GÜLİSTAN ÖZEL İSTANBUL - Okulların uzaktan eğitime geçmesiyle yüklerinin iki kat arttığını belirten çalışan anneler, sürecin kendilerini yıprattığını, bir çözüm beklediklerini söyledi. Pandemi süreciyle başa çıkmak ve salgının kontrol altına alınması için getirilen uygulamalar, insanların yaşamını ve alışkanlıklarını değiştirmiş durumda. 11 Mart’ta ilk vakanın görülmesi ile birlikte alınan ilk tedbirlerden biri de eğitim öğretimin 16 Mart’ta önce tatil edilmesi daha sonra ise okulların tamamen kapatılması oldu. Bir anda küresel bir sorun haline gelen salgınla mücadele sürecinin uzaması, okulların 31 Ağustos'ta uzaktan eğitim sistemine geçmesine neden oldu. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde tüm özel ve devlet okullarında 18 milyon 241 bin 881 öğrenci bulunuyor. Süreç özellikle çalışan ebeveynler için içinden çıkılmaz bir duruma dönüştü. Özellikle anneler hem çalışmak hem de çocuklarına çevrimiçi veli olmak zorunda kaldı. Mesai saatleri ile online ders saatlerinin çakışması durumu hem anneleri hem çocukları daha da zor durumda bıraktı. Psikiyatrist Aslıhan Dönmez çalışan annelere destek almaları ve sakin kalmaları tavsiyesinde bulunurken, çalışan anneler ise bu durumun kendilerinde psikolojik sorunlara sebebiyet verdiğini söylüyor. [caption id="attachment_202415" align="alignleft" width="380"] Psikiyatrist Aslıhan Dönmez[/caption] ‘Çevrimiçi veli olduk’ Okulların uzaktan eğitime geçmesiyle, velilerden beklentinin arttığına değinen Psikiyatrist Aslıhan Dönmez, bu durumun en çok çalışan anneleri etkilediğini söylüyor. Çalışan annelerin her ihtiyacı karşılamaya odaklı düşünmesinin, annelerde ‘yetersizlik hissi’ oluşturduğunu ifade eden Dönmez, ''Çocuklarımızla beraber bizde çevrimiçi veli olduk. Ders materyalleri ve ders programına uyum konusunda çocuklarımızla ortak hareket ediyoruz. Verilen ödevleri takip ediyoruz. Bazen kendimizi kaptırıp kopyalar veriyoruz. Sınıf ortamının mahremiyetine girdik. Öğretmenlerin dersi nasıl işlediğine birebir şahit olabiliyoruz. Çocuklarımızın sınıf içi performanslarını birebir gözlemleyebiliyoruz ve sınıftaki diğer öğrencilerle kıyaslayabiliyoruz. Eğitimcilerin de bizlerden beklentisi arttı; çocuklarımızın derse katılımlarını denetlememizi, ödevlerini düzenlememizi, faaliyetleri birlikte yapmamızı yani eğitime her zamankinden çok daha fazla katkıda bulunmamızı bekliyorlar. Bu beklenti özellikle de annelerde, farklı içerikte ve şiddette kaygılara yol açtı'' dedi. ‘Amazon kadını' Çalışan annelerin çevrimiçi velilik sınavını; tarihin talepkâr ve mücadeleci Amazon kadınına benzediğini savunan Dönmez, günümüz amazon kadınının ‘Çocuk da yaparım, kariyer de' sloganı ile ortaya çıktığını belirterek, karşılaştığı sorunları şöyle ifade etti: “Çalışan anne, çocuğuna vekaleten çevrimiçi velilik yapacak uygun kişiyi bulma güçlüğü ile karşı karşıya kaldı. Aile büyükleri ve bakıcılar bu görev için fazla teknolojiden uzaklardı. Bu nedenle çocuğuna bu alanda destek verebilecek, çevrimiçi araçlara hâkim öğrenci ve öğretmenler tutmaya başladılar. Bu durum da tabi ki, ek bir gider kaynağı oldu.’’ Zamanı iyi kullanmayı öğrenmek Çevrimiçi velilik görevini yerine getirirken annelerin kendi ihtiyaçlarını da unutmaması gerektiğini belirten Dönmez, bu anlamda zamanın doğru kullanılması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aslında hayatta her şey için zaman var. Çoğu kez sıkışmamızın nedeni zamanımızı iyi planlayamamaktan kaynaklanıyor. Çalışan ve aynı zamanda çevrimiçi veli olan bir annenin zamanı iyi kullanmaktan başka bir şansı yok. Bunun için bir gün boyunca yaptıklarınızı gözden geçirip nelere gereksiz bir vakit ayırdığınızı tespit etmek (sosyal medyada geçirilen zaman gibi) ve bu gereksiz eylemleri hayatınızdan çıkarmak iyi bir ilk adım olacaktır. Aileler sakin kalmalı ve gerektiğinde destek almalılardır.’’ [caption id="attachment_202413" align="alignleft" width="373"] Fahriye Gezgin[/caption] Çözüm çağrısı İlkokul 4.sınıfa giden bir çocuk annesi olan Fahriye Gezgin, eşiyle birlikte özel sektörde haftada 45 saat çalıştığını ifade ediyor. Çocuğunun online ders saatlerinin iş saatleri ile aynı zaman dilimine denk geldiğini belirten Gezgin, öngörülen eğitim modelinin sadece salgın riski açısından değerlendirildiğinden yakınıyor. İşten ayrılmak ve çocuğa bakmak arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığına vurgu yapan Gezgin yetkililere seslenerek, “Çalışan anne ve baba için uygulanacak yasalar var mı? Özel sektörde çalışan kişilerin tazminatlı istifa hakkı var mı? Her şeye yetişemiyorum. Psikolojim bozuldu. Yetkililer bizim bu sorunlarımızı görmezden gelmemeliler” sözleriyle sorunlarına çözüm üretilmesi çağrısında bulundu. [caption id="attachment_202412" align="alignright" width="380"] Cemile Taşkın[/caption] ‘Psikolojim bozuldu’ Cemile Taşkın da ilkokul düzeyinde eğitim gören iki çocuk annesi çalışan bir kadın. Hayat gayesinin çocuklarının iyi bir eğitim aldıktan sonra meslek sahibi olmalarını görmek olduğunu söyleyen Taşkın, uzaktan eğitimin kendisini çok zorladığını dile getiriyor. Kendisinin eğitim alamadığını bu yüzden uzaktan eğitim sistemini hala kavrayamadığından şikayet eden Taşkın, ‘’Bu işin sonu ne olacak kimse öngöremiyor. Çocukların ders saati ile çalışma saatlerim aynı. Onların normal ihtiyaçlarını karşılamak zaten bizim için zor bir durumken bir de onlara evde veli olmak beni iyice yıprattı. Herkesle kavga etmek istiyorum, psikolojik olarak kötü etkileniyorum. Ben de eşim de bilgisayar ve tablet kullanmasını bilmiyoruz. Ben işteyken çocuklarım komşuya gidiyorlar, onların evinde diğer çocuklarla canlı derslere katılıyorlar. Kendim ilgilenemediğim için üzülüyorum ama başka çarem yok” dedi. [caption id="attachment_202414" align="alignleft" width="405"] Fatmagül Acar[/caption] ‘Kızım için endişeleniyorum’ Fatmagül Acar ise uzaktan eğitimin kalıcı hale getirilmesinden ürktüğünü söyleyen bir veli. İlkokul birinci sınıfa başlayan kızı için endişelendiğini ifade ediyor. “Okuma yazma bilmeyen bir öğrencinin uzaktan eğitimi nasıl olacak?” sorusunu soran Acar, ‘’Bu çok büyük bir sorun. Bu sorunun önüne nasıl geçilebilir, kimse bilmiyor, bu sorun çözülmeli. Çalışan bir kadın olarak zaten çocuğuma yeterince zaman ayıramıyorum. Bu şekilde devam etmesi demek, hiçbir şekilde eğitim hakkından yararlanmaması anlamına gelir” dedi.