İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hukuk düzenini sağlamak için yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacağız" dedi.

TÜSİAD'ın "Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma" toplantısına konuk olan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu, bunların çözülmesiyle ülkenin çok ciddi bir sıçramayı gerçekleştireceğini söyledi.

Hukuk düzeni ve anayasa, dış politika, ekonomi, eğitim sistemi ve toplumsal barışın Türkiye'nin sorunları olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, koalisyon görüşmeleri öncesinde ortaya koydukları 14 ilkeden yola çıkarak bu 5 temel sorunu yine gündeme getirdiklerini anlattı.

"Hukuk düzenini sağlamak için yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacağız" diyen Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu; Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu diye ikiye ayıracaklarını belirtti.

İlk bir yılda siyasi ahlak yasasını çıkarmayı amaçladıklarını, siyasette etik kuralların ortaya konulmasının önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Norveç'te bir terör eylemi dolayısıyla adalet bakanı istifa ediyor. Kendilerini siyasi sorumlu olarak görüyorlar. Bizde siyasi sorumluluk yok, yetki var. Herkes kendisini cumhurbaşkanı gibi sorumsuz addediyor. Olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılması gerektiğini ifade ederek, geçen yasama döneminde Anayasa'nın 60 maddesinin değişikliği üzerinde 4 siyasi partinin anlaştığını, bunun çok önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Hukukun içinde medya özgürlüğünün ayrı bir yeri olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, bütün demokrasilerde, yasama, yargı ve yürütmenin yanı sıra 4. güç olarak medyanın yer aldığını söyledi.

Son yıllarda dış politikada yaşananların Türkiye'nin temel sorunu olmaya başladığını, Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu, dış politikanın faturasını 78 milyon insanın ödediğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, önceleri Ortadoğu'da sorun çıktığında başvurulan ülkenin Türkiye olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Cumhuriyet tarihinde ilk kez 5 ülkenin başkentinde bizim büyükelçimiz yok. En büyük faturayı da güney ve doğu illerindeki iş adamları ödüyor. Fabrika kurmuşlar, fabrikaları yağmalandı. İhracat yapamıyorlar. Nakliye sektörü geldi, tıkandı. Mısır ile kavga ettik. Ne işimiz var bizim kavgayla? Oradaki siyasal partilerden birinden yana tavır koymak, diğerlerini Türkiye'nin düşmanı gibi ilan etmek aklın, mantığın alacağı bir şey değil. Ne diyorlardı? 'Biz oyun kurucuyuz'. Ortadoğu'nun şamar oğlanı ülkesine dönüştürdüler bizi. Dış politikada izlediğimiz o güzelim barış eksenli politikalar neden yerle bir edildi?"

"Türkiye'nin istikrarsızlaşması Avrupa için çok büyük bir tehlike"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin istikrarsızlaşmasının Avrupa için çok büyük bir tehlike olduğunu vurgulayarak, dış politikayı yürütenlerin dünya dengelerini iyi okuması gerektiğini söyledi.

Ankara'daki terör saldırısının göz göre göre geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Şimdi 'efendim olayı IŞİD çıkardı, PKK çıkardı ve bunları tespit etmişler' diye neredeyse sevinç çığlıkları atacaklar. Elinizde canlı bombalar var, listesi var, o iki kişinin adı da var orada. Bunlar uzun bir yol katediyorlar, Ankara'ya geliyorlar. Fotoğrafları da var güvenlik güçlerinin elinde. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 500 metre olan bir yerde eyleme bomba koyuyorlar. Canlı bomba. Sorumlusu kim?" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan, ayrılmıyorlarsa iki bakanı görevden almalarını istediğini belirterek, söylendiği gibi güvenlik açığı yoksa o kadar kişinin nasıl öldüğünün açıklanması gerektiğini kaydetti.

Siyasetin görevinin ülkenin rekabet gücünü artırmak olduğunu, sıcak siyasetin ekonomiye doğrudan müdahale edemeyeceğini aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomide orta gelir ile orta teknoloji tuzağında kaldığını ifade etti.

Merkez Bankası'nı tam bağımsız hale getireceklerini, Gelir İdaresi Başkanlığı'nı özerk yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, ekonomide işi ehline vereceklerini söyledi.

Teşvik politikasının değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ileri teknolojiyi kullanan ya da vergi ve sigorta borcu olmayan KOBİ'lere sıfır faizli kredi vereceklerini anlattı.

