Aile hekimliği çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı'nda Türkiye genelinde iş bırakma eylemi düzenleyecek.
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, sağlık çalışanlarının artan sorunlarına dikkat çekerek, Sağlık Bakanlığı'nın gerekli düzenlemeleri yapmadığını ifade etti.
Kandemir, aile hekimlerinin iş güvencesinin olmadığını, kamu binası desteği almadıklarını ve artan maliyetlerin hekimlerin üzerine ağır bir yük bindirdiğini belirtti. Bu durumun bir sonucu olarak, birçok Aile Sağlığı Merkezi'nin (ASM) boş kalmasına ve yeni açılacak ASM'lere başvuru yapılmamasına yol açtığını vurguladı. Ayrıca, İzmir'deki bir Aile Sağlığı Merkezi’nin uygun olmayan koşullar nedeniyle tahliye edilmesini örnek gösteren Kandemir, hekimlerin yeni bir bina bulamadıkları takdirde sözleşmelerinin feshedilebileceği konusunda uyarıda bulundu.
“Bir hastaya yeteri kadar zaman ayırmamız zorlaşacak”
Performansa dayalı "Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği"nin çalışanlara ve vatandaşlara etkisini değerlendiren Kandemir, aile hekimlerine, aile sağlığı ebe ve hemşirelerine ek işler, sorumluluklar ve performans kriterleri getirildiğine dikkat çekerek, “Karşılanması zor olduğu için mali kayıplar da yaşanacaktır. Sistemden ayrılmalar olacağı ve aile hekimliğini tercih edenlerin sayısı azalacağı için, bir hastaya yeteri kadar zaman ayırmamız zorlaşacak. Bu durum, vatandaşın mahallesindeki aile sağlığı merkezine erişimini ve nitelikli sağlık hizmeti almasını zorlaştıracaktır” dedi.
“Yeni puan sistemi performans ücretlerini haksız yere kesme üzerine kurulu”
Yönetmelikle birlikte gelecek yeni puan sisteminin, aile hekimliği çalışanlarının teşvik ve performans ücretlerini haksız yere kesme üzerine kurulduğunu ifade eden Kandemir, şu ifadeleri kullandı;
"Eğer hasta 6 ay boyunca aile hekimliğine uğramazsa, performansımız kesilecek. Günlük poliklinik sayımız az olursa yine performansımız kesilecek. Hasta, diğer sağlık kuruluşlarına fazla başvuru yaparsa performansımız kesilecek. Hastanın usulsüz veya kanunsuz bir talebi (ilaç yazdırma, rapor vb.) reddedildiğinde, hekim ya da ebe negatif puan alacak ve performansımız yine kesilecek. Ağrı kesici, antibiyotik veya mide ilaçlarını hastanın ihtiyacı olsa bile yazdığımızda performansımız kesilebilecek.”
“Nitelikli sağlık hizmeti verebileceğimiz bir çalışma ortamının oluşturulmasını istiyoruz”
Aile hekimlerinin taleplerinin çok net ve basit olduğunu vurgulayan Kandemir, beklentilerini şöyle özetledi:
● Kamu sağlığı hizmeti verirken can güvenliğimizin sağlanmasını,
● Sağlıkta şiddetin önlenmesini,
● İş güvencesinin korunmasını,
● Mesleğimize yaraşır özlük hakları ve ücretlerin garanti altına alınmasını,
● Nitelikli sağlık hizmeti verebileceğimiz bir çalışma ortamının oluşturulmasını istiyoruz.
“Bina yetersizliği nedeniyle aile hekimliği çalışanları sözleşme feshi ile karşı karşıya kalabiliyor”
Aile hekimliği çalışanlarının iş güvencesi ve kamu binası konusunda da yeterli desteği alamadığını ifade eden Kandemir, şunları kaydetti:
“Mevcut bütçe ile meslektaşlarımızın yeni bir Aile Sağlığı Merkezi (ASM) kurması ve kiralarını karşılaması mümkün değil. Hatta İzmir’de bir ASM, depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle tahliye edilirken, bu arkadaşlarımıza kamu binası tahsis edilmedi ve yeni bir ASM kurmaları istendi. Ancak mevcut bütçeyle o bölgede ASM kurmak mümkün olmadığından, bu hekimlerin sözleşmelerinin feshedilmesi gündeme geldi.
