TBMM  - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "İnşallah 2017 baharından itibaren Türkiye her alanda şaha kalkmaya devam edecek. Yaz ile birlikte, havaların ısınmasıyla birlikte ekonomide de demokraside de ülkemizin ayak bağlarının hepsinden kurtulmuş olacağız." dedi. Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son kanun hükmünde kararnamede haklı olduğu anlaşılan bazı kamu görevlilerinin görevlerine iade edildiğini söyledi. "Adalet mülkün temelidir, adalet olmazsa olmazımızdır." diyen Yıldırım, FETÖ'nün ele başının iadesi için de girişimlerinin devam ettiğini vurguladı. Yıldırım, "Türkiye'de yaşanmış bir katliamın birinci dereceden yöneticisi, sorumlusu ABD'de bir çiftlikte keyif içinde yaşayamaz. Bizim açımızdan bu kabul edilebilir bir şey değildir. Biz, bu darbe girişiminin planlayıcısı, azmettiricisinin Pensilvanya'daki terörist başı olduğunu daha önce Amerikan makamlarına ilettik. Hazırladığımız dosyalarda hiçbir şüpheye yer kalmayacak şeklide, bütün kanıtları teslim ettik. Yeni yönetimin bu konudaki adımlarını bekliyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Umuyorum ki Amerikan yönetimi tarafından bu terörist başının iadesi konusunda somut adımlar atılacaktır." diye konuştu. Ekonomi konusunda değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yıldırım, reel sektörü faiz baskısı altında ezmeden döviz kurları konusunda bazı adımlar attıklarını hatırlatarak, dünya genelindeki ekonomik durgunluğun farkında olduklarını, gelişmeleri yakından takip ettiklerini, anında tedbirler aldıklarını söyledi. Bu tedbirleri alırken mali disiplinden asla taviz vermediklerini vurgulayan Yıldırım, reel sektörü desteklemeye devam edeceklerini, istihdam artırıcı teşvik tedbirlerini hayata geçirdiklerini bildirdi. Yıldırım, geçen hafta bütün KOBİ'lere 30 ile 50 bin lira arasında bir yıl ödemesiz, faizsiz 3 yıl vadeli kredi verme kararı aldıklarını, bunun uygulama sürecini başlattıklarını belirterek, küçük esnafın, sanayicilerin sıkıntılarını ortadan kaldırmayı hedeflediklerini, 600 bin civarında KOBİ'nin bu işe talipli olduğunu ve şartları tutan herkesi, bütün küçük esnafı, sanatkarı bu imkandan faydalandıracaklarını bildirdi. Ekonomik Koordinasyon Kurulunda alınan kararların birer birer uygulandığını, 2017'nin ilk 3 ayının sigorta primlerinin, yılın son 3 ayına ertelenmesinin ve belediyelerin kesintilerinin yapılmamasının yürürlüğe girdiğini, esnaflar için kurulacak Ahilik Fonu'nun da gelecek hafta TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini anlatan Yıldırım, "Çiftçilerimizin, tarım kesiminin Ziraat Bankasına ve tarım kredi kooperatiflerine olan 1 milyara yakın borçlarını 5 yıl süreyle yeniden yapılandırıyoruz. Böylece çiftçimizin yanında olduğumuzu, yıllardır devam eden bu problemlerine çözüm üretiyoruz." dedi. Döviz kurlarında birkaç hafta için yaşanan hareketlenmenin ardından bazı çevrelerin kıyameti kopardığını şimde ise yüzde 7-8'lik bir iniş yaşandığını ifade eden Yıldırım, "Battık, batıyoruz diyen felaket tellalleri sus-pus, hiç sesleri çıkmıyor. Küresel dalgalanmalarla başlayan döviz kurundaki oynaklık geçicidir, etkileri çok ama çok sınırlı kalacaktır. İnşallah 2017 baharından itibaren Türkiye her alanda şaha kalkmaya devam edecek. Yaz ile birlikte, havaların ısınmasıyla birlikte ekonomide de demokraside de ülkemizin ayak bağlarının hepsinden kurtulmuş olacağız." ifadelerini kullandı. Başbakan Yıldırım, milletin işini, aşını, çocukların geleceğini düşündüklerini vurgulayarak şunları kaydetti: "Onun için istihdamı artırmaya yönelik geçen hafta Cumhurbaşkanımızın katılımıyla TOBB ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında bir mutabakatı, istihdam seferberliğini kamuoyuna ilan ettik. Nedir bu? Bir süredir devam ettiğimiz toplum yararına çalışma konusu var. İŞKUR marifetiyle kamu kuruluşlarında vatandaşlarımıza, işsizlerimize iş temin ediliyor. Bunlar en az 9 ay süreye kesintisiz çalışıyor. Yeni uygulamada buna özel sektörü de dahil ettik, sayıyı 500 bine çıkardık. 