Ergun MENGİ Kurtuluş ve Kuruluşu iyi bilmeden bugünü yönetmemiz ve anlamamız mümkün değildir. Büyük Taarruz 26 Ağustosta başladı. Kabaca Sivrihisar-İzmir arası mevcut yoll...

Ergun MENGİ Kurtuluş ve Kuruluşu iyi bilmeden bugünü yönetmemiz ve anlamamız mümkün değildir. Büyük Taarruz 26 Ağustosta başladı. Kabaca Sivrihisar-İzmir arası mevcut yollardan 450 km’dir. Türk ordusu toplam 14 günde (Günlük 32 Km gibi inanılmaz bir ilerleme süratiyle) İzmir’e varan Türk ordusu düşmanı 9 Eylül 1922'de İzmir’de denize döktükten sonra, dinlenmeden, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, istikametine yönelmiştir. Boğazları ve İstanbul’u elde tutmak isteyen Birleşik Krallık Başbakanı Lloyd George, General Harington’a Çanakkale Boğazını ve İstanbul’u savunması emrini vermiştir. İngilizler Boğazlar bölgesinin tarafsız bölge olduğunu iddia ederek Türk ordusunun bölgeye girmesini savaş sebebi sayacaklarını ve karşılık vereceklerini ilan ettiler. İstanbul İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington, Mustafa Kemal ile telgraf başında yazışıyor ve Mustafa Kemal Paşa “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetiyle muhatapları arasında böyle bir bölgenin belirlenmediğini, hangi tarafsız bölge,” sorusuna “Sevr Antlaşması” cevabını alınca, Mustafa Kemal Paşa “Siz hala Sevr Antlaşması var mı sanıyorsunuz, biz onu çoktan çöplüğe attık” diye cevap verir. Mustafa Kemal Paşa böyle bir tarafsız bölgeyi tanımadığını ifade etmek için Süvari Birliklerini, sözde tarafsız bölgedeki Biga-Erenköy-Ezine Bölgesine gönderir. 15 Eylül 1922'de Daily Mail'de yayınlanan bir röportajda, Mustafa Kemal şunları söyledi: "Taleplerimiz Kurtuluş savaşımızda kazandığımız bu zaferden sonra değişmemiştir. Biz Küçük Asya’yı (Anadolu’yu), Meriç nehrine kadar Trakya'yı ve başkentimiz İstanbul’a sahip olacağız. Aksi halde ordumla İstanbul üzerine yürümek zorunda kalacağım ki bu sadece birkaç günlük bir harekâttır. Ben, bu toprakları, savaş yapmadan, yapılacak görüşmelerle elde etmeyi tercih ederim. Ancak, takdir edersiniz ki, bunun için sonsuza kadar bekleyemem.” Türk Ordusu 16 Eylül’de Bandırma’ya girdi. Sırasıyla Mudanya, Bursa geri alındı. Türk Ordusunun Çanakkale’ye yönelmesi üzerine, Fransız ve İtalyanlar askerlerini Gelibolu tarafına çekmiş; İngilizler, Türk ordusuna karşı tek başlarına kalmışlardı. Tarihe Çanak (Chanak) Krizi olarak giren, Türkiye ve Birleşik Krallık arasında Gelibolu’dan sonra ikinci bir harbi başlatacak kriz böyle başladı. General Harrington, ilerleyen Türk birliklerine Başbakanın emrine rağmen ateş açtırmadı ve görüşmelerin başlamasını sağladı. İngilizler tarafından görüşme teklifinin yapıldığı o gün, dünyanın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümetini zımnen tanımış olduğu ve Mondros mütarekesiyle Sevr Antlaşmasını tarihin derinliklerine gömdüğü gündür. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Mudanya’da yapılacak mütareke görüşmelerine Yunanların katılmasını istemedi, mütareke asıl işgalcilerle yapılacaktı. Yunan delegesi açıktaki İngiliz gemisinde bekledi. Onları bu maceraya sürükleyen İngilizler, geçmişte olduğu gibi, nasıl olsa onların hakkını korurdu. Mudanya Mütarekesi 03 Ekim 1922 günü toplandı ancak ana maddelerde anlaşamayınca dağıldı. Bunun üzerine, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın direktifiyle bir bölük Türk askeri İngiliz cephelerine doğru yürüyüşe geçirilir. Türk Birliği, İngiliz savunma hatlarının önlerine kadar yürümüştür. İngilizler, tüfekleri dipçikleri yukarı, namluları aşağı gelecek şekilde ters asılmış tören nizamındaki birliğe, Başbakan’ın emrine rağmen İngilizler ateş edememişlerdir. Verilen mesaj çok netti. “Ülkemizin egemenliğine ve bağımsızlığına sahip çıkacağız, gerekirse savaşırız ancak ilk ateş eden biz olmayacağız”. İkinci toplantı sonucunda, TBMM Hükümetinin isteklerine uygun olarak Mudanya Mütarekesi, Yunanları denize döktükten 32 gün sonra, 11 Ekim’de imzalanmıştır. Sonucunda, Çanakkale, Balıkesir, Kocaeli, İstanbul ve Trakya tek kurşun atılmadan, tek şehit vermeden geri alınmıştır. Yunanlara sadece 15 gün süre verilerek Bursa, Kocaeli ve Meriç nehrine kadar olan Trakya’yı boşaltmaları sağlanmıştır. Bu nedenle Tekirdağ’ın kurtuluşu 13 Kasım 1922, Edirne’nin kurtuluşu 24 Kasım 1922’dir. Bu hezimet sonrası, Yunan hayranı Lloyd George Başbakanlığındaki Birleşik Krallık Hükümeti bir gensoruyla düşürülmüştür. Lloyd George istifasını sunarken yaptığı konuşmada “…yüzyıllar nadiren dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki 20.yüzyılda bu dahi Türkiye’den çıktı. Mustafa Kemal’i yenemedik”. Yunanı İzmir’de denize döktükten 40 gün sonra 19 Ekim 1922 günü, General Refet Bele Komutanlığında 8.000 kişilik Türk jandarma-asayiş birliği İstanbul ve Trakya illerine girmiştir. I. Dünya Savaşının mağlup devletleri Almanya ile yapılan Versay, Avusturya-Macaristan ile Saint-Germain, Bulgaristan ile yapılan Neulliy Antlaşması yerli yerinde dururken bir tek Osmanlı ile yapılan Sevr antlaşması Kurtuluş Savaşı ve Mudanya Mütarekesi ile ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle Mudanya Mütarekesi, büyük bir zaferdir. 11 Ekim 1922, Sevr Antlaşmasının toprağa gömüldüğü, TBMM Yönetiminin tüm dünyaca kabul edildiği gündür. Daha sonra, Sevr yerine, Türkiye Cumhuriyeti ile Lozan Barış Antlaşması imzalanacaktır.