GÖP Dönem Başkanı Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtuna: Gazetecilerin haber yazdıkları için ömür boyu hapis talebiyle yargılanmaları esef vericidir

İSTANBUL - Gazetecilere Özgürlük Platformu Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün dün devam eden davasının ifade ve basın özgürlüğü açısından emsal olduğunu açıkladı. Dönem Başkanı Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtuna Türkiye’nin en önde gelen basın kurumlarını bir araya getiren GÖP’ün bu davayı iki Türk vatandaşının suçlandıkları bir "casusluk" davası değil, Türk basınının "haber yazma hakkı" davası olarak gördüğünü kaydetti.

Dün devam eden davada yargılanan Dündar ve Gül’ün haber yazma dışında bir eylemde bulunmadıklarını belirten Gürtuna "Haber yazmaları nedeniyle, eski idam cezası yerine getirilen ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargı önünde bulunmaları hem Türkiye ve Türk basını hem de Türk adaleti için esef duyulması gereken bir durumdur. Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak, bu iki arkadaşımızın bir an önce aklanmalarını beklemekteyiz," dedi.

Yurttaşın habere, bilgiye ve olayları anlaşılır kılan yorumlara ulaşma hakkı, temel evrensel insan haklardan olduğunu hatırlatan Gürtuna "Bu haklar da hem uluslararası sözleşmeler, hem de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmıştır. O nedenledir ki Dündar ve Gül’ün yargılandıkları bu mahkeme, Türk basınının haber yapma hakkının olup olmadığına karar verecek bir mahkemedir. Yargılanan bu iki arkadaşımız değil, sistematik olarak uysallaştırma, ehlileştirme çabalarına rağmen haber yapmada ısrar eden Türk medyasıdır" ifadesini kullandı.

93 günlük tutukluluk döneminden sonra Dündar ve Gül’ün Anayasa Mahkemesinin hem hak ihlali hem de suçlandıkları gibi casusluk değil haber yaptıkları kararı sonrasında salıverildiklerini anımsatan Gürtuna siyasi otoritenin "saygı duymadığı ve tanımadığı" bu karar ve o günden itibaren mahkeme üzerine yoğunlaşan baskılar bugün tekrar tutuklama kararı verilebileceği endişesini doğurduğunu vurguladı. Gürtuna bu endişelerin son dakikada yapılan savcı atamasıyla tırmandığını ancak "Yine de biz Türk adaletine güveniyoruz. Sadece Ankara’da değil, İstanbul’da da yargıçlar olduğuna inanmak istiyoruz," dedi. Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri ve GÖP dönem sözcüsü Gürtuna "Uzun bir süredir ‘paralel yapı’ adı altında çeşitli operasyonların düzenlendiği ülkemizde maalesef son günlerde adeta bir de ‘dikey’ yapılanma yaşanmaktadır" sözleriyle siyasetin yargı üzerindeki artan baskısına işaret etti.

Türkiye’nin, basın ve ifade özgürlüğü açısından dünya sıralamalarında hak etmediği son sıralarda yer alması demokrasi açısından "utanç kaynağı" oluşturduğunu belirten GÖP sözcüsü, "Bu kabul edilemez bir durumdur. İfade ve basın özgürlüğünün anayasal teminat altında olmasına rağmen giderek artan oranda tehdit altına girdiği gerçeğinin en acı kanıtı 24 Mart tarihi itibarıyla hapisteki 31 gazetecidir. Sadece 2016’nın ilk iki ayında işsiz kalan 750’yi aşkın gazeteci, erişimi engellenen 104,464 İnternet sitesi, önce kayyum yönetimine verilen sonra kapatılan iki televizyon iki gazete ve yine kayyum yönetimi altına alındıktan kısa süre sonra internet sitesi kapatılan bir gazetemiz ülkenin içinden geçmekte olduğu dönemin ne kadar karanlık ve korkutucu olduğunu ortaya koymaktadır," dedi.

Terörün her şart altında ve ayrım gözetilmeden lanetlenmesi gerektiğini belirten Gürtuna, ancak, terör saldırıları ardından olay yerine "daha ambülânslar varmadan yayın yasağı getirilmesi" uygulamasının "kesinlikle sansür" olduğunu ve "asla kabul edilemeyeceğini" kaydetti.

Açıklamada daralan Hürriyet ortamından yabancı gazetecilerin de nasiplerini aldıkları belirtilerek "Norveçli, İspanyol, İngiliz ve Alman meslektaşımıza çalışma izni verilmemesi, bazılarının cep telefonlarının ve bilgisayarlarının mahkeme kararı olmaksızın incelenmeye alınması, ülkelerine dönmek zorunda bırakılmaları ülkenin hürriyet ikliminin geldiği dehşet aşamayı sergiler nitelikte" olduğu vurgulandı.

Gürtuna açıklamasında birçok entelektüelin, akademisyenin ve gazetecinin ya yazı yazdıkları, bildiri yayınladıkları veya görüş ifade ettikleri için meşhur Türk Ceza Kanunu’nun "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama", "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarını düzenleyen 299 ve 301’inci maddeleri tehdidi altına girmekte olmasını "endişe verici" olarak tanımlayarak "Yazdıkları yazılardan, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan dolayı gazetecilerin ‘terörist’ olarak suçlanmaları, takibata uğramaları ve haklarında davalar açılması ülkenin rutin gelişmesi haline gelmiştir" dedi.

GÖP Dönem Başkanı Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Gürtuna cezaevindeki gazetecilerin tutuksuz yargılanmasının halkın haber alma hakkının bir gereği olması yanında, Türkiye'nin uluslararası saygınlığına da katkı yapacağını vurguladı.

Editör: TE Bilisim