Can PULAK Turizm sezonuna umutla giriyoruz.Bu sene iyi geçecek inşallah.Göstergelere bakılırsa,geçmiş yıllardaki kayıplar da telafi edilebilir. Tabii akıllı davranmamız, siyasi çekişme ve kararların turizmi olumsuz etkilememesi şartıyla… Geçenlerde Marmaris’te Güney Ege Otelciler Birliğinin düzenlediği bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda turizmin mevcut fotoğrafı incelendi, sorunlar masaya yatırıldı ve iyi bir sezon için samimi dileklerde bulunuldu.Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, sektörün geleceği konusunda çok bilimsel ve gerçekçi bir konuşma yaptı.Dijital dünya ile turizm yapımızın yakın bir işbirliği içinde çalışması gerektiğini, örnekler ve rakamlar vererek anlattı. Bahattin Yücel, iyi yetişmiş ve donanımlı bir turizmci olduğu kadar, iyi bir siyasetçi de.. Bakmayın şimdi siyasete pek yaklaşmamasına, bir bildiği vardır mutlaka. Ama Yücel, sözleri dikkate alınacak, söylediklerine kulak verilecek ve tecrübelerinden yararlanılacak bir insandır.Hoş ülkemizde tecrübe ve donanıma pek bakan, ondan yararlanmak isteyen kimseler yok. Olsun, yine bilgililer konuşsun ve gerçekleri korkusuzca söylesin. Bakarsınız ilerde ilgili biri çıkar da, bilgilerden istifade eder. Muğla devlet yönetimi bakımından şanslı dönemlerini yaşıyor. Valileri, Belediye Başkanları, Emniyet Müdürleri, İl Jandarma Komutanları ve diğer birimlerin başındakiler açısından, yıllardır iyi hizmet alıyor. Ancak Büyükşehir uygulaması, hem ilin ve hem de ilçelerin gelişmesini yavaşlattı. Bundan en büyük zararı Bodrum gördü. Muğla Büyükşehir Belediyesi, 1260 kilometrelik sahile sahip olan böylesine büyük bir alana nasıl ve hangi kaynaklarla yetişsin ki? Onun için bu Büyükşehir sevdasından vazgeçmek ve eski şekle dönmek gerekiyor.Bu arada Muğla’nın sahil kilometresinde bir türlü tek rakamda buluşulamıyor. Ben 1961 yılında bölgeye geldiğimde rakam 1243 km idi,15-20 yıl sonra idarecilerin dilinde bu rakam 1260 km’ye yükseldi.Şimdi de Vali Esengül Hanım’ın ifadesine göre 1280 km’ye çıkmışız. Hani imkanım olsa elime bir mezuro (uzunluk ölçü aleti)alıp,Muğla’nın sahillerini yeniden ölçüp, artık itiraz edilemeyecek gerçek rakamı bir açıklayabilsem… Muğla ikinci hanım Vali dönemini yaşıyor. Her zaman söylemişimdir, hanımlar işlerini biz erkeklerden daha iyi ve dikkatli yaparlar. Geçmişte ilk hanım Valimiz Lale Aytaman da başarılıydı, şimdiki Esengül Civelek Hanım da…Esengül hanım çok tecrübeli bir idareci. İyi bir bürokrasi geçmişi var, hep iyi ve yüksek görevlerde çalışmış, Aile Bakanlığındaki hizmetlerinden hala övgüyle bahsediliyor. Sonradan İçişlerine geçmiş ve 7 yıllık bir Vali. Görevini başarıyla ve herkesin takdirini kazanarak sürdürüyor. Toplantıdaki konuşmasında sektöre güven verdi ve devletin duruşunu iyi anlattı. GETOP Başkanı Bülent Bülbüloğlu da, bölgenin turizm röntgenini masaya yatırarak, alınması gereken önlemleri sıraladı ve dinleyenler açısından doyurucu bir konuşma yaptı. Nazik üslubu, tatlı dili ve insani yaklaşımlarıyla büyük puan ve alkış toplayan ev sahibi Bülbüloğlu, temsil ettiği camianın haklarını aslanlar gibi savundu.Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık da, iyi hazırladığı konuşmasında Türkiye ile dünyayı mukayese ederek, beklentilerimizi ve turist sayısı ile döviz artışını sağlayacak çalışmaları grafikler ve istatistiklerle anlattı.Verdiği bilgiler hayli ilginçti ve Antalya’dan gelerek bunları dinleyenlerle paylaştığı için de haklı takdir gördü ve alkış topladı. Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar kısa konuştu. İmkansızlıklardan değil, mevcut imkanlarla en iyinin nasıl yapılabileceğini belirtti.Şurası bir gerçek ki,Marmaris’e tüm imkansızlıklara rağmen iyi bakılıyor.Cadde ve sokaklar tertemiz, yollar ve çevresi çiçekler içinde,görünüm turizme elverişli. Çarşı pazarı düzenli,restoranları ve mağazaları bakımlı, fotoğraf olarak güzel bir görüntü veriyor Marmaris. Farklı düşünenler olabilir, çok eski bir Marmaris’li olarak benim gördüğüm bunlar.Yiğidi öldür ama hakkını ver. Son olarak ben konuştum. Marmaris’in nereden nereye geldiğini,altyapı sorunlarını nasıl çözdüğünü, şehrin bu modern ve güzel görüntüye nasıl kavuştuğunu anlattım ve bu imkanları veren dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal’ı ve eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i şükran ve rahmetle andım.Turizm ile çevrenin kardeş olduğunu, birlikte yaşamaları gerektiğini, ne turizmin çevresiz nede çevrenin turizmsiz olamayacağını ifade ederek, ülkenin ve bölgenin son 16 yılda ciddi bir çevre tahribatına uğradığını söyledim. İktidarların gidip gelebileceklerini ama çevrenin giderse bir daha geri gelemeyeceğini ısrarla vurguladım. Bir başka üzerinde durduğum nokta da, güvenlik ve huzur meselesiydi. Turizmin çok hassas bir sektör olduğunu, siyasetçilerin söylemlerine dikkat etmeleri gerektiğini, ortamı ikide bir germemelerinin doğru olacağını dilimin döndüğünce anlattım ve sözlerimi şöyle noktaladım: “Turizmimizin gelişmesini, ülkemizde huzurun geçerli ve sürekli olmasını istiyorsak, büyük önder Atatürk’ümüzün (Yurtta sulh-cihanda sulh) talimatına mutlaka uymalıyız” Yeni sezonun ülkemize, devletimize, milletimize ve sektörün tüm yatırımcı ve mensuplarına hayırlı ve uğurlu olmasını, bol kazançlar getirmesini diliyorum.