Heyecan N. VEZİROĞLU Değerli okuyucular, geçmişe yolculuğumun ilk molasında, 24 Saat Gazetesinde, 10,12,15 ve 17 yaşlarında yazdığım çocukluk yazılarımdan bahsetmek istiyorum. Çocukken başladığım yazı yazma tutkusu, Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı olan 24 Saat’te yayınlandığında, kalbimdeki heyecanı tarif edemem… Kalbim kıpır kıpırdı… Benim için anlam ve değeri büyüktü… Bir vefa borcum var çocukluktan kalan 24 Saat Gazetesi’ne… 2 Haziran 1988’de GENÇLİK KÖŞESİ’ inde ‘Yaşam Melodisi’ (Hayatın Bestesi) adlı kısa öyküyü de sizinle paylaşıyorum aşağıda. 6 Kasım 1982 de GENÇ KALEMLER köşesinde Biz Çocuklar adlı bir yazı kaleme almıştım… ‘Kalem; fikir kuyusu, duygu gölü… O tılsımlı mürekkebin değneğiyle yazılan büyülü yazılar…’ Yazmak, paylaşmak; bazen kılavuzluk etmek, bazen toplumsal sorunlara değinerek doğruyu güzeli göstermek, bazen insanların günümüzde yitirdiği değerleri yeniden kazanmasına yardımcı olmak, bazen sevdirmek, toplumsal empatiyi geliştirmek, bazen de farklı frekanstaki insanları ortak paydada birleştirmek… Anılar labirentinde gezinmek istedim bugün… Anılar, gözlemler, ümitler, derin duygu ve düşünceler, tecrübeler yazdıklarımızı şekillendiriyor.3 Haziran 1988 yılında 24 Saat Gazetesinde, GENÇLİK Köşesi’nde ‘Özlediğim Dünya’ yazımda, uluslararası gençlik yılına değinerek, gençlerin sorunlarını dile getirmiştim; .’genç denize dökülmek isteyen bir ırmaktır, fidansız, goncasız bir bahçenin bahçıvanıdır, kırların utangaç açan çiçeğidir… diye hissettiklerimi anlatmıştım. Düşünce alanımızı genişletmelerini, yaratıcılığımızı teşvik etmelerini istiyordum. Yıllar sonra, anladım hayal kurmanın önemini… Çünkü projelerinizi ve fikirlerinizi çalabilirler ama hayallerinizi ve rüyalarınızı çalamazlar sevgili okuyucular… Yaratıcı bireyler, toplumlar için en güzel armağandır. Yeni nesil gençlerin yaratıcılıklarını teşvik eden merkezler açılmalı; kendi sahalarında liderliklerini geliştirebilmeleri için fırsatlar sunulmalı… Yarışır gibi yaşayan gençlik, sanatsal ve kültürel faaliyetler ve sporla soluk alabilir. Bütün dünyada, uluslararası platformlarda yarışan insanlarımızın doğru yer ve zamanda değerlendirilebileceği, beşeri, fiziksel ve finansal kaynakların, optimal biçimde kullanılacağı, geleceği biçimlendirecek yeni projelerin ve politikaların gerçekleştirilebileceği, işgücü piyasasına daha çok katılımın sağlanacağı güzel bir bahar ve yaz dönemi diliyorum. Umarım, nitelikli kadınlarımızın da, siyaset sahnesinde yerel ve uluslararası meclislerde katılımı artırılır. Dijital enformasyon çağında, hızlı iletişimle mesafeler kısalıyor, ama yarışır gibi yaşıyoruz ve koşuşur gibi seviyoruz. Oysa bizleri, telaş ve iletişimsizlik yıpratıyor. Çağımızın sorunu, kalabalıklar arasında kalp ve ruh yalnızlıkları ve iletişimsizlik. Hayatın içinden süzülüp kaybolmadan, yazmalıyız ve konuşmalıyız. Geç gelen dostluklar ve sevgiler daha kıymetlidir. Dünyanın hangi bölgesine giderseniz gidin, yüreğinizi ısıtan, düşüncelerinize ve hayat felsefenize saygı duyan, bir sevgili dost karşınıza çıkarsa, sakın ihmal etmeyin. Bilin ki, o an sevgi gezegeni yörüngededir! Gerçek sevgiyi bulduğunuz zaman, evren size ekstra pozitif enerji yollar. Parasız kalabilirsiniz, ama sevgisiz ve ilgisiz kalmayın. İletişim bir sanat, hayatta kalabilme becerisi, yeni diyaloglara zaman ayırabilme yeteneği, düşünce, duygu ve fikirlerinizi net bir biçimde ifade edebilme çabası…Yazı; düşünce, duygu, fikir, bilgi, farklı kültürler mozaiğinin anlatımı. Kâğıtların tozu, dijital dünyanın ışıklarının sizi bambaşka dünyalara götürmesi dilekleriyle… Bahar güneşinde yazı peşinde koşanlara katılmanız dilekleriyle…