200 binden 500 bine çıkardık. Yani hem kamuda hem özel sektörde işsizler çalışacak, parasını işsizlik fonundan biz ödeyeceğiz. Bunun üzerine TOBB Başkanlığı bünyesindeki toplam 1,5 milyonu bulan üyelerin her biri en az bir işçi çalıştırmaya karar verdi. Bu ne demektir? 1,5 milyon vatandaşımıza yeni iş. Üstüne bizim 500 bin toplum yararına çalışmayı koyduğumuzda 2 milyon iş anlamına gelir. Onlar bunu yaparken biz boş mu duracağız? Tabii ki değil onların diğer maliyetlerini karşılayacağız. Onlar sadece maaşı verecek, sigorta primini ve maaştan kesilen vergiyi devlet olarak biz karşılayacağız bir yıl boyunca. Bu ne demektir? Bu konuda yanında bir işçi çalıştıran ve toplam 1,5 milyon çalışan için hükümet, devlet olarak 12 milyar liralık katkı sağlıyoruz. Helali hoş olsun yeter ki vatandaşımız iş-güç sahibi olsun. Türkiye buna değer. Çünkü bu millet her şeyin en iyisini, en güzelini hak ediyor. Değil mi ki 15 Temmuz gecesi alçaklara darbeyi vuran, demokrasiyi kurtaran bu millet, bu millet için ne yapsak azdır." AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Terör örgütleri hep beraber koro halinde 'hayır' propagandası yapıyorsa, bunun ülkemiz, milletimiz, vatandaşımız için bir işareti var. Vatandaş, hangi tercihini yapacaksa gidip yapacak. Terör örgütlerinin 'hayır' dediği yerde benim vatandaşlarım aynı safta olmayacaktır." dedi. Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ne zaman millete giderlerse gitsinler milletin kendilerine güvendiğini, inandığını "evet" dediğini söyledi. Bir de hayırcıların olduğunu belirten Yıldırım, "Şimdi bunlar 'hayır kelimesinden sevimli iki şey türetirsek milleti ikna ederiz' zannediyorlar. Bırakın kelime oyunlarını. Lafla peynir gemisi yürümez. Hele hayırcıların bindiği HDP, PKK, FETÖ gemisi hiç yürümez. Şimdi biz 'PKK hayır diyor, FETÖ hayır diyor, DEAŞ hayır diyor' diyoruz. Sırtını PKK'ya yaslamış HDP hayır diyor. Bunlardan ses çıkmıyor, CHP, 'niye böyle konuşuyorsunuz?' diyor." ifadelerini kullandı. - "Bir hafta sussak muhalefet ne yapacak bilmiyorum" Vatandaşın kararına boyunlarının kıldan ince olduğunu dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: "Terör örgütleri hep beraber koro halinde 'hayır' propagandası yapıyorsa, bunun ülkemiz, milletimiz, vatandaşımız için bir işareti var. Vatandaş, hangi tercihini yapacaksa gidip yapacak. Terör örgütlerinin 'hayır' dediği yerde benim vatandaşlarım aynı safta olmayacaktır. Buna da yürekten inanıyorum. Terör örgütlerinin gittiği yolda hiçbir vatandaşımızın olduğunu düşünmüyorum. Terör örgütü ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın, toprağımızın da düşmanıdır. Terör örgütü ile topyekün mücadelede milleti hep yanımızda gördük. Milletten aldığımız güçle terör örgütünün belini kırdık. İktidar partisi olarak merak ediyorum; bir hafta sussak muhalefet ne yapacak bilmiyorum. Çünkü bekliyorlar ki hükümet, AK Parti, bir açıklama yapsın da hemen karşısında bir açıklama yapalım. İktidarın her işine muhalif olmayı marifet sayıyorlar." Yıldırım, gençleşen ve büyüyen Meclisin bu anlayışı kabul etmeyeceğini bildiklerini, çözüm ve hizmet siyaseti isteyen milletin kördüğüm politikaları güdenleri elinin tersiyle iteceğini vurguladı. "Parlamento ortadan kalkmıyor, vatandaş bilsin" Muhalefetin "hayır istemezük" diyerek tek bildiği işi yaptığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti: "Türkiye demokrasisi bugüne kadar birçok tarihi sınav verdi. Bu gazi Meclis 'dayatılan cumhurbaşkanı adayı seçilsin' diye 1973'te abluka altına alındı. Parti genel başkanları, milletvekilleri, hapisle, sürgünle ölümle tehdit edildi. 