Utku ŞENSOY / Yolsuzluk, ileri demokrasilerde affı olmayan ayıplı suçların başında gelir. Kamuya ait malın talanı, hazineyi zarara uğratma, namus-şerefle, onursuzlukla eşdeğer suçlardandır. Bu konudaki son haberFransa’dan geldi. İçişleri Bakanı Bruno Le Roux,15 ve 16 yaşındaki iki kızını, tatiller ve hafta sonu dönemlerinde çalıştırmak üzere danışman statüsünde işe alındığı iddialarının ardından, yolsuzlukla suçlanınca istifaetti. Fransız bakan, “Öğrencilerin tatil döneminde çalışabilecekleri” savunmasını yapsa da, açıklaması “kamu vicdanını” tatmin edemedi. **** Eski Cumhurbaşkanını sorgulayan Güney Kore’nin yolsuzlukla sınavı. Yolsuzluktan söz etmişken Güney Kore’den söz etmemek olmaz. Parlamento tarafından yetkileri askıya alınarak Cumhurbaşkanlığı’ndan el çektirilen Park Geun-hye, görevden alınmasına neden olan yolsuzluk skandalı kapsamında savcılar tarafından sorgulanıyor. Sabık Cumhurbaşkanı’nın polis eskortu ile savcılığa götürülürken televizyonlardan canlı yayınlanması hayli gürültü kopardı. Park, yakın dostu ve eski danışmanı ChoiSoon-sil’in büyük firmalardan para sızdırmasına göz yummakla suçlanıyor. **** Türkiye’nin irtifa kaybı sürüyor. Fransa’dan Güney Kore’ye “demokrasi çarkının tüm kurum ve kuruluşlar ve denetim sistemleriyle güçler ayrılığı ilkeleri çerçevesinde işlediği” ülkelerde hal böyleyken bizde durum nasıl? Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl düzenlediği “Yolsuzluk Algı Endeksi” son verilerine göre, Türkiye’nin puanı ve sıralamadaki yeri gerilemeye devam ediyor. Endeks sonuçlarına göre, bir puanlık düşüşle 41 puan alan Türkiye 9 basamak birden gerileyerek 176 ülke arasında 75. sıraya indi. G 20 ülkeleri arasında 13.cü sıraya düştük.19 ülkenin yer aldığı Doğu Avrupa ve Orta Asya grubumuzda ise 4.cü sıraya geriledik. Tablonun düşündürdükleri. Yukarıdaki veriler ışığında veUluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International), her yıl yayınlanan“Yolsuzluk Algı Endeksi” sonuçlarını göz önüne aldığımızda şu çarpıcı tespitler dikkat çekiyor; -Yolsuzluğun en yüksek olduğu ülkeler başkanlık sistemiyle yönetiliyor. -Yolsuzluğun en az olduğu ülkelerde ise parlamenter sistem mevcut. -Sıralamanın son 20’sine bakıldığına ise başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin çokluğunu görebiliyoruz. Demokrasilerde, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amacıyla;YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI güçleri ayrı organlarca kullanılır. Demokrasilerde yasama gücünü parlamento, yürütme gücünü hükümet, yargı gücünü bağımsız mahkemeler kullanır. Sonuç: Güçler ayrılığı ilkesi; demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Güçlerin ayrılığının olmadığı ülkelerde demokrasiden, demokrasinin olmadığı ülkelerde ise hak ve özgürlüklerden söz edilemez!