Ukraynalı Victor Shevchenko ile Gürcü Tamila Arishvili’den festival sohbeti

Bilkent Center’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Bilkent Sanat Festivali’nde uluslararası sanat rüzgarı esiyor. Ukraynalı sanatçı Victor Shevchenko ve Gürcü sanatçı Tamila Arishvili ile sanat ve festival hakkında konuştuk

[caption id="attachment_155732" align="alignright" width="281"] Gürcü sanatçı Tamila Arishvili[/caption] DİCLE KAVAK EKMEKCİ - Uluslararası Bilkent Sanat Festivali, üçüncü kez sanatseverlerle buluştu. 34 farklı ülkeden gelen 78 resim ve heykel sanatçısı, “Başkent Sanatla Renkleniyor” temasıyla ilgililerle bir araya geliyor. Festivalde, Türkiye’den katılan sanatçıların yanı sıra, Ukrayna, İspanya, Rusya, Kuveyt, Yunanistan, Umman, İran, Makedonya, Gürcistan’dan gelen sanatçılar festival alanında eserlerini sergiliyor. Empresyonist çalışmalarda efekt vurgusu: Victor Shevchenko Uluslararası Bilkent Sanat Festivali’ne ikinci kez katılan 1950 doğumlu Ukraynalı Sanatçı Victor Shevchenko, hayatı ve sanat eserleriyle ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Kharkov Sanat Enstitüsü Tasarım Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 1970’lerde Almanya’da askerliğini yapan Shevchenko, o dönemde her ülkede Vladimir Lenin’e ait bir oda bulunduğunu belirtiyor. Almanya’da bulunan Lenin’in odasının mimari dizaynını kendisinin yaptığından ve sanata olan ilgisinin mimari dizayn ve tasarıma olan alakasıyla birleştiğinden bahsediyor. 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan izlenimcilik ve empresyonizm akımını benimsediğini söyleyen Shevchenko, doğadaki unsurların içerisinde oluşturduğu izlenimleri kişinin içinde oluşturduğu izlenimleri, fırça darbeleriyle dışarıya yansıttığını bildiriyor. Shevchenko’yu farklı kılan öge, resimlerinde ön plana çıkartmak istediği efektler. Kendisi bu durumu, “Bir resimde ışık görmek istiyorum, tüm sanat eserlerimde resim içerisine ufak bir vurgu koyarak kendi imzamı atıyorum” diyor. Ukrayna “Veselka Sanat Birliği” üyesi olan sanatçının tüm yağlıboya eserlerinde, renklerin ardındaki leke dengesi göze çarpıyor. Amerika, Rusya, İsrail, Japonya ve Türkiye’de eserleri bulunan Shevchenko, eserlerinin bütün dünyayı dolaştığını bildiriyor. Shevcheko, eserlerini satın alan sanatseverlerin bazı sorulara maruz kaldığını belirtiyor; “Sanat eserlerimi almak isteyenlere önce kim olduklarını ve eserimi hangi ülkeye götüreceklerini soruyorum. Dünyanın hangi bölgelerinde çalışmalarımın sergileneceğini bilmek istiyorum. Daha sonra eseri nasıl bir mekana koyacaklarını, koydukları mekanın hangi tarzda kurgulandığını soruyorum. Sanıyorum bunun nedeni iç mimarlık ve tasarıma duyduğum ilgiden kaynaklanıyor” açıklamasında bulunuyor. [caption id="attachment_155733" align="aligncenter" width="600"] Tamila Arishvili ve eşi George Melikidze[/caption] “Benim için yeni yıl festivalle başlar” Ukraynalı sanatçı festivallere olan ilgisini anlatırken, bir festivale katılmadan yeni yılın kendisi için başlamadığını vurguluyor. Ünlü sanatçı, “Benim için yıl, festivalle başlar, festivalle biter. Bir yıl içerisinde gittiğim ilk festival benim için yeni bir yılın başlangıcıdır. 