Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye Şubesi (AICA Türkiye), iletişimde güven, şeffaflık ve saygıyı temel alan “Etik İlkeler Kılavuzu”nu kamuoyuyla paylaştı.
Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye Şubesi (AICA Türkiye), iç iletişim ve kurum kültürüne dair önemli bir adım atarak “AICA Türkiye İletişim ve Davranış İlkeleri”ni içeren Etik İlkeler Kılavuzunu hazırladı. Rehber niteliğindeki bu kılavuz, dernek üyeleri arasında daha sağlıklı, yapıcı ve kapsayıcı bir iletişim zemini oluşturmayı hedefliyor. AICA Türkiye yönetiminin yanında üyelerin de katkı sağladığı kılavuz, kültür ve sanat yayıncılığı ve eleştirmenliğinde de bir ilk olma niteliği taşıyor.
Şeffaf iletişime işaret edildi
Kılavuzda, AICA Türkiye üyelerinin düşünce ve üretim süreçlerinde onarıcı, açık ve özenli bir dil kullanmasının önemi vurgulanıyor. Eleştirilerin kişiselleştirilmeden, dışlayıcı ya da küçümseyici ifadelerden uzak şekilde yapılması gerektiği belirtiliyor.
Etik İlkeler Kılavuzu’nda, dernek içi iletişimde açıklık ve eksiksiz bilgi paylaşımı esas alınıyor. Her üyenin eşit söz hakkına sahip olduğu, hiyerarşiden uzak bir iletişim kültürü oluşturulması gerektiği ifade ediliyor.
Kılavuz, dernek içi yazışmalar ve paylaşımların gizlilik esasına tabi olduğunu hatırlatırken, özel bilgilerin yalnızca ilgili kişinin açık rızasıyla paylaşılabileceği uyarısını yapıyor. Böylece bireysel hakların korunması da öncelenmiş oluyor.
Karar alma süreçlerinde şeffaflık vurgusu
AICA Türkiye, karar alma süreçlerinde üyelerin katılımını ve şeffaflığı esas alıyor. Bu doğrultuda her üyenin sürece dahil edilmesini sağlayacak bir yapı oluşturulması gerektiği belirtiliyor.
Kılavuz, eleştiri ve geribildirimlerin zamanında, yapıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımla iletilmesini teşvik ediyor. Sorunların kişiselleştirilmeden ele alınması gerektiğine de dikkat çekiliyor.
Kılavuzun tamamını okumak için tıklayınız.