Birsen GÜRDİL Ajda Pekkan, meslek hayatında ilk kez Amerika’da sahne alarak, Atlantik Plak Şirketi’nin sahibi Ahmet Ertegün, Birleşmiş Milletler nezdindeki baş delegemiz Büyükelçi Ümit Haluk Bayülgen ve Amerikan müzik otoritelerinin önünde büyük bir sınav vererek, büyük başarı sağlamıştır. Amerika’nın hatta dünyanın en büyük plak yapımcısı olan Ahmet Ertegün’ü geride bıraktığımız yıllarda kaybetmiştik. Ümit Haluk Bayülgen ise daha sonra Türkiye’de Milli Savunma Bakanlığı yapmış başarılı bir devlet insanı idi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Balosu’na katılmak için bu ülkeye beraberinde piyanist Şerif Yüzbaşıoğlu ile gitmiş olan Pekkan’ın, bu seyahati 1971 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye’de bir başka plak şirketi ile uzun süreli anlaşması olduğu için Ahmet Ertegün ile anlaşma şansı bulamayan Ajda Pekkan performansıyla göz doldurmuştur. Ajda Pekkan yıllar sonra bu kez de Fransa’da Paris’in müzikholü olan Olimpiya’da Enrico Macias ile sahne çalışması yapmış, iki sanatçının bu beraberliklerini yansıtan programları pek çok ülke televizyonlarında defalarca yayımlanmıştır. * Bayan Kahkaha’nın Amerika’da başına gelmeyen kalmamıştır Türk sanat müziğinin tanınmış seslerinden Güzide Kasacı, Amerika Long-İsland’da yaşayan bir dostlarının daveti üzerine valizini hazırlayıp, yola çıkmıştır. Daha önce de Amerika’ya gitmiş olan kasacı, ne yazık ki İngilizce bilmediği için gideceği evin adresini buluncaya kadar başına gelmedik olaylar kalmamıştır. New York’ta gideceği adresi bir türlü hatırlayamayan Kasacı, evin 13’ncü sokakta olduğunu bilmesine rağmen oraya hangi otobüsün gideceğini bilmediği için rastgele bir otobüse binmiş, bozuk İngilizcesi ile şoföre Ten-tri deyip durmuş. Şoför, Kasacı’nın sözlerinden bir şey anlamamış olmalı ki yoluna devam etmiş. Tekrar şoföre, “Mister ben inecek Ten-tri Sitrit’te” demiş. Bu arada eliyle koluyla bir takım işaretlerde yapmaktan geri kalmayan Kasacı’nın bu davranışları otobüstekileri güldürürken, şoför Güzide Kasacı’nın 137ncü sokakta ineceğini anlamış ve sokağın başında indirmiş. Konuk edileceği eve gelen Türk Sanat Müziği’nin bayan kahkahasına dostları o günden sonra Bayan Ten-Tri diye hitap etmeye başlamışlardır. * Birbirlerini severek evlenmişlerdi Türk müzik ve sinema dünyasının bazı ünlü isimleri ilk veya birkaç kez ikinci, hatta üçüncü evlilikleri için pek çok kere nikâh memurlarının önüne oturmuşlardır. Serpil Örümcer, Bayan Bacak ünlemesi ile şöhretin zirvesinde idi. Sahne çalışmaları, turneler, özel davetler sayesinde paraya para demiyordu. Giydiği süper kısa şortlarla sahnelerde fırtına gibi esiyordu. Berkant güzel sesi, hoş fiziği ile genç kızların hayran olduğu bir şarkıcı idi. O da boş durmuyor, durmadan çalışıyordu. Fakat ortada bir engel vardı. Berkant, Gülşen adlı bir kızla evlenmiş ondan bir kızı bile olmuştu. İşte bu ikilinin arasına Serpil Örümcer girmiş, yuva yıkılmış, Serpil Berkant aşkı dillere sakız olmuştu. Uzun süren bir beraberlikten sonra bir Kadir Gecesi, 15 Kasım 1971 günü Bebek Belediye Gazinosu’nda nikâh memurunun önüne oturmuşlardı. Kalabalık bir davetli konuğun katılımı ile gerçekleşen yılın düğünü, daha sonra ikiliyi yollara düşürmüştü. Hollanda’da onları bekleyen gurbetçiler vardı. Uçağa atladıkları gibi bu ülkeye uçtular. Hatta Serpil, uçaktan gelinliği ile inmişti. Lahey Kur Zaal salonun da programa çıkan yeni evlileri gurbetçiler defalarca sahneye davet etmişlerdi. İki şöhretin aynı ipte oynaması zordu. Bir süre sonra Berkant kıskandığı Serpil’in davranışlarını beğenmemeye başlamış, alkol alışkanlığı giderek huzur bozucu duruma getirmişti. Berkant artık bir alkolikti. Evlilik bitti. Serpil, Berkant kendi yoluna devam ederken, Serpil çok yanlış evlilikler, beraberlikler yaparak elindeki avucundakileri hayatına giren erkeklere yedirdi. Acımasız yıllar çabuk geçip gitmiş. Serpil Örümcer, gözden düşmüştü. Daha sonra da beş kuruşa muhtaç olmuştu. Bu arada alkolde Berkant’ı bitirmişti. Netice hiçte iç açıcı değildi. Mahkemeler, nafakalar bir birlerini sunmalarla geçen günler iki ünlüyü bitirmişti. Berkant bu çekilmez yaşama daha fazla dayanamamış, bu dünyadan ayrılmıştı. Peki, Serpil ne yapıyordu? Dileniyor, çöp kovalarından yiyecek arıyor, belediyelerden yardım dileniyordu. Bir zamanların bayan bacağı şimdi İstanbul’da bir dükkâncıkta karnını doyuracak parayı kazanma mücadelesi veriyordu. * Şarkıcı Hümeyra-aktör Fikret Hakan Biri müzik dünyamızın buğulu sesi Hümeyra, diğeri ise Türk sinemasının usta oyuncusu Fikret Hakan, her ikisi de şöhretin zirvesinde iki ünlü isim. Şişli Nikâh Dairesi’nde defteri imzalayıp, evlilik cüzdanlarını aldıkları zaman mutluluktan uçuyorlardı. Oysa Hümeyra’nın ikinci, Fikret Hakan’ın ise üçüncü evlilikleri idi. Aşkları uzun sürmedi. Alkol alışkanlığı olan Hakan, Hümeyra ile yaptığı bir kavga sonunda eşinin burnunu kırarak karakolluk bile olmuştu. Tabi sonuç malum, ayrılık.