Aralarında Sinop, Kilis, Elazığ ve Şanlıurfa’nın yer aldığı illerde yayın yapan 20’yi aşkın yerel gazete “Yerel Basına Sahip Çık” manşetiyle yayınladıkları ortak deklarasyonda, kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekti

HABER MERKEZİ- Aralarında Sinop, Kilis, Şanlıurfa, Elazığ’ın bulunduğu dört kentte yayın yapan 20’den fazla yerel gazete “Yerel Basına Sahip Çık!” başlığıyla yayınladıkları ortak manşet ile işyerlerinin kapatılması tehlikesine dikkat çektiler. Aralarında Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Derneği, Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti ile Elazığ Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti’nin yer aldığı meslek derneklerinin üyeleri olan yerel gazetelerin ortak açıklamasında, “Seni kör, sağır, dilsiz bırakmak isteyenlere karşı yerel gazetelerine, radyolarına, haber sitelerine sahip çık!” çağrısı yapıldı. Bulundukları illerin vatandaşlarına da yerel basına sahip çıkmaları konusunda çağrıda bulunulan deklarasyonda, maliyetlerin giderek artış gösterdiği ancak gazete gelirlerinin hızlı düşüş yaşadığının da altı çizildi. Söz konusu düşüşün nedeninin ise Devlet İhale Kanunu’na göre ilana çıkılarak ihale yöntemi ile mal ya da hizmet alımı yapması gereken birçok kurumun yasal olmayan bir şekilde pazarlık ya da ‘doğrudan alıma gitme’ biçiminde bir uygulamaya yönelmeleri oldukları öne sürüldü. Meslek örgütlerinin ortak deklarasyonunda, gazetelerin maliyet giderleri nedeniyle ayakta duramadığına işaret edilerek, pek çok kurumun yasal olmayan bir şekilde pazarlık ya da doğrudan alıma gitme uygulamasına yönelmelerine tepki gösterildi. Gazete basım ve yayınlama maliyetlerinin son bir yılda üçe katlandığına dikkat çekilen açıklamada, kağıt fabrikalarının özelleştirilmesi ve özelleştirilen fabrikaların üretim yapmamaları da eleştirildi. Gazetelerin ortak manşetlerine taşıdığı deklarasyonda şu ifadelere yer verildi: “Ulusal düzeyde yayın yapan gazeteler yaygın dağıtım ağları ile çok yüksek miktarda okuyucuya ulaşıp satış geliri elde ederken yerel gazetelerin satış gelirleri maalesef onları ayakta tutabilecek oranda değildir. Diğer yandan ulusal gazeteler büyük metropollerde kurulu olduklarından holdingler, bankalar gibi kuruluşlardan yurt düzeyinde sağladıkları çok yüksek oranlı reklam gelirlerine sahipken, yerel gazeteler bu kanaldan yoksundur. Gazetelerimizin yanı sıra ilerimizde yayın yapan radyolarımızın durumları da gazetelerden farksızdır. Ulusal radyo ve televizyonlar devlet işletmelerinden ve bankalardan ciddi gelir temin ederken, çok yüksek RTÜK payları ödeyen yerel radyolarımıza kamu spotu adı altında ve bedava yayınlanmak üzere bildirimler gönderilmektedir. Maliyetler son bir yılda ikiye hatta üçe katlanmıştır. Maliyetler artarken gazete gelirleri ise hızla düşmüş ve halen düşmeye de devam etmektedir. Bunun başlıca nedeni ise bazı kamu kurum ve kuruluşlarının çeşitli yöntemlerle devlet ihale kanununu delme girişimleridir. Devlet İhale Kanunu’na göre ilana çıkılarak ihale yöntemi ile mal ya da hizmet alımı yapması gereken birçok kurumun yasal olmayan bir şekilde pazarlık ya da doğrudan alıma gittikleri görülmektedir. Bu durum haksız bir rekabeti ortaya çıkarttığından ihalesiz alımlar devlete daha pahalıya mal olmaktadır. Yerel basın sıkılmış tek yumruk halindedir ve devlet ihale yasasını delerek yok olma noktasına getirenler ile hukuksal mücadelemiz sürecek ayrıca ilgililer bedel ödeyeceklerdir. Bugün itibarıyla resmi ilan alma hakkına sahip bir gazetenin aylık maliyeti 20 ile 25 bin lira arasında değişmektedir. Özetle, resmi ilan alma hakkı bedava ya da bazılarının tabiri ile beleş bir hak değil, pahalı ve müeyyideleri ağır bir haktır. Bu hakkı elinde bulunduran illerimizdeki yerel gazeteler özellikle son bir yıl içinde ekonomik sorunlar nedeni ile özel sektörün giderek daralan reklam bütçelerinin yanı sıra bazı aylar tek bir resmi ilan almadan ayakta durmaya çalışmaları mesleklerine duydukları sevgi ve istihdam ettikleri personelleri ve bunların ailelerine karşı sorumluluk duygularından başka bir şeyle izah edilemez. Belirli sermaye grupları ya da bir takım siyasi oluşumların himayelerine girmiş bir basın tekelleşmesi meydana geleceği açıktır, bu da bir kente ya da ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Yıllardır giderek artan sıkıntılar 2018 Temmuz ayından itibaren döviz kurlarındaki artış nedeni ile had safhaya çıkmıştır. Ülkemizde bulunan kağıt fabrikalarının özelleştirilmesi ve özelleştirilen fabrikaların üretim yapmamaları nedeni ile kağıt maliyetleri de dışa bağımlı bir hale gelmiştir. Bu nedenle maliyetler son bir yılda üçe katlanmıştır. Maliyetler artarken gazete gelirleri ise hızla düşmüştür.”