bu kapsamda 6 ana komisyon kuruldu. Bunlardan biri olan ve benim başkanlığını yürüttüğüm Turizm Geliştirme Stratejileri Özel İhtisas Komisyonudur. 7 meclis üyesi arkadaşlarımızla aktif ve sonuç odaklı projelere imza atmak istiyoruz. Ankara'dan yurt dışına direk uçuşlar ile ilgili olarak ATO'nun çok büyük bir hamlesi oldu. Bu konuda önemli olan direkt uçuş hattını açmak değil o hattı işletmek önemli. Bu çerçevede Başkentten direkt uçuşların yapıldığı ülkeleri ve şehirleri tanımak, birbirleriyle kaynaştırmak için Türk Hava Yolları ile ortak proje geliştirdik. İlk durağımız Moskova oldu. Şehrin 7 basın temsilcisini 3 gün boyunca Ankara’da misafir ederek müzelerimizi, termal merkezlerimizi, sağlık kuruluşlarımızı, sosyal yaşamımızı ve kültürel değerlerimizi tanıttık. Ankara'nın yaşayan bir şehir olduğunu göstermeye çalıştık. Bu ev sahipliğimizin Moskova kanadından çok güzel yansımaları da oldu. ATO olarak her ay bu tarz geziler düzenlemeyi düşünüyoruz. Türk Hava Yolları’nın ulaşım sponsorluğunda yaptığımız bu gezilerle şehrin bilinirliğini, şehirde nelerin olduğunu gelen temsilcilerin gözünden tanıtıyoruz.” Çolakoğlu, “Ankara’da mecburiyet turizmi var” Başkentte turizm birlikteliğinin olmadığını ve şehrin tanıtım materyalleri konusunda eksiklik yaşadığını ifade eden Çolakoğlu, sağlık ve kongre turizminin şehrin kalkınması için önemli potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Turizmde şehirlerin ön plana çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Çolakoğlu, ATO olarak Ankara'yı Avrupa'daki başkentlerle rekabet edebilir bir doluluğa çıkarmaya çalıştıklarını da söyledi. “Türkiye denilince akla İstanbul ve Antalya’nın gelmesi yerine Ankara'nın gelmesi için elimizden geleni yapacağız” diyen Çolakoğlu, Başkentin turizm karnesini ve yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Ankara yıllarca çok ihmal edildi oysa burası Türkiye’nin başkenti. Avrupa'daki ülkelerin başkentleri ile kıyasladığımız zaman bizim turizm anlamında hiçbir aktivitemiz yok dolayısıyla hiçbir gelirimiz de yok. Çünkü şehirde turizm birlikteliği yok. En önemlisi şehrin tanıtım materyali yok. Her kurum kendi penceresinden Ankara’yı tanıtan filmler hazırlamış fakat sadece şehri tanıtan ve herkesin rahatlıkla erişebileceği bir tanıtım filmi yok. Öte yandan Ankara turizminin adı da yok. Maalesef Ankara’da mecburiyet turizmi var. Yani mecburiyetten Başkente yolu düşen günü birlik misafirlerimiz var. Turizmde bir şeyi öne çıkarttığınız zaman çok kısır döngüde kalıyorsunuz, bunun yerine topyekûn şehirleri ortaya çıkarmak gerekiyor. Dolayısıyla uzun dönemdeki hedefimiz ‘Ankara'yı Avrupa'daki başkentlerle rekabete edebilir bir doluluğa çıkartmak’. Daha sonra ürün olarak Ankara’yı pazarlamak ve elbette buraya yolu düşen misafirleri bir gece de olsa konaklatabilmek. Başkentin üzerindeki gri perdeyi kaldırmamız gerekiyor. Bu kapsamda Ankara’nın iki turizm kazancı var. Bunlar kongre ve sağlık turizmi. Sağlık turizmi de kendi içinde ikiye ayrılıyor; termal ve tedavi turizmi. “Kongre ve ziyaretçi bürosu geliştirilmeli” Şehrin kongre turizmi yapabilecek potansiyeli var. Yeni kongre merkezinin ulaşımı konusunda büyükşehir belediyesi ile görüşüyoruz hem buraya hem de havaalanına metro gerekiyor. Havaalanına yapılacak metro hattı ile yeni yapılacak kongre merkezini de birleştireceğiz ki burası daha üst düzey bir yer haline gelsin. Şu an atağa geçilecek dönemdeyiz. Çünkü eğer uluslararası bir kongreyi almaya karar verirseniz 5 sene öncesinden plan yapmanız gerekiyor ki uluslararası kongrelerin en azından 3 sene sonrası için karar verilebiliyor. Bizim ise şu an bu şartlar altında en erken alabileceğimiz kongre 2022-2023 yılları. Buna yoğunlaşmak gerekiyor. Bunun içinde ATO bünyesinde kongre ve ziyaretçi büromuz var, bu büronun daha aktif hale getirilmesi için geliştirmemiz gerek. Hedefimiz kongre merkezi biterse 2020 ulusal kongreleri yapıp daha sonrasında da uluslararası kongrelere talip olmak.”