Harvard Üniversitesi, Trump yönetiminin kampüste aktivizmi sınırlama taleplerine karşı çıkarak, federal hibenin dondurulmasına karşı dava açtı. 11 Nisan’da Harvard’a gönderilen bir mektupta, üniversitenin kabul politikalarında değişiklik yapması, çeşitliliğe ilişkin görüşlerini denetlemesi ve bazı öğrenci kulüplerini tanımayı durdurması istenmişti. Harvard, bu talepleri reddederek, üniversite özerkliğini savundu.
Trump yönetimi, özellikle geçen yıl İsrail'in Gazze’deki savaşı üzerine kampüste yapılan protestolarda antisemitizmin kontrolsüz bir şekilde yayıldığını iddia etmişti. Bu durumu gerekçe göstererek, üniversitelere daha sıkı disiplin ve geniş çaplı reformlar uygulanmasını talep etti. Harvard ise, bu taleplerin Amerikan üniversitelerinin özerkliğine ve akademik özgürlüğüne tehdit oluşturduğunu belirtti.
Harvard Başkanı Alan Garber, üniversitenin, eğitimdeki özgürlükleri savunarak, “Bugün Amerikan yükseköğretiminin dünya için bir fener haline gelmesini sağlayan değerleri savunuyoruz” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte, Amerikan Eğitim Konseyi de Harvard’ı destekledi. Beyaz Saray Sözcüsü ise, Harvard’ı eleştirerek, vergi mükelleflerinin fonlarıyla aşırı maaşlar alan üniversitelere federal yardımların sona ereceğini belirtti.
Harvard’ın açtığı dava, yalnızca federal fonların dondurulmasıyla ilgili değil, aynı zamanda üniversitenin akademik bağımsızlığına yönelik yapılan bu müdahalenin, Birinci Değişiklik Hakları ve Medeni Haklar Yasası'nın ihlali olduğuna dikkat çekiyor. Harvard, hükümetin taleplerinin, üniversitelerin özerkliğine yönelik tehlikeler taşıdığını ve eğitimde çeşitliliği artırma adına atılan adımların engellenmesinin, tüm Amerikan eğitim sistemi için olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çekti.
Beyaz Saray ise, üniversitenin bu taleplere uymaması durumunda, vergi mükelleflerinin paralarının "ayrıcalık" değil, "temel koşulları yerine getiren" üniversitelere verilmesi gerektiğini savundu. Harvard’ın karşı durduğu bu talepler, Trump yönetiminin özellikle üniversitelerin ideolojik ve politik bağımsızlıklarını hedef alarak, daha kontrollü ve tek tip bir akademik ortam yaratma çabası olarak yorumlanıyor.
Trump yönetimi, Harvard’a yönelik diğer taleplerinde de, üniversitenin uluslararası öğrencileri daha sıkı bir taramadan geçirmesini, protestoculara karşı daha sert disiplin uygulamasını ve kampüste daha fazla çeşitliliği sağlamak amacıyla öğrenci kabul politikalarını gözden geçirmesini istemişti. Ancak Harvard, bu talepleri, akademik özgürlük ve üniversite özerkliğine büyük bir tehdit olarak değerlendiriyor.