5 kız kardeşin en küçüğü olarak dünyaya gelen türkücü Bilge Şan, müzik aletlerine karşı merakıyla girdiği her branşta başarılara imza attı MEHMET DEĞER (ANKARA-)Küçük yaşta sanat hayatına atılan çok nadir kişiler bulunuyor. Bu kişiler, isimlerinden daha çok, ortaya koydukları sanatla anılmakla ister. O kişilerden birisi de Bilge Şan… Trabzon’un zengin iş adamlarından Mustafa Karamehmet’in en küçük kızıdır. Sanatçımız iki erkekten, beşi kız kardeşin en küçüğü idi. 1950 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Bilge Şan sekiz yaşında babasının ut çalmasıyla kendisini bir anda müziğin içinde buldu. Babası bir gün çocukların hepsine birer adet müzik aleti aldı ve dağıttı. UD VE KEMANLA ARKADAŞLIK Bilge Şan udu çok istemesine rağmen babası ona kemanı uygun görmüştü. Artık çok sevdiği müzik ile iç içe olacaktı. Bir elinde utu, diğerinde kemanı ile isminden bahsettirmeye başlamıştı. Bu arada tar sanatçısı Şenel Önaldı’nın ağabeyi Toman Önaldı’dan ut ve keman dersleri aldı. Hocasının dikkatini çeken sanatçının bu gayreti kendisine Konservatuarın yolunu açtı. 10O yaşında Ankara Devlet Konservatuar sınavlarına girip, birincilikle kazanarak yatılı olarak okumaya başladı. Ankara’da bir süre okuduktan sonra ailesinin 1962 yılında İstanbul’a yerleşmesi nedeniyle babasının yanına geldi. Eğitimine artık İstanbul’da devam edecekti. Cağaloğlu Konservatuar sınavlarına girdi ve kazandı. Artık sanat Dünyasının merkezine gelmişti. VOKALİSTLİK YAPTI Bir grup arkadaşıyla “ Süliyet Orkestrasını” kurdular. O dönemlerde Cem Karaca, Barış Manço ve Gökçen Kaynata’nı tanıdı ve bir süre vokalistlik yaparken, bir çok tiyatro oyunlarında yer aldı. 1964 yılında Türkiye Radyo Televizyon Genel Müdürlüğü tarafından açılan “Altın Mikrofon” yarışmasına kurdukları orkestrayla katılıp birinci oldular. Sanatçı artık başarı basamaklarını yavaş yavaş çıkıyordu. Grafson plak şirketiyle sözleşme imzalayarak 1965 yılında ilk 45’lik plağını “Dane Dane Benleri var Yüzünde” adlı türkü ile yapıp sesini duyurmaya başladı. İSTANBUL RADYOEVİ YILLARI Sanatçı 1966 yılında açılan İstanbul Radyosu sanatçı sınavlarına müracaat etti. Çok istediği Türk Sanat Müziği kayıtları dolduğu için Türk Halk Müziğine kayıt yaptırmak zorunda kalıp, sınavda başarılı olarak stajyer sanatçı olarak göreve başladı. Üç yıllık stajyer sanatçılık döneminde Ömer Şan ile tanışarak evliliğe ilk adımlarını attılar. 1969 yılında Türk Halk Müziği sanatçı kadrosuna atanıyorlar. Bu evliliklerinden 1968’de Selda, 1972’de Seda ve 1979’da Nida dünya’ya geldi. STAJYERLİK DÖNEMİ Bu iki çiftin İstanbul radyosundaki görevleri stajyerlik dönemi ile beraber 15 yıl sürdü. 1981’de gelen sahne teklifi nedeniyle radyodaki görevlerinden istifa ederek “ Ömer Şan – Bilge Şan “ ikilisi olarak Büyük Maksim Gazinosunda sahne aldılar. Bu birliktelik sinema da “Zehirli Çiçek” filmiyle devam etti. Bilge Şan’ın içindeki Türk Sanat Müziği tutkusu ile sahnede sanat müziği okumak ister. Bu olay eşler arasındaki uyumu bozar. Ayrı ayrı sahneye çıkmaları sonunda, evlilikleri sarsılmaya başladı Bu sorunlar fazla uzun sürmez ve 1992 yılında ayrılmaya karar verirler. Bu ayrılıştan sonra Bilge Şan hayatını tek başına devam eder. Bilge Şan, ud, keman ve diğer müzik aletleri konusunda öğrencilerine ders vererek müzik yaşantısını sürdürüyor.
Editör: TE Bilisim