2019 yılı, 27 Nisan günü Türkiye, Ankara’da Bilkent Sanat Festivali’yle başladı” ifadesinde bulunuyor. Shevchenko, “Bilkent Sanat Festivali sanatçıya özel bir dünya sunuyor” Shevchenko, gazetemize festivalle ilgili yaptığı açıklamada, “Uluslararası Bilkent Sanat Festivali’ne ikinci kez katılmaktan mutluluk duyuyorum. Buranın enerjisi çok güzel, yeni arkadaşlıklar kurarken bir yandan da farklı gözler ve ellerden çıkan eserlerin nasıl sunulduğunu inceleme şansım oluyor. İnsanlar arasındaki en önemli bağ iletişimle kurulur. Biz dünya sanatçıları, sanat festivali vesilesiyle burada buluştuk ve aramızdaki iletişim bağını sanat eserlerimiz üzerinden kuruyoruz. Hepimiz için çok güzel bir fırsat, çünkü bizler burayı bir nevi sanat okulu gibi görüyoruz. Bu yıl sanatımızı 34 ülke ile paylaşıyor, eksiklerimizi fark ediyoruz” diye konuştu. Gürcistan’ın Çiçek Sanatçısı: Tamila Arishvili Çizimlerini doğa ve çiçek teması üzerine kuran Gürcü sanatçı Tamila Arishvili, yapraklar, vazoda bulunan çiçeklerin yeni açan tohumları gibi ayrıntılarla renkli sanat eserleri yapıyor. Gözlemden yola çıkarak izlenimciliği ve doğayı doğrudan yansıtarak realizimi benimsediğini söyleyen Arishvili, gazetemize yaptığı açıklamada, “Sanat eserlerimin karakteri, çiçek, renk ve peyzajdan oluşuyor. Doğadan aldığım ilhamı kimi zaman olduğu gibi bitki ve çiçeklerle, kimi zaman hayal gücümde harmanlayarak peyzaj eserleriyle sunuyorum. Güneşin ışığını, doğanın ve bitkilerin renklerini inceleyerek sanatımı gerçekleştiriyorum” diye konuşuyor. Çocukluğundan beri resim yapan, 20 yıldır ise profesyonel olarak çizen Arishvili, sakin ve dingin resimlerle insanların ruhlara dokunmak istediğini belirtiyor. Arishvili, “Eserlerim insanlara ulaştığında onları rahatlatsın, huzur versin istiyorum. Benim için başarı, sakince dokunurken onları dinginleştirmek” diyor. Bir evde iki ressam Gürcistan’da çizdiği resimlerden dolayı “Çiçek Sanatçısı” olarak tanınan Arishvili festivale, masalsı resimler çizen eşi George Melikidze ile katılıyor. Eşiyle birlikte eserlerini Ankaralı sanatseverlere sunan Arishvili, bir evde iki sanatçının birlikte yaşamını gazetemizle paylaşıyor. Çiçek sanatçısı, “Bir evde iki farklı ruhun birlikte nefes alması çok kolay değil, hele iki ruhun da sanatsal yönü gelişmişse. Farklı tarzda çalışan iki sanatçının aynı evi paylaşması zaman zaman bizi zorluyor. Ruhlar, duygular ve zihinler aynı zamanda, farklı hislere bürünebildiğinden anlaşmamızın mümkün olmadığı durumlar oluyor. Fakat yine de çizdiğim bir esere yanı başımdaki bir sanatçının yorum yapabilmesi ve beni denetleyebilmesi çok güzel. Bu açıdan şanslıyız” diyor. Arishvili, festivale katıldıkları ve farklı kültürdeki sanatçılarla iletişim kurma şansı buldukları için Uluslararası Bilkent Sanat Festivali’ni düzenleyenlere teşekkürlerini iletirken, masal karakterlerine hayal gücünün yardımıyla hayat vererek resimlerini farklı bir tarzda sunan Melikidze ise, “Adeta bir okul gibi olan festivale eşimle birlikte katıldık. Önümüzdeki yıl düzenlenirse yeniden katılmak isteriz. 34 ülkenin bir araya gelmesi eserlerin paylaşılması ve farklı kültüre ait gözlerin eserlerimizi yorumlayabilmesi büyük bir fırsat oldu” açıklamasında bulunuyor. Festivale katılan diğer yabancı sanatçılar Aleksandr Uglov, Irina Uglova, Sergey Lipavsky, Sergey Shcherbakov, Spyros Georgas, Sergey Rybak, Vıcente Romero Redondo, Ahmed Muquem, Yousuf Al Nahvi, Meryem Zadjali, Aleksandr Melnikov, Elena Melnikova, Andrei Polozov, Marina Muratova, Manda Noorzad, Olga Eren, Svetlena İnaç, Stefan Hadzi Nikolov, Ümmet Karaca, Anatoly Zhuk, Davıd Sanaia, Behruz Kuul, Emzar Mghebrishvili ve Raya Saleh Dhahı Al Manji sanat eserlerini Ankaralılarla paylaşıyor.