İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi binasına Türk edebiyatının usta ismi ve üniversitenin "fahri doktoru" Yaşar Kemal'in adı verildi. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, törene İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur ve Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban'ın yanı sıra yakın dostları ve çok sayıda akademisyen katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur, Yaşar Kemal adıyla birlikle anılmaktan ve usta yazarın anısını santralistanbul Kampüsü’nde yaşatmaktan büyük onur duyduklarını belirtti. Uğur, "İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi olarak öğrencilerimize hep estetik olarak güzeli ve insani olarak doğruyu vermeye çalışıyoruz. Büyük usta Yaşar Kemal de edebiyatında bunlardan sadece biriyle yetinmemiş hem güzel hem de doğru ve iyi olanı eserlerinde yansıtmıştır. Bu anlamda üniversitemizde ve fakültemizde Yaşar Kemal isminin yaşatılacak olmasından dolayı onur duyuyoruz" ifadelerini kullandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, kasım ayında adına "Onur Günü" düzenledikleri ve "fahri doktor" unvanı tevdi ettikleri Yaşar Kemal'in, kalemi, vicdanı ve insani duruşuyla Türkiye'nin en önemli değerlerinden biri olduğunu vurguladı. Sarıcaoğlu, geçen yıldan bu yana üniversiteye katkı sağlayan isimleri ölümsüzleştirdiklerini, bu kapsamda kütüphaneye kurucularından Latif Mutlu'nun, Kuştepe Kampüsü'ndeki Konferans Salonu'na Prof. Dr. Toktamış Ateş'in adını verdiklerini belirterek, "Umarız bu gelenek, üniversitemizde Yaşar Kemal gibi değerli isimlerin yetişmesine de vesile olur" değerlendirmesinde bulundu. Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban da duygularını şu sözlerle aktardı: "Yaşar Kemal için yaptığım en önemli şey, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde ders vermem oldu. 'Deha diye bir şey yoktur, sadece ve sadece çalışmak vardır' sözleri, Yaşar Kemal'in gençlere daimi olarak verdiği mesajlardan biriydi. Bilimin çok temel bir yaratıcılık alanı olduğuna inanırdı. Erozyona uğrayan değerlerin ve doğanın, bilim ve teknolojiyle kendini yenileyebileceğini söylerdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi gibi bir üniversitede adının yaşatılacak olmasından eminim büyük mutluluk duyardı."
Editör: TE Bilisim