Birsen GÜRDİL Bugüne kadar 22 ülke televizyonlarında gösterime girmiş olan “Fatma Gülün Suçu Ne?”adlı yerli dizinin uluslararası üne kavuşturduğu oyuncu Engin Akyürek’te eline kalemi alıp, bir roman yazmış. “Sessizlik” adı ile Doğan Kitap tarafından piyasaya sürülen roman kitap marketlerde satılmaya başlanmıştır. Film ve TV dizilerinin bu genç ve yetenekli oyuncuyu başarılı bir sanatçı olarak tanınmış, kendisine hayran olmuştu. Engin Akyürek, 1981 yılında Ankara’da dünyaya gözlerini açıyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi tarih bölümünü bitiriyor. Fiziği yerinde, kültürlü, genç ve yetenekli oyuncu arayan yapımcıların dikkatini çekiyor. Ve de kısa bir süre sonra kendisini kameraların sihirli dünyası önünde buluyor. Akyürek, rol aldığı birkaç yapıttan sonra Fatmagül’ün suçu ne adlı TV dizisi ile hak ettiği şöhreti yakalıyor. Genç oyuncu elde ettiği bu başarıyı hiç istismar etmedi. Magazin dünyasının figürü de olmadı. Lisanını ilerletti, okudu, her teklife evet demedi. Göstermelik aşk oyunlarına ait olmadı. Kendi sessiz dünyasında daima kendisini yeniledi. Tabi bu arada her fırsatta yazıp, “Kafasına göre” adlı dergide yayımlanan pek çok öyküsünde yer aldığı “Sessizlik”te Engin Akyürek daha ziyade, çocukluk yıllarında boş buldukları arazilerde top oynadıklarını, komşuların teklifsizce kapılarını çaldığını, bayramların hep birlikte kutlandığı, mutlulukların, acıların hep birlikte kutlandığı yılların temiz ve saf anılarını, kedilerinin yaşamı ile ilgisini kâğıtlara döktüğü sessizlik adını verdiği bu öykü kitabıyla kültür dünyamıza etkili bir giriş yapmış oluyor. Kısacası öyküler bizi ilişkilerin sosyal medyaya kurban gitmediği, insanların konuşarak dokunduğu, dertleşerek anlaştığı yıllara götürüyor. Edebiyatsever okurun beğeneceği bu kitaba imza atan Engin Akyürek’i kutlarım. Kadınları anlarmış gibi yapma sanatı Tanınmış gazeteci Selahattin Duman, meslektaşlarımla Ankara’da yayın organlarının basılıp, satıldığı meşhur Rüzgârlı sokaktan tanırım. Gazeteciliğin usta kalemidir. Duman, dost canlısı, saygılı ve de çok vefalıdır. Bir süre Hürriyet’te yazıyordu.. Ele aldığı konuları yılların tecrübesi ve üstün yeteneği ile okurlarının beğenisine sunardı. Basın dünyasında dönen oyunların kurbanı oldu. Duman ile uzun yıllar görüşememiştim ama yazılarını zevkle okurdum. Kadim dost Duman, yine de boş durmayıp, “Kadınları anlarmış gibi yapma sanatı” adlı kitabini yazıp, piyasaya bile sürmüş. Kitabı henüz okumadım. Ama mutlaka alıp okumanızı tavsiye ederim. Duman gibi usta bir yazarın yazdığı kitap mutlaka okunacak değerde bir eserdir. Seni kutluyorum, değerli meslektaşım. Aşkın kavurduğu Güneş: “Zeki Müren” 22 yıl önce aramızdan ayrılan Türk müzik ve sanat dünyasının ünlü ismi zeki Müren, bu sefer tanınmış biyografi yazarı Radi Dikici’nin kalemine konu olmuş. Remzi Kitabevi tarafından 10 Ekim’de tüm kitapçılarda satışa çıkarılan yapıtta Radi Dikici, sanat güneşimizin bugüne kadar pek bilinmeyen hususiyetlerini ve yaşamından gerçek olayları gün ışığına çıkartıyor. Tabi bu arada kitapta Zeki Müren’in şimdiye kadar özel pek çok fotoğraflarıda kullanılmış. Radi Dikici eserinin tanıtımını şu şekilde değerlendiriyor, “Bu kitapta, inatçılığı, kıskançlığı, kindarlığı, hasisliği gibi zaaflarının yanı sıra, ulaştığı yerde tek olma yerde arzusuyla yanan ve bazen de anlaşılmaz bir gönül zenginliği sergileyip, âşıkolduğu zaman onu sonuna kadar yaşayan bir insan…” Bu kitapta, büyük sanatkâr, sizin hayallerinizin ötesinde, tahminlerinizin ötesinde büyük bir Zeki Müren var. Suat Suna, “İhanet” romanının yazarı Müzikseverler Suat Suna’yı bir müzisyen ve ses sanatçısı olarak tanırlar, şarkılarının hemen hemen hepsinin söz yazarı olup, aranjelerini de bizzat kendisi yapmaktadır. Kısacası kültürlü sanatçıdır Suat Suna. Geride bıraktığımız yıllarda “İhanet” adını verdiği sanatçı bugünlerde de yeni bir romanının üzerinde çalışmalar yaparken, meslek hayatında 25 yılını kutlamak amacıyla kendi bestelerinden oluşan düet bir albümün çalışmalarını da sürdürüyor. Kitap yazma konusunda ünlü Fransız yazar Emile Zola’nın dediği gibi, “İnsanlık yalanı adaletsizliği, kılıçla değil, kitapla yenecektir.” Demekte ve sözlerine şu şekilde devam etmektedir. “Kitapların uygarlığa yol gösteren bir ışık olduğunu savunanlardanım. Kitap okuyucusunun nüfusa oranla maalesef düşük seviyede olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Atatürk’ün dediği gibi muasır medeniyetleri yakalayabilmek için daha çok okumamız ve ufkumuzu genişletmemiz lazım” diyen gerçek sanatçı Suat Sunaya başarılar.