Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, yaz aylarında beyaz etin fiyatının artmasının nedeninin yem fiyatlarının zamlanması olduğunu belirterek, üretim ve tüketim dengesinin birbirini karşılaması yönünde politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi

NAZ AKMAN - Kırmızı ete oranla fiyatı daha uygun olan ve en çok tercih edilen beyaz et, yaz aylarında mangal yapanların yoğun talebi sonucu fiyatları katladı. 13-14 liraya satılan bütün pilicin fiyatı değişmezken ızgaralık satılan pirzola ve kanat gibi ürünlerde fiyatlar zamlandı. Kanat, pirzola ve tavuk ızgaranın kilosu 25 liraya kadar yükseldi. Tavukçuluk sektöründe yem fiyatlarının zamlanması ve tavuk sıkıntısı olması nedeniyle fiyatların artış gösterdiğini söyleyen Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, ayrıca sektörün devleri arasında yer alan firmalardan birinin konkordato ilan ettiğini diğerinin ise başka bir ülkeye satılması nedeniyle üretimde düşüşün yaşandığına dikkat çekti. Firmaların konkordato ilan etmesi Yem fiyatlarının girdi maliyeti nedeniyle yüksek olmasının doğrudan tavuk fiyatlarına yansıdığını belirten Yalçındağ, “Kanat bir tavuk karkasının içerisinde ne kadarlık bir paya sahip bunu da değerlendirmek gerekiyor. 1600-1700 gram ağırlığındaki bir tavuktan iki kanat çıkıyor. Yaz aylarında ayrıca artan bir tüketim de söz konusu. Esnafın da önce tavuğun diğer bölümlerini satması lazım ki ikinci bir kanat üretimi oluşsun. Birinci derecedeki sıkıntı bu. Ayrıca beslenme maliyetleri, yem maliyetleri tavukçuluk sektöründe çok fazla. Bu yıl sektör büyük bir talihsizlik yaşıyor. 50 yıllık geçmişe sahip aktörler konkordato ilan etti. Diğer firma bir Güney Amerika ülkesine satıldı. Beyaz et artışında firma sayısının azalmasının etkisi de var. Biz bu artışı bir ölçüde makul karşılıyoruz” dedi. [caption id="attachment_161376" align="alignright" width="300"] Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Yalçındağ[/caption] “Yem fiyatlarına gelen zam yaklaşık bir aylık bir süre içerisinde üretime maliyet olarak yansıyor” Yem fiyatlarının yüzde 80’lere yakın artış göstermesiyle beraber et fiyatlarında da en az yüzde 15 zammın seyredildiğini söyleyen Yalçındağ, şöyle konuştu: “Tavukçuluk sektörü zorda. Yüzü gülen ne sanayici ne distribütör ne de esnaf. Bu genel olarak et piyasası için geçerli. Yem fiyatları yüzde 70-80 artarsa buna bağlı olarak da et fiyatları yüzde 15-20 artar. Kırmızı et üretimde bir birim yem iki birim hayvan bedeli olarak hesaplanır. Yani üretimi 10 olarak kabul edersek onun bir payı işletme gideri sağlık gideri vs. olarak değerlendiriliyor. Üç payı yem olarak değerlendiriliyor. Altı payı da besi materyali dediğimiz maliyete gidiyor. Tavukta durum bunun tam tersi. Bir birim civciv fiyatı iki birim de yem. Burada kırmızı et üretimindeki fiyat oluşumunun tam tersi bir durum var. Tavuk 40-45 günde kesilecek ağırlığa ulaşıyor. Bunun içinde yem fiyatlarına gelen zam yaklaşık bir aylık bir süre içerisinde üretime maliyet olarak yansıyor. Tavuk fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni bu. Bir de sektörde ihracat imkanları sıkıntılı. Özellikle yumurta ihracatı Güney komşularımıza neredeyse durmuş durumda. Bunlar sektörü olumsuz etkiliyor. Fiyat artışını geçmiş yıllara oranla daha fazla hissettik. İhracat imkanı ortadan kalkınca senede altı kez bir kümes üretim devri yapıyorsa satıştaki daralmaya paralel olarak üretim planlamasını beşe düşürdü. Böyle olunca iç piyasa da bundan etkilendi.” Ne yapılmalı? Üretim politikalarında düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Yalçındağ, tüketiciye kanat gibi parça beyaz et almak yerine bütün tavuk almasını önerdi. Üretim ve tüketim dengesini sağlama konusunda 2009 yılından bu yana ilgili birimlere federasyon adına önerilerini sunduklarını söyleyen Yalçındağ, gerekli planlamaların yapılamadığına işaret etti. Yalçındağ, “Sorun fiyatların yükselmesi değil, şu dönemde hemen hemen her şeyin fiyatı artıyor. Önemli olan Türkiye’deki üretim tüketim dengesini birbirini karşılayacak noktada tutmak. Bu dengeler tutturulamıyor. Bir yıl patates soğan üretim fazlası oluyor diğer yıl az oluyor. Üretim planlamasını doğru yapmak gerekiyor. 2009 yılından bu yana bu konularla ilgili 10’dan fazla rapor sunduk. Yapılması gerekilenler; küçükbaş hayvanın üretimini artırma, tüketimdeki payını artırma, aynı şekilde büyükbaş hayvanın da birim karkas ağırlığı nasıl artacaksa bunu sağlamak. Son verilere göre Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon tona yakın beyaz et üretimi gerçekleştiriliyor. Güncel rakamların ne kadar olduğunu bilemiyorum ancak hem üretimde hem de tüketimde bir gerileme var. Türk halkının ete yıllık olarak harcadığı para ortalama 3 bin lira. Bunu hanede yaşayan insan sayısı ve 365 güne böldüğünüz zaman bir dolmuş parasının yarısı kadar bir para ortaya çıkıyor. Aile bazında ete verilen para asgari ücretin 10’da biri. Diğer kalan 10’da 9 nerelere harcanıyor bunlara da bakmak lazım. Tüketici kasaptan bütün tavuk alıp ızgaralık hazırlatmayı isteyebilir. Bu sayede kanat, göğüs, but, baget gibi her parçayı daha uyguna tüketebilir.