Ankara Çok Yönlü Destek Merkezi (ASAM) 12. Kapadokya Kadın Buluşması için hazırlıklara başladı

Somali, Irak, Suriye, İran, Afgan ve Türklerden oluşan yüzlerce kadın “Komşu Kadın Bohçası” projesi kapsamında bir araya gelerek kendi kültürlerini yansıtacak motifler yaratıyor. Kadınların yaptığı eserler 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kapadokya’da düzenlenecek “12. Kapadokya Kadın Buluşması” kapsamında gösterilecek
NAZ AKMAN - Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin (SGDD) Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) desteği ile 2016 yılından bu yana faaliyet gösteren Ankara Çok Yönlü Destek Merkezi (ASAM) 12. Kapadokya Kadın Buluşması için hazırlıklara başladı. Önceki yıl SGDD’nin 50’ye yakın şehirdeki ofisinde, mülteci kadınların duygularını, dileklerini, umutlarını anlattıkları “Mülteci Kadın Bohçası”nı oluşturan Ankara Çok Yönlü Destek Merkezi, bu yıl değişikliğe giderek “Komşu Kadın Bohçası”nı yapmak için kolları sıvadı. [caption id="attachment_150476" align="alignleft" width="342"] Cansu Oba[/caption] Komşu Kadın Bohçası Kapadokya’da sergilenecek Türk ve mülteci kadınların bir araya gelerek kendi kültürel simgelerini ve motiflerini işlediği eserleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “12. Kapadokya Kadın Buluşması”nda sergilenecek. Mülteci kadınların güçlendirilmesini amaçlayan proje kapsamında, aynı şehirde ve aynı mahallede yaşayan kadınların birbirleriyle kaynaşarak kendi kültürlerini tanıtması, başka ülkelerin kültürlerini kucaklaması ve sosyal uyum sağlaması hedefleniyor. Proje Koordinatörü Cansu Oba, mültecileri güçlendirme çalışmalarının yanı sıra Türkleri, Suriyelileri, Iraklıları ve diğer mültecileri bir araya getirip kaynaştırmaya yönelik etkinlikler yaptıklarını belirtti. Karşılıklı toplumsal kabulün arttırılması ve mültecilerin Türkiye’deki yaşama adaptasyonlarını sağlamayı hedeflediklerini ifade eden Oba, projeye ilişkin şöyle konuştu: Her bohçanın bir hikayesi var “Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın buluşmaları düzenliyoruz. Geçen sene 11. Kadın Buluşması’nda mülteci kadın bohçasıyla yola çıkmıştık. Kadınların kendi hayallerini, ümitlerini, taleplerini, hatıralarını ufak ufak küçük bezlere yazarak işlemeler yapmalarını sağladık. Tüm çalışmaları birleştirerek 70 metrelik bir bohça elde ettik. Komşu Kadın Bohçası’nın mantığı da yan yana hayatı birlikte örgütleyen kadınların bir arada sanat işliği yapması. Burada ayırt edici özellik şu, fiziksel olarak belki yan yana gelemiyoruz ama her gruptaki kadınlar kendi kültürlerinden bir kıyafet modellemesi yapıyorlar ve yaptıkları ürünün kenarına hikayeler kurguluyorlar. Türkiye'nin farklı illerindeki 83 ofiste şu anda bu proje yürütülüyor. Haftanın 5 günü Türk ve mülteci kadınlar merkezde bir araya gelerek çalışıyorlar, her grup kendi tasarladığı 2 boyutlu geleneksel kıyafet ortaya çıkartıyor. 8 Mart’ta bu çalışmalar Kapadokya’da bir araya getirilerek birleştirilecek. Kadınların yaptığı bu ürünler yan yana getirilecek, tıpkı el ele tutuşmuş onlarca kadının görüntüsü gibi bir manzara yaratılacak.” [caption id="attachment_150477" align="alignleft" width="430"] Khouloud Kalash-Esra Salmon Wahhab[/caption] Kültürleri birleştiriyorlar “Komşu Kadın Bohçası” projesi katılımcılarından Şükran Ay (57), proje hakkında “Ben Altındağ Belediyesi Önder Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi üyesiyim. Kültür merkezi aracılığıyla buradan haberdar olup projeye katıldım. Burada mülteci kadınlarla beraber köylü kızı kıyafeti yapıyoruz, ekipteki diğer kadınlarda kendi kültürlerine göre yöresel gelin kıyafeti yapıyorlar. 8 Mart için çalışıyoruz. Dinlerimiz, dillerimiz, ırklarımız farklı olsa da birlikte emek vererek ortak bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. İç içe yaşıyoruz. Burası ev sıcaklığında, samimi bir ortam. Benim yaşadığım mahallede Suriyeli komşularım var her biriyle iyi ilişkilerim oldu. Dostluklarımızın kurulmasında bu merkezin büyük bir payı var” dedi. “Ankara, evim gibi” Iraklı Esra Salmon (29), da 1 yıl önce Türkiye’ye geldiğini söyleyerek, “Eşimle birlikte ülkemizde yaşanan iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığındık. Savaşta amcamı ve dayımı kaybettim. Ankara daha güvenli bir şehir, burada kendimi evimdeymiş gibi hissediyorum, Ankara’yı çok seviyorum. Sağlık sorunlarımdan dolayı çalışamıyorum, eşim burada işçi olarak çalışıyor. Ankara Çok Yönlü Destek Merkezi’ndeki etkinliklere katılıyorum iki aydır buraya geliyorum. Burası sayesinde diğer ülkelerin kültürlerini tanımaya çalışıyorum. Türkler bize karşı iyi davranıyorlar” sözlerine yer verdi. [caption id="attachment_150478" align="alignleft" width="386"] Şükran Ay[/caption] “Suriye’de keşfedemediğimiz yeteneklerimizi burada keşfediyoruz” Yaklaşık 5 yıldır 5 çocuğundan ayrı yaşamak zorunda kalan Suriyeli Khouloud Kalash (50), 9 aydır Türkiye’de yaşıyor. Suriye’de radyoculuk ve sunuculuk yapan Kalash savaşta babasını kaybettikten sonra Türkiye’ye geldi. Kalash, “Özellikle dil konusunda çok zorlandık, eşimin araştırmaları sonucu bu merkezden haberdar olduk. Buradaki insanlar aile gibi bizlere çok yakın davrandılar. A1 seviyesinde Türkçe öğrendim. ASAM benim ikinci evim, buraya gelince her şeyi unutuyorum. Bu merkezde kendi ülkemizde keşfedemediğimiz yeteneklerimizi keşfedebiliyoruz. Kültürümüzdeki zenginlikleri yansıtıyorum amacımız tüm kültürleri birleştirmek” ifadesini kullandı.
Editör: TE Bilisim