ANKARA- Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri Derneği, Haber Kameramanları Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği ve diğer ihtisas meslek dernekleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop’a meslekle ilgili durum değerlendirmesi ve çözüm önerilerine ilişkin taleplerini ilettiler. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin imzasıyla TBMM’ye sunulan “Basın Hukuku Alanında Acil Çözüm Bekleyen Sorunlar, Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” başlıklı metinde, son birkaç yılda basın hukuku alanında meydana gelen değişiklikler ve uygulamada keyfiyetin ve ifade özgürlüğü ihlallerinin baş göstermesinin gazeteciler ve sivil toplum örgütleri açısından kaygı verici olduğu belirtilerek, “Covid-19 salgını nedeniyle meslek kanunlarında özellikle çalışma ve sosyal güvenlik alanında yapılacak düzenlemeler hayati önem taşımaktadır. En başta ve ivedi olarak gündeme getirmek istediğimiz husus; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile gündeme gelen yıpranma payı hakkının dokuz aylık yürürlüğe girme süresi de dikkate alınarak Kasım 2020’den önce yasalaştırılmasıdır. Bu konuda Gazeteciler Cemiyeti ve diğer medya sivil toplum kuruluşlarının desteği ile hazırlanan ve ekte sunulan önerimizin mevcut sorunu herhangi bir hak kaybı yaşatmaksızın çözümleyeceği inancındayız. Gazeteciler Cemiyeti’nin basın hukuku alanındaki düzenlemeler, güncel Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları, kanunların uygulanması ve teknolojik gelişmelerin ön açtığı yeni hukuki alanlarla ilgili değerlendirmesi ve çözüm dikkatinize sunarız” denildi. Çözümlenmesi beklenen konular Gazeteciler Cemiyeti’nin basın hukuku alanındaki düzenlemeler, güncel Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları, kanunların uygulanması ve teknolojik gelişmelerin ön açtığı yeni hukuki alanlarla ilgili değerlendirmesi ve çözüm önerilerinin yer aldığı metinde, “En başta ve ivedi olarak gündeme getirmek istediğimiz husus; AYM’nin iptal kararı ile gündeme gelen yıpranma payı hakkının dokuz aylık yürürlüğe girme süresi de dikkate alınarak Kasım 2020’den önce yasalaştırılmasıdır. Bu konuda Gazeteciler Cemiyeti ve diğer yukarıda bahsi geçen medya sivil toplum kuruluşlarının desteği ile hazırlanan ve ekte sunulan önerimizin mevcut sorunu herhangi bir hak kaybı yaşatmaksızın çözümleyeceği inancındayız” ifadesine yer verildi. Çözümlenmesi beklenen konular arasında ise “AYM’nin 5953 sayılı kanun kapsamındaki fazla mesai ve ücret alacaklarına uygulanan faiz oranlarıyla ilgili maddelerini iptal etmesinin basın emekçilerini korumasız bıraktığı ve iptal edilen günlük %5’lik gecikme faizi yerine mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının kanunlaşması ve basın çalışanlarına altı ay- bir yıl ücretlere karşılık belirlenecek tazminat hakkının tanınması. AYM’nin basın ve gazetecilik alanında faaliyet gösteren çalışanlara karşı fiili hizmet süresi düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nın iptali karşısında yaşanan boşluk ve boşluğun Basın Kartı hak sahipliği ile ilişkisi ve AYM’nin ortaya koyduğu gerekçe karşısında yapılması gerekenler. Basın Kartı hak sahipliği ile ilgili AYM kararı karşısında yasal düzenleme zorunluluğu, hukuki belirlilik ile serbest çalışan gazeteciler ile internet gazeteciliğinin düzenlenmesi, Basın İlan Kurumu ile ilişkilendirilmesi ve son olarak da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği karar karşısında internette yayımlanan haberlere karşı ceza davası açılmasında