Kılıçdaroğlu, ekonomi politikalarını yaparken mali disiplini koruyacaklarını, şeffaf bir politika yapacaklarını ve parlamentoda kesin hesap komisyonu kuracaklarını bildirdi.

Hükümetin eğitim politikalarını eleştiren ve 13 yılda 12 kez eğitim politikasının değiştirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, iktidarla aralarında eğitim ve dış politikada derin görüş ayrılıkları olduğunu yineledi.

YÖK'ü kaldıracaklarını, üniversitelerin bilgi üretim merkezi olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, bilgi toplumunu yakalamanın anahtarının eğitim olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin imam hatip okullarını kapatacağına yönelik iddiaların doğru olmadığını belirterek, "Niye kapatalım imam hatipleri? Orada okuyan çocuklar başka ülkenin çocukları mı? Orada okuyan çocuklar bir siyasal partinin arka bahçesi mi? Onlar da bizim çocuklarımız, onların da kaliteli, nitelikli eğitim almasını isteriz. Onların da dünyayı sorgulamalarını isteriz" dedi.

"Bu sorunu çözecek parti CHP'dir"

Türkiye'nin 30 yıldır bir sorunu aşamadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, bu sorunun silahla değil toplumsal uzlaşmayla çözüleceğini söyleyen genel başkan olduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bu sorunun anahtarının özgürlük ve demokraside yattığını söyleyen genel başkanım. Bu sorunun çözüm adresinin TBMM olduğunu söyleyen genel başkanım. 'Bu sorunun çözümünde temel dört ilke vardır, o ilkelere uymazsanız bu sorunu çözemezsiniz' diyen genel başkanım. Nedir o ilkeler?  Bu sorunu çözmek için samimi ve dürüst olacaksınız, gizli kişisel ajandanız olmayacak, millete hesabını veremeyeceğiniz yollara girmeyeceksiniz, halka bilgi vereceksiniz. Bunları yapmazsanız çözemezsiniz."

Kılıçdaroğlu, bu sorunu çözecek partinin CHP olduğunu iddia etti.

Siyasetin gerginlik alanı olmaktan çıkması ve herkesi kucaklaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş'ın, 6 milyon oy alan HDP'nin ve diğer partilerin de dışlanamayacağını belirtti.

Büyük hırsları olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, tek derdinin Türkiye'de herkesin huzur içinde yaşaması olduğunu dile getirdi.

Toplantıya, CHP genel başkan yardımcıları Selin Sayek Böke ve Faik Öztrak, İstanbul milletvekilleri İlhan Kesici, Akif Hamzaçebi, Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı Erdoğan Toprak ile İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın da katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim bildirgelerinde rekabet gücünün artırılmasının da bulunduğunu belirterek, iş adamlarına "Kimsenin endişesi olmasın, sizin üzerinize bu konuda özel bir yük gelmeyecek. Bu konuda çalışmalarımızın hepsi yapıldı. Önünüzdeki engelleri kaldıracağız, yeter ki üretin, yatırım yapın" dedi.

TÜSİAD'ın "Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma" toplantılarına konuk olan Kılıçdaroğlu, iş adamlarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, Çözüm Süreci'ne ilişkin bir soru üzerine, "Kürt sorunu çözülebilir, çözülmemesi için bir neden yok. Bizim bilgimiz de birikimimiz de kapasitemiz de buna müsait. Gelecek önerilerden korkmamak, düşüncelerin rahatça ifade edilmesine ortam hazırlamak lazım" diye konuştu.

Seçim bildirgelerinde asgari ücreti 1500 lira yapmanın, rekabet gücünün artırılmasının da bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, iş adamlarına "Kimsenin endişesi olmasın, sizin üzerinize bu konuda özel bir yük gelmeyecek. Bu konuda çalışmalarımızın hepsi yapıldı. Önünüzdeki engelleri kaldıracağız, yeter ki üretin, yatırım yapın" diye seslendi.

AB'ye ayrıcalıklı üyeliği kabul etmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tam üye olmak istiyoruz, 1963 Ankara Anlaşması var zaten. AB'nin bütün yetkililerine Türkiye'ye yönelik çifte standarttan duyduğumuz rahatsızlığı her sefer ifade ettik ve bunun Avrupa'nın etik değerleriyle de bağdaşmadığını söyledik. Şunu anlayışla karşılarız: Türkiye, AB için kolay hazmedilecek bir ülke değildir. Biz bunu anlarız. Tam üyelik için daha uzun süre verebilirsiniz. Bunu da anlayışla karşılarız. Ama 'Biz sizi almayacağız' demek doğru değil, 1963'te imza attınız. Tam üyelik için imzaladık. Tam üyelik için Türkiye'nin çaba harcaması lazım. Türkiye bu konuda gereğini yapmadı. Bir fasıl dışında hiçbir şey yapılmadı. Yeni bir fasıl açılmasını beklemeden ne gerekiyorsa kendimiz yapacağız."

