Yusuf KANLI 24 Haziran’da hem Türkiye hem de Kuzey Kıbrıs seçime gidiyor. Bir tarafta cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri, diğer tarafta ise bir sonraki başkanlık seçiminin provası niteliğinde yerel seçimler var. Önemli mi önemli. Grek Türkiye’de gerekse de Kıbrıs’ta yeni bir dönem açacak önemde seçimler bunlar. Heyecan var mı? Türkiye’de son günlerde göreceli bir ilgi artması var ama sanki KKTC’deki seçim çalışmalarının üzerine kalın bir suskunluk örtüsü serilmiş gibi. Heyecan yok. Gerçi Türkiye’de afaki vaatler bir tarafa bırakılır ise heyecan doğuracak en önemli neden yıllardan sonra “yenilmez” ve “alternatifsiz” denilen Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına biri soldan birisi de sağdan, üstelik de bir kadın siyasetçi, çıkması, başa baş, dişe diş ama saygı çizgisi içerisinde bir mücadele sergilemeleri anlamlı oldu. Kim kazanır? Kimsenin oyunu etkilemek gibi bir niyetim yok ancak ilk kez bu kadar canlı ve etkili bir muhalefet kampanyasına rağmen değişim çok zor görünüyor. Olur mu? Olur. Kötü mü olur? Kişisel olarak hazmetmesek de başka bir sonucun çıkmasını umut etsek de halkın oyuyla vardığı karara herkesin sahip çıkması uyması, uygulattırması lazım. Kamuoyu yoklamaları “kim öderse onu önde gösteriyor” yaftasıyla yok sayılamayacağı gibi, adeta gaipten gelen haber gibi kutsanamaz da. Nihayette ya 24 Haziran’da ya da 8 Temmuz’da halk kararını verecek. Şöyle veya böyle, saç kesilecek ne kadar siyah ne kadar beyaz belli olacak. Denecek çok söz var tabii ki. Eşitlik, eşit şartlarda yarış, adalet ve seçimlerin adil yapılması gibi… Umarız Türkiye’deki adil seçim geleneğinden taviz verilmez, herkesin kucaklayabileceği şeffaflıkta ve dürüstlükte bir seçim olur. Sonuç ne olursa olsun yeni dönemde “birlikte yaşama” kültürünü, yani batılıların “kohabitasyon” dedikleri demokrasi deneyimini yaşayarak öğreneceğiz. Cumhur ittifakı kazansa da MHP öğesi sebebiyle, kaybetse de diğer ittifakın çeşitli renklerden oluşması nedeniyle bu yeteneği kazanma durumundayız. Aslında seçim sonrası koalisyon yerine, seçim öncesi koalisyon yaptık ama kimse açıkça söyleyemiyor, değişen bir şey yok. Kıbrıs’a gelirsek, aslında mesele Lefkoşa Belediye Başkanlığı makamını kimin alacağı, ada genelinde hangi parti ne kadar toplam oy alacağı. Mustafa Akıncı tekrar seçilebilir mi? Soldaki keşmekeş toparlanacak, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) içerisinden önemli bir kesim Toplumcu Demokrasi Partisi’ne rehin olmaya devam edecek mi? Lefkoşa adaylarına bakınca kim ne derse desin TDP adayının yeniden seçilebilmesi mümkündür. Ondan daha önemlisi Gönyeli’de CTP adayı, mevcut Başkan Benli, rahat bir şekilde bir dönem daha seçilebilecek gibi görünmekte. Yine de o kadar sakin geçmekte ki seçim kampanya dönemi sanki seçim yokmuş gibi. Bir sebebi belki partilerin gösterdikleri adayları halk beğenmedi. Hatta iddialar bazı bölgelerde parti tabanlarının diğer partilerin adaylarına doğru kayabileceği yolunda. Olur mu? Olur, hem de bal gibi olur. Mesela Ulusal Birlik Partisi Sertoğlu gibi bir adayla yarışa girerse Lefkoşa’da, Futbol Federasyonu rezaletini hatırlayan birçok milliyetçi gönül rahatlığı içerisinde oy verebilir, partisinin adayını destekleyebilir mi? Ya seçmen diğer adaylara ya da bağımsızlara doğru kayarsa? Bağımsız adaylar bu yarıştan başarıyla çıkarsa, zaten mecliste yolsuzluk ve usulsüzlüklerle perişan hale gelen bazı siyasiler, gemilerini nasıl sakin sulara ulaştırabilecekler? Zor dostum zor… Girne’de Nidai Güngördü ile önceki başkan Sümer Aygın yarışı, sanki CTP adayo Birol Karaman’ın da keşmekeşi körüklemesiyle bağımsız Aygın lehine bitecek gibi. İskele’de Halil Orun ile Hasan Sadıkoğlu yarışı çok enteresan sonuç verebilir. Mağusa’da ben oy kullansam yeni fikirleri ve şehri sahiplenmesi nedeniyle bağımsız Ulaş Gökçe’yi desteklerdim. Görünen bir diğer bağımsız Güneş Güneşoğlu mevcut başkan İsmail Arter’i oldukça zorlayacağı. Lefkoşa tam bir keşmekeş. Bir yanda Demokrat Parti’nin adayı Gencay Eroğlu var, diğer tarafta babası Dr. Derviş Eroğlu’nun da desteklediği UBP adayı Hasan Sertoğlu. Mevcut Toplumcu Demokrasi Partili Mehmet Harmancı ise seçilmek için büyük gayret gösteriyor. Eğer UBP kendi iç meselelerini halletmezse sürpriz çıkabilir başkentten. Yine de Sertoğlu önde gibi görünüyor. Lefkoşa’daki felaket belediye çuvallamasına kıyasla büyük başarı gösteren Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli ise kolay bir zafer alacakmış gibi görünüyor. Cumhuriyetçi Türk Partisi açısından Gönyeli’yi almak tabii ki önemli ama kaç dönemdir yorulmasına ve yıpranmasına rağmen Benli’yi aday göstermede ısrar, başarılı belediyecilik uygulamalarının ödüllendirilmesi olarak görülmeli. Bu seçimde halkın nabzını doğru tutamayan partiler ve adaylar hezimete uğrayacaklar ancak nihayette KKTC demokrasisi kazanacaktır. İnsanların hizmet talep etmesi, seçici olmaları ve partilerin dayatmalarına oylarıyla itiraz etmeleri uzun vadede sonuçları olacak bir durum ise de ilk neticesini 24 Haziran’da göreceğiz gibi geliyor bana.