79'da 119 turda cumhurbaşkanını seçemedi. Bu durum bahane edilerek 80 darbesi yapıldı. Biz Türkiye'de demokrasinin başını öne eğdirecek bir olay daha yaşansın istemiyoruz. O yüzden milletin gücünün esas olduğu bir anayasayı millete götürüyoruz. Millet 'evet' diyor. Bundan hiçbir şüphemiz yok. 15 Temmuz'da sivil vatandaşlarımıza saldıran Feto ve avanesi 'hayır' diyor. Her fırsatta polisimize askerimize saldıran, şehit eden, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden sivil vatandaşlarımızı öldüren bölücü PKK 'hayır' diyor. Onların arkasına saklanan, sırtını onlara yaslayan bölücü HDP de 'hayır diyor. Bunların değişim karşısında yer alması anlaşılabilir ama ana muhalefet yöneticilerine ne demek lazım? Dertleri neymiş? Parlamento ortadan kalkıyormuş. Parlamento ortadan kalkmıyor, vatandaş bilsin. Aslında CHP de bunu çok iyi bilir. CHP'nin resmi siyaseti AK Parti ne derse tam tersi şeklinde olur." Yıldırım, "Ekini ektim sırtımı rahata verdim." anlayışında olmadıklarını, Türkiye'nin yol haritasında çok ciddi mesafeleri katettiklerini, ancak işlerinin bitmediğini, çok işleri olduğunu belirtti. Terörü ülke gündeminden çıkaracaklarını, bununla ilgili adımları kararlılıkla attıklarını, kış aylarında kendilerince güvende olduklarını zanneden bölücü terör örgütünün sözde sığınaklarını, üslerini yerle bir ettiklerini anlatan Yıldırım, bu konudaki kararlılıklarından zerre miktar sapma olmadığını vurguladı. Binali Yıldırım, bölge insanını bölücü terör baskısından kurtardıklarını, devlet ve vatandaşın el el verdiğini, dayanışma içinde hareket ettiğini, vatandaşın istediğini devletin yaptığını, İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya ne hizmet alıyorsa, Şırnak, Van ve Diyarbakır'ın da aynı hizmeti aldığını, adalelet anlayışlarının gereğinin bu olduğunu aktardı. " İhraçları yeniden değerlendirme imkanı getirdik" Terör örgütüne lojistik ve finansal kaynak sağladığı tespit edilen belediyelerde yeni görevlendirmeler yapıldığını anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti: "Yüzlerce üst düzey terörist yakalandı, adalete teslim edildi. İçinde patlayıcı, canlı bomba, bombalı araç eylemlerinin bulunduğu 126 girişim engellendi. Bölücü terör örgütü Türkiye topraklarından tam olarak temizleninceye kadar yaz kış demeden bu mücadele sürecek. Türkiye topraklarının ötesinde de ulusal güvenliği sağlamak, vatandaşın can ve mal güvenliğini temin etmek için Fırat Kalkanı Harekatımız da devam ediyor. Bütün bu mücadeleden sonra El Bab, nihayet büyük ölçüde kontrol altına alındı. Amacımız örgütlerin cirit atığı bölgelerden Türkiye'ye uzanan koridorların açılmasının önüne geçmek. En başından beri bu gayretlerimiz boşa gitmedi. Ancak su uyur düşman uyumaz. Tedbiri asla elden bırakmayacağız. Tedbiri elden bırakmadığımız bir diğer husus da FETÖ. Uluslararası taşeron bir örgüt olan bu katil güruhu takibimizdedir. Kamuda incelemeler, arındırmalar dikkatle devam ediyor. FETÖ ile bağlantısı olduğu ortaya çıkan kim olursa olsun hukuk içinde gereği yapılmaya devam edecek." Yıldırım, "Araştırmalar sırasında yeniden değerlendirme imkanı da getirdik. Atılanlar kendilerine haksızlık yapıldığını düşünüyorsa bunun da tabii ki hukuk devletinde bir karşılığı olması lazım. Son zamanda çıkarılan KHK ile yeniden değerlendirme mekanizmasını hayata geçirdik. Yedi üyeden oluşacak, bir nevi mahkeme gibi çalışacak, idare adına bütün bu itirazları inceleyip karara bağlayacak. İtirazlarda haklılık görülürse göreve iade edilecek."  diye konuştu.
Editör: TE Bilisim