dava açma süresinin öngörülmesi” maddeleri yer aldı. Metnin devamında ise medyanın sorunlarıyla ilgili Avukat Gökhan Tekşen tarafından hukuki olarak hazırlanan rapora yer verildi. “Kalemi de kıdemi de vermeyiz” Türkiye Gazeteciler Sendikası, Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde bir ortak açıklama yayınlandı. “Çeşitli meslek örgütlerinden oluşan Medya sektöründe çalışan meslektaşlarımızın haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele eden kurumlar olarak, kıdem tazminatı ile ilgili gündeme getirilen önerilerden büyük rahatsızlık duyuyoruz” denilen açıklamada, “Kalemi de kıdemi de vermeyiz” denildi. Açıklamada, medya STK'ları şöyle vurgularda bulundular: Demokrasinin vazgeçilmezi olan basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak için uğraşırken bir yandan da sektördeki on binlerce çalışanın ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmenin temel önceliğimiz olduğunun bilincindeyiz. İşsizlik oranının yüzde 30’un üzerinde olduğu medya sektöründe, gazetecilerin güvencesiz ve düşük ücretli çalışma koşullarını değiştirmek için ısrarlı bir mücadele yürütüyoruz. Bu nedenle kıdem tazminatı hakkını aşındıracak her türlü girişimin karşısında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Kıdem tazminatının tartışmaya açılmasının iki temel sebebi olduğunu görüyoruz: Birincisi, 2020-2022 dönemini kapsayan resmî Yeni Ekonomi Programı’nda kıdem tazminatının, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında deregülasyona tabi tutulması önerisidir. Bu programda TES vasıtasıyla sıcak para ihtiyacını karşılamak ve tasarrufları artırarak sermaye piyasaları için kaynak oluşturmak hedeflenmiştir. İkinci sebep ise kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırarak çalışma hayatını daha da esnekleştirmek, çalışanların iş güvencesini yıpratmak, işten atmayı kolaylaştırmaktır. Biz gazeteciler için daha güvencesiz bir çalışma hayatı kalemlerimiz üzerindeki baskının artması anlamına gelecektir. Her iki sebeple de kıdem tazminatının tartışmaya açılmasını kabul edilemez buluyoruz. Ülke ekonomisindeki bozulma ve olumsuzlukların sorumlusu çalışanlar olmadığına göre, faturayı kıdem tazminatı ile ödeyecek de biz olamayız. Türkiye işçi sınıfının bir parçası olarak biz gazeteciler; diğer tüm sendika ve meslek örgütleri gibi ekonomideki savurganlığı ve kayırmacılığı, kıdem tazminatımız ile finanse etmeyeceğimizi ilân ediyoruz. Kıdem tazminatını bu hâliyle tartışmaya açanlara sesleniyoruz. Gerçekten milyonlarca çalışanın ve de gazetecilerin lehine bir düzenleme yapma niyetindeyseniz ısrarla dile getirdiğimiz taleplerimiz için somut adım atmanızı bekliyoruz: 1- Kıdem tazminatı çalışan ücretinin bir parçasıdır. Ödemesi sonraya bırakılmış ücrettir. Kıdem tazminatını tartışmaya açmak yerine çalışanların haklarını, ekonomik ve sosyal refahlarını, iş güvencelerini artıracak tedbirleri gündeminize alın. 2- Basın özgürlüğü, demokrasinin ve halkın haber alma hürriyetinin teminatıdır. Özgürlüklerin önündeki yasal engelleri kaldırın. Cezaevindeki meslektaşlarımızı serbest bırakın. Gazetecilerin mesleki güvencelerini artırın. 3- Güçlü sendika ve meslek örgütleri sağlıklı demokrasiler için vazgeçilmezdir. Ülkemizin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerine uyumlu bir şekilde sendikalaşma ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kaldırın. TGS ve Gazeteciler Cemiyeti yanı sıra ortak açıklamaya imza koyan basın örgütleri arasında İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu da bulunmaktaydı.