HABER VE FOTOĞRAFLAR HİLAL KÖYLÜ / (ANKARA) - Tarihi figürleri, kalıntıları nostaljik malzemelerle buluşturup renklendirdiği tablolarıyla dikkat çeken ressam Sera Uzel, Ankara Kalesi’ndeki Boho Concept Galeri’de yeni bir kişisel sergi açtı. Tarihe olan ilgisinin ve dikkatinin hep sürmesine karşın toplumda bu ilginin yaygın olmadığından yakınan ressam Uzel, “Oysa ki tarihi, toplumu yaratan bizleriz. İnsanların kendi yarattığı tarihle ilgilenmemesi anlaşılır gibi değil” diyor. Ressam Uzel’in Ankara Kalesi’nde tarihin tam da içinde yer alan sergisinde bir zamanların telefon rehberlerinin üzerine yapılmış figürler, sahaflardan alınma kitap sayfalarının renklerle buluşması, tarihi mekanların insan yüzleriyle birlikteliğini gösteren çizgilerin soyut anlatımı dikkat çekiyor. Uzel, tarih ve resim ilgisini anlatırken “Ben tarihin sayfalarında gezinirken ve onları yeniden, bugünle birleştirirken, biçimlendirirken mutlu oluyorum. Çünkü tarihi insanların yarattığını yeniden kavrıyorum ve insanların daha neler yapabileceğini görüyorum” diyor. Kendisini “Yaşanmışlıkları çiziyorum” sözleriyle anlatan Uzel’in, tarih ve resim konusunda topluma yönelttiği eleştirileri de dikkat çekiyor. “Tarihten çok haberdar olmayan toplumda sanattan bahsetmek zor” diyen Uzel, insanların çoğu zaman eleştirdikleri toplumun bir parçası olduklarını unutmaması gerektiğini istiyor. Uzel’e göre tarihe ilgisi olan toplumlar, tarih konusunda daha duyarlı oluyorlar ve o tarihi de geleceğe miras olarak bırakabiliyorlar. Ressam Uzel’in Boho Concept Galeri’deki kişisel sergisinde ‘insanların ilişkilerini, duygu durumları’nı dışa vuran tabloları da üzerinde dikkatle durup, değerlendirmeye değer. Bu tablolar adeta bir psikolog gibi çok yalın bir dille ilişkiler konusunda insanlara ayna tutuyor. Ama bu aynalar çok daha soyut olduğu için insanları iç yolculuklara çıkarma konusunda psikologlardan bir adım daha öne çıkıyor. Uzel’in sergisi 3 Mayıs’a kadar açık. Çocukluğundan beri resim yapan Uzel kendini de şöyle özetliyor: “Çocukluk yıllarımda babam ressam – Memet sayesinde resim sanatı ile tanıştım. İlk resmim “tren istasyonu” çalışmasını yaptım. Henüz 4 yaşındaydım; “Bu çocuk resmi, neden bilinmez, her şeye tepeden bakılarak yapılmıştır”. Karda oynadım, kızak kaydım, büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm. Gözlerimi kapayıp siyah beyaz suretlere baktım, Tanrı ile konuştum, sanatı sevdim resimler yaptım. İstanbul’dan Kars’a kadar birçok sergiler açtım. Artık belki de bir ressamım ben…”