İSTANBUL - Ünlü yönetmen Yılmaz Atadeniz, "Bizim yaptığımız en büyük hata, biz kafamızdaki güzel hikayeyi çekiyoruz. Halbuki bu hikayeyi seyretmek isteyen halk var ya, onu analiz etmek aklımıza bile gelmiyor" dedi.

"İkimize Bir Dünya" isimli filmin detaylarını AA muhabirine anlatan Atadeniz, çekimlerin 5 Ekim'de başlayacağını söylerek, "Safa Önal, Sait Faik Abasıyanık'ın 'Medarı Maişet Motoru' eserinden esinlenmiş ve senaryoyu yazmış. Filmi, Burgaz Ada'da çekeceğiz" diye konuştu.

Güven Kıraç, Mazlum Kiper, Ali Poyrazoğlu, Bülent Bilgiç, Salih Kırmızı gibi oyuncuların filmde yer alacağını kaydeden Atadeniz, oyuncu kadrosuna Mert Fırat, Serkan Çayoğlu'nu da dahil etmek istediğini ifade ederek şu bilgileri verdi:

"Filmde Ali Rıza isimli bir baba var. Babayı Güven Kıraç oynayacak. Mazlum Kiper meyhaneciyi, Ali Poyrazoğlu Ermeni Hrant'ı, Bülent Bilgiç bakkalı, Salih Kırmızı ise itfaiyeciyi oynayacak ama iki genç lazım. Mert Fırat ve Serkan Çayoğlu ile bu işi takviye etmek istiyorum."

Atadeniz ayrıca Sait Faik Abasıyanık belgeseli çekeceklerinin de bilgisini verdi.

Asıl mesele halk izlemek istiyor mu, istemiyor mu?

Ünlü yönetmen, asıl meselenin halkın hikayeyi seyretmek isteyip, istememesi olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

"2015'te 57 film vizyona girmiş. Bu filmlerden Mahsun Kırmızıgül'ün çektiği 'Mucize'yi 3 milyon 750 bin seyirci izlemiş. Ardından 'Kocan Kadar Konuş' ve iki film daha var. Ondan sonrası dökülüyor. Bu filmlerin 53'ü batmış. Çok yazık. Bizim yaptığımız en büyük hata, biz kafamızdaki güzel hikayeyi çekiyoruz. Halbuki bu hikayeyi seyretmek isteyen halk var ya onu analiz etmek aklımıza bile gelmiyor. Halk seyretmek istiyor mu? İstemiyor mu? Asıl mesele bu."

Fantastik sinemaya çocuk dergileri vasıtasıyla başladım

Kostümlü süper kahraman "Kilink" filmi serisini yöneten Atadeniz, fantastik sinemaya ilgisinden de bahsederek, fantastik sinemaya ilk olarak abisi Orhan Atadeniz'in başladığını söyledi.

Yılmaz Atadeniz, fantastik sinema örneklerinden biri olan, Tamer Balcı'nın 1952 yapımı "Tarzan İstanbul'da" filmine vurgu yaparak, "O film, dünyaya en çok satılan film oldu" dedi.

Fantastik sinemaya başlayışının çocuk dergileri vasıtasıyla olduğunu belirten 83 yaşındaki yönetmen Atadeniz, "Zira, 'Çocuk Sesi' ve 'Binbir Roman' mecmuaları, çocuk dergileriydi ama Amerika'da yayınlanmış şeyler, ilk o dergilerde yayınlanıyordu. 'Mandrake' çok güzeldi. 'Firavun Hikayesi' vardı, muhteşemdi. Bir de 'Tarzan' vardı" ifadelerini kullandı.

Yönetmen Atadeniz, 1967'de çektiği "Kilink" serisinin, gazetelerin arka sayfalarında İtalyanlar'ın yaptığı bir fotoromandan çıktığını kaydederek, hikayeyi ve kahramanın üzerindeki kemikleri kendisinin kurguladığını aktardı.

Halk Kilink'i gerçek sandı

Kilink'in iskelete benzeyen kostümünde fosforlu çizgiler kullandığını dile getiren Atadeniz, filmin fotoğraf çekimleri sırasında yaşananlara ilişkin şu bilgileri verdi:

"Karaköy'de zannederim bir cuma akşamıydı. Kilink'i oradaki köprü korkuluğunun üstüne çıkarmıştım. Halk toplandı etrafına. Fotoğrafı gördüğün zaman şaşıracaksın. Minarelerdeki şerefelerin ışıkları, oyuncunun vücudunda görünüyordu. Halktan bir adam o an, 'iskelete dokunabilir miyim' dedi. Anladım ki bu film çok iş yapacak. Müthiş bir olaydı."

Ünlü yönetmen, Kilink'in kendisine para kazandırdığını belirterek, "Kilink filmini düşünmem çok isabetli olmuş. Kilink'i bugün de çeksek, televizyonlar benim çektiğim filmi seyretmek ve aynısını yaptırmak için sıraya girerler" dedi.

Yeni "Kilink", Adıyaman'da güneşin doğuşuyla başlayacak

Bugünün teknolojisiyle yeniden Kilink'i çekmeyi hayal eden Atadeniz, şunları aktardı:

"Kilink'i yeniden çekebilirsem dünyaya satabiliriz. Film, Adıyaman'da heykellerin yanında güneşin doğuşuyla başlayacak. Dünyanın en güzel güneşi orada doğuyor. Tümülüs'te kazı yapılıyor. O kazının içine girilecek. İki salon, iki de koridor var ve buldukları şey Amerikalılar'ın yaptığı gibi dünyayı zapt edecek bir kuvvet değil. Dünyayı kurtaracak birşey. Benim kafam böyle çalışıyor. Amerikalılar gibi çalışmıyor."

Yılmaz Atadeniz, hayalindeki Kilink'in yürümemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Matrix gibi bilgisayar tabanlı çalışmamız lazım. Filmde herkes sabahın erken saatlerinde battaniyelere sarılarak, Adıyaman'da güneşin doğuşunu seyrediyor. Bu hiç filme alınmadı ve sonra Tümülüs'ün içinde kazı yapılıyor. Onun arkasından Kilink'i çıkartacağız. Tokat'ta Ballıca Mağarası'nda, kadınlar dans ederken müzik bir anda kesilecek. Kilink'i bir buz kalıbı içerisinde getirecekler. Mumya gibi sarılmış. Buz kapağı testereyle kesip bir iğne yapacaklar. Sargı bezini çıkarınca içinden Kilink çıkacak" ifadelerini kullandı.