"Çıkan tabloya göre politikalarımızı oluşturacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "2 Kasım'da tablo koalisyonu gösterdiğinde bunun gerçekleşebileceğine inanıyor musunuz? Geçen seçimler sonrasında bu engellendi. Cumhurbaşkanı faktörü aşılabilecek mi? Ne kadar hızlı bir hükümet kurulmasını bekliyorsunuz?" sorularını şöyle yanıtladı: "O benim sorunum değil, Davutoğlu'nun sorunu. Aşar mı aşmaz mı bilmiyorum. Benim özgür iradem var. Onun iradesi ipotek altında. Sorunumuz o zaten. Bu sorunu aşabilir mi onu bilemiyorum. Tablo ne olursa olsun, Türkiye'nin uzlaşma kültürüne ihtiyacı var. Bunu yaratabiliriz. Her siyasi partinin tek başına iktidar olma hedefi var, bu hedefle propagandasını yapıyor. Biz de aynı hedef çerçevesinde propagandamızı yapıyoruz. Sonuçta çıkan tabloya göre politikalarımızı oluşturacağız. Türkiye'nin hükümetsiz kalmasını istemeyiz. Böyle bir lüksümüzün olmadığını biliyoruz. Türkiye'nin sorunları ağır ve derinleşerek devam ediyor. Sorunları çözecek olan siyaset kurumudur. Siyaset kurumu sorunu çözemez noktaya gelirse, bu Türkiye için kötü senaryodur. Davutoğlu ile yaptığım görüşmede kendisine 'Siyaset kurumu çözüm üretemiyor algısı giderek yükseliyor' dedim."

TÜSİAD: Beklemeye tahammülümüz kalmadı

İSTANBUL  - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Seçimler sonrasında süratle hükümetin kurulması ve toplum olarak ülkenin huzurunu, güvenliğini ve refahını sağlayacak reform programlarına odaklanma ihtiyacı içindeyiz" dedi.

TÜSİAD, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, "Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma" toplantılarında ağırladı.

Symes, burada yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimleri öncesinde siyasi partilerin programlarını doğrudan iş dünyasına aktarabilmesi için bir platform yaratmak amacıyla toplantıları düzenlediklerini, siyasi liderlerle açık diyaloğu önemsediklerini belirterek, toplantılara, TBMM'de grubu bulunan 4 parti liderini davet ettiklerini söyledi.

Ankara'daki terör saldırısının toplumu derinden sarstığını ifade eden Symes, "Vatandaşlarımızın can güvenliğinin ve huzurun tam olarak sağlanması yönünde gerekli tüm tedbirlerin gözden geçirilmesi ve bu olayın suçlularının bir an önce ortaya çıkarılması, kamu vicdanı açısından hayati derecede önemli" diye konuştu.

Hayatını kaybedenlerin aileleri ve sevenlerine başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyen Symes, şiddet ve terör ortamının bir an önce sona ermesini istediklerini kaydetti.

Symes, Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerinin hemen arkasından seçim atmosferine girdiğini hatırlattı. Seçimlerin hemen ardından liderlere ve kamuoyuna acil reform listeleri olduğunu anımsattıklarına değinen Symes, şöyle konuştu:

"Bugünün Türkiyesinde ve bugünkü küresel koşullarda bu reform listesinde yer alanlar için artık beklemeye tahammülümüz kalmamıştır. Seçimler sonrasında süratle hükümetin kurulması ve toplum olarak ülkenin huzurunu, güvenliğini ve refahını sağlayacak reform programlarına odaklanma ihtiyacı içindeyiz. Hem de acilen... Yeni seçilecek ve göreve gelecek parlamentodan toplumun haklı beklentisi budur. Bu görevi, bu ihtiyacı karşılayacak hükümeti kurma sorumluluğu TBMM ve siyasi partilerimizindir. Bu toplumun özgür bireyleri olarak bizlerin sorumluluğu ise oyumuzu kullanmak, sivil toplum örgütü olarak da temsil ettiğimiz kesimler adına reform ihtiyaçlarını bıkmadan, usanmadan dile getirmek ve talep etmektir."