TBMM - AK Parti TBMM Grup Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'un 1. yılını geride bırakırken o gece her biri destan yazan şehit ve gazileri minnet ve şükranla yad etti. Bütün vatandaşların bu millete diz çöktürülemeyeceğini, milletin teslim alınamayacağını bir kez daha dosta ve düşmana gösterdiğini ifade eden Yıldırım, milletin yazdığı bu destana destek veren her partiden milletvekillerini saygı ve sevgiyle selamladı. Yıldırım, Tunceli'de geçtiğimiz haftalarda PKK tarafından şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır temennisinde bulundu. Birkaç gün önce Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bölücü terör örgütü tarafından kaçırılan baba Ömer Mazlum ve oğlu Musa Mazlum'a da Allah'tan rahmet dileyen Yıldırım, dün yaylada hayvanlarını otlatırken hiçbir şeyden haberi olmayan Tayyip Fidan isimli vatandaşı da alçakların katlettiğini anımsattı. "Bu topraklarda tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" AK Parti teşkilatının ilçe başkanı ve yardımcılarını bu cani terör örgütünün elemanlarının şehit ettiğini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terör örgütü darbe üstüne darbe aldıkça bulduğu her fırsatta artık masum, savunmasız insanlara saldırıyor, gerçek yüzünü bir kez daha gösteriyor. Bu, esasında terörün tabiatında vardır. Terörist kalleştir, korkaktır. Artık bölücü terör örgütü çaresizdir. Kesintisiz süren operasyonlarla örgüt nefes alamaz duruma gelmiştir. Şu anda bölgede çok yoğun biçimde operasyonlar gece gündüz devam ediyor. Bırakın örgüte adam bulmayı, mühimmat depolamayı, yiyecek sağlamayı bile temin edemeyecek hale geldiler. Dağlarındaki inlerinde bile saklanamıyorlar. Çaresizliklerinin nedeni budur. Bunun için sivil ve savunmasız vatandaşlarımızı hedef alıyorlar. Bu topraklarda tek bir terörist kalmayıncaya kadar bütün örgütlerle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sadece sınırlarımız içinde değil sınır ötesinde de uluslararası hukuktan doğan haklarımızı kullanarak terör mücadelesine devam edeceğiz." OHAL İnceleme Komisyonuna itiraz başvuruları Başbakan Yıldırım "(OHAL İnceleme Komisyonu) Dün itibariyle komisyona başvurular başladı. Sadece dün, günün sonuna kadar 3 bin 28 başvuru yapılmış, 1189'u Valilik ve kurumlarca onaylanarak işleme girmiştir. Toplam başvuruların, mükerrer başvuruları da dikkate aldığınızda, 120 bin civarında olacağını düşünüyoruz." diye konuştu. "35 bin 639 kişi görevine iade edildi" 15 Temmuz'un Türkiye'nin bundan sonraki istikametini tayin edecek tarihi bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Yıldırım, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsüyle cumhuriyetin, demokrasinin, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin hedef alındığını ifade etti. Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "Bugüne kadar 168 bin 977 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Bunlardan 33 bin 180'i kamu görevinden uzaklaştırıldı, 111 bin 240'ı ihraç edildi. 35 bin 639 kişi de yapılan incelemelerden sonra görevine iade edildi. Bugüne kadar aralarında mükerrer olanlarla birlikte 300 bin itiraz başvurusu alındı. Bunların hepsi tek tek inceleniyor. Başvuruları çok yönlü ve detaylı incelemeye tabi tutmak amacıyla OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunu kanun hükmündeki kararnameyle kurduk ve dün itibariyle çalışmaya başladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yapılan başvuruları bu komisyonun yeni bir iç hukuk yolu olarak gösterip ve bunu işaret ederek bu müracaatları reddetti. Ülkemiz aleyhine 31 Mayıs tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde bekleyen 24 bin 600 başvuru varken 30 Haziran'da bu başvuru sayısı 12 bine inmiştir. Önümüzdeki günlerde bunun tamamı da reddedilecek ve başvurular, itirazlara inceleme komisyonununda ele alınacak. Dün itibariyle komisyonda başvurular başladı. Sadece dün günün sonuna kadar 3 bin 28 başvuru yapılmış ve bin 189'u valilik ve kurumlarca onaylanarak işleme girmiştir. Toplam başvuruların mükerrer başvuruları da dikkate aldığımızda 120 bin civarında olacağını düşünüyoruz." "Bile bile içeride sırtına hançer saplayacak insanlar varken nasıl yöneteceksiniz?" Yıldırım, FETÖ soruşturmalarına değinerek, kurunun yanında yaşın da yanmayacağını, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, insanların hukukun öngördüğü kurallar çerçevesinde, haklarını arayacaklarını ve yargılamanın gerçekleşeceğini söyledi. Geçmişte iki Almanya birleşirken 500 bin kamu çalışanın bir günde kapının önüne konulduğunu anımsatan Yıldırım, onlara kimsenin bir şey sormadığını, darbe olmadığını, devleti içeriden çökertmek isteyen bir girişimin de olmadığını vurguladı. Yıldırım, hiçbir devletin kendisine sadakat göstermeyen memurlarla çalışamayacağına dikkati çekerek, "Olay bu kadar basit. Bile bile içeride sırtına hançer saplayacak insanlar varken nasıl yöneteceksiniz? Tabii ki bir temizlik yapılacak. Sonuna kadar yapılacak, hiçbir mikrop kalmayacak şekilde bu temizliği yapacağız. Zalimle, mazlumu da aynı kefeye koymayacağız. Bundan da vatandaşlarım emin olsun." ifadelerini kullandı. OHAL süresinin yarın itibarıyla dolduğunu anımsatan Yıldırım, hükümet olarak Milli Güvenlik Kuruluna (MGK) uzatılması yönünde öneride bulunduklarını ve oradan aldıkları olumlu sonuç çerçevesinde de Meclisten olağanüstü halin 3 ay, 19 Ekim 2017'ye kadar uzatılması için müracaat yaptıklarını bildirdi.