Güray SOYSAL Uganda’da yapılan Dünya Kros şampiyonasında Türkçe adları ile Ali, Yasemin, Meryem ve Aras olan 4 Kenyalı atletle bronz madalyayı alışımızı içime bir türlü sindirememiştim. Olmadık şeyler başıma geldi. Kimi “Bu devşirme olayını her ülke yapıyor. Ay Yıldızlı forma ile bronz madalya kazandılar. Neden bunun küçümsüyorsun” diyeni mi istersiniz, yoksa “Irkçılık yapıyorsun” diye konuşup sitem eden mi? Baştan söyleyeyim, devşirme sporcuya karşı değilim. Ancak vur deyince, öldürenlere karşıyım. “Başarı gelsin de, gerisi palavradır” sözünün arkasına sığınıp, Türk sporunun geliştiğini söyleyenler, herkesten önce kendilerini kandırdıklarını unutmasın. 80 milyonluk ülkemde bir avuç dahi olsa müsabakalarda yarışacak atletimizin neden ortaya çıkmadığına isyan ediyorum. Kusura bakmasınlar, yapılan iş, sadece ve sadece kendini ve halkı kandırmaktır. Devşirdiğin bol miktardaki yabancı sporcularla başarıyı aramak, herkesi kandırmaktan ve sadece cila yapıp, aldatmadan başka nedir. İşin yerlisi avucunun içinde durup, sen hala yabancıyı cilalamakla meşgul olursan, Türk sporu bir adım ileriye gitmez. Yerlinin iyisi yok dersen, O zamanda işini gereği gibi yapmadığın gerçeği karşımıza çıkar. Al devşirme sporcuyu, gelsin madalyalar, ondan sonra da “Türk sporu gelişiyor” diye böbürlenenlere karşıyım. Geçen günkü haberi görünce, iyice çıldırdım. Niye mi? Bodrum’daki atletizm yarışlarında, yüksek atlayan kızlarımız su borusundan yapılan çıtayı geçmek için çırpınıp, duruyorlar. Sonra da bunun adı spor oluyor. Bu yetmedi... Yeterli derece, ne kronometre, ne de doğru dürüst hakem varmış. Bu rezilliği ortaya koyan fotoğrafı özellikle sütunumda yayınlıyorum. Eğer yetkililerin biraz utanma duygusu kalmışsa, sadece yazım içindeki fotoğrafa özellikle baksın ve sporseverlerin yüzüne baka baka “Türk sporu kalkınıyor” lafını artık söylemesin. Dünya’da bu işler hep böyle oluyormuş. Yetkililerin yayınladığı yabancı fotoğrafların içinde, Türkiye’nin seviyesinde olmayan ülkeler var. Onların şartları böyle olurken, konunun Türkiye’de gençlerle eşit tutulması işin başka acaip tarafı olsa gerek. Sporumuzdaki bu çarpıklık sadece atletizmde değil. Bakınız boksa, güreşe, judoya, masa tenisine ve diğerlerine. Hepsinde devşirmeler ağzına kadar dolu. Ondan sonra da kalkıp “Türk sporu kalkınıyor” palavrası ile boy gösteriyoruz. Sporumuzun içine doldurulan bu devşirmelerle görüntü vermek, sadece kendimizi kandırırız. Geçiniz beyler, geçiniz. Federasyonlar bu işin kolayını bulup, sorumlu oldukları sporlarının başarılı olduğunu gösterme gayreti içindeler. Sonuçta ben ve benim kafamda olanlar utanmaya devam ediyorum. Ama, hala Türk gençlerinin spordaki gelişimine arkalarını dönmekte ısrarcı olanlar, sıvadıkları kolları ile, dünyanın dört bir tarafına gidip, harıl harıl üst makamlara yabancıların bu suni katkıları ile boy gösteriyorlar. Yani, onlar kandırmaya devam ediyor. Biz ise kahrolup gidiyoruz.