Bu durum, sadece bina yetersizliği nedeniyle bile aile hekimliği çalışanlarının sözleşme feshi ile karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Ayrıca, yeni yönetmelikte sözleşme feshini kolaylaştıracak kriterler eklendi. Bu da idarenin sözleşme fesihlerini artırıcı bir madde olarak karşımıza çıktı”
Aile hekimliği çalışanlarının özlük haklarının korunması ve vatandaşın nitelikli sağlık hizmetine erişiminin güvence altına alınması için karşılanması gerekenleri dillendiren Kandemir, şunları kaydetti:
● “Günlük muayene sayılarını artırmaya yönelik düzenlemelerden vazgeçilmeli,
● Bir hastaya yeteri kadar zaman ayrılabilecek bir ortam sağlanmalı,
● Performans kesintisi tehdidi ortadan kaldırılmalı,
● Meslek onuruna yakışır aylık minimum hak edişler garanti altına alınmalı ve performans ek ödeme olarak eklenmeli,
● Performans kriterleri, meslek etiğine uygun ve karşılanabilir olmalı,
● Hekim, ebe veya hemşire hastasına sadece 2 dakika ayırmak zorunda bırakılmamalıdır. Çünkü bu, vatandaşın nitelikli ve ulaşılabilir kamu sağlık hizmeti almasını engellemektedir.”
“Uyarılarımız dikkate alınmazsa aile hekimliği tercih edilmeyen bir alan haline gelecek”
Kasım ayı itibarıyla iş bırakmaların 3 ay sürdüğünü ifade eden Kandemir Bakanlığın uyarıları dikkate almadığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bakanlık hak ediş kesintisi cezaları vererek bizi daha da mağdur etti. Daha önce uyardığımız gibi, bu durum aile hekimliği sisteminden birçok hekim, ebe ve hemşirenin ayrılmasına ve yeni açılan birimlerin tercih edilmemesine sebep oldu.
Eğer uyarılarımız dikkate alınmazsa, aile hekimliği tamamen tercih edilmeyen bir alan haline gelecek ve güçlendirilmesi yerine zayıflatılacak. Bunun etkilerini şimdiden görmeye başladık. Örneğin, İzmir’de 20 Aile Hekimliği birimi kuraya açıldı, ancak hiçbirine başvuru yapılmadı. Böyle giderse, birçok ilde vatandaşlar mahallesinde aile hekimi, ebe ve hemşire bulmakta zorlanacak.”
“Bakanlık adım atmazsa, aile hekimliği sisteminin sonu gelebilir”
Kandemir, sağlık çalışanlarının 14 Mart’tan sonra izleyeceği yola da değinerek, şu ifadeleri kullandı;
“Bundan sonraki süreçte de meslek onurumuz, iyi bir aile hekimliği sistemi ve vatandaşın kamudan nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz sağlık hizmeti alabilmesi için uyarılarımıza devam edeceğiz. Yönetmelikle ilgili her türlü yasal eylem hakkımızı kullanacağız.
Mevcut sistemin tercih edilmemesi ve sağlık çalışanlarının ayrılması karşısında Bakanlık adım atmazsa, aile hekimliği sisteminin sonu gelebilir. Bizler, aile hekimleri, ebeler ve hemşireler olarak bu durumu sadece bir mesleki mücadele değil, aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olarak görüyoruz.
Aile hekimliği çalışanları olarak, birinci basamak sağlık hizmetine büyük katkılar sunduk ve Bakanlığın verilerine göre yüksek memnuniyet oranları yakaladık. Ancak mesleğimize yaraşır şartlar oluşturulana kadar mücadelemiz devam edecek. İş bırakmalar dahil olmak üzere her türlü yasal eylem hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz.
Amacımız, bu sürecin bizlerle istişare edilerek, yeni bir yönetmelik hazırlanmasıyla çözülmesidir.”