Milli Savunma Bakanı, "Güneyimizde bizim için herhangi bir riskin, tehdidin, tehlikenin oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi başından beri söyledik" dedi

ANKARA - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bizim en temel görevimiz hudutlarımızın ve asil milletimizin güvenliğidir. Güneyimizde bizim için herhangi bir riskin, tehdidin, tehlikenin oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi başından beri söyledik, söylemeye devam ediyoruz." dedi. Akar, dünkü Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye'nin kuzeyine yönelik son dönemde artan hava saldırılarının ardından Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüşüp görüşmeyeceği sorulan Akar, "Görüşebiliriz." yanıtını verdi. Hava saldırılarına ilişkin Rusya tarafından Türkiye'ye yapılan bir açıklamanın olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Akar, "Onlar 'oradaki terörist gruplara karşı' bu saldırıları yaptıklarını söylüyorlar. Ama bu saldırılar sonucunda ne ölenlerin ne de kaçanların arasında terörist var. Aylardan beri bunu anlatmaya çalışıyoruz. Biz Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesindeki esaslara uyuyoruz. Bu konuda yapılması gereken ne varsa yaptık ve büyük bir gayretle bunları yerine getiriyoruz. Karşı tarafın da mutabakattaki sorumluluklarına sahip çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu. Söz konusu saldırıların göçün tetiklenmesi ve radikalleşmenin artmasına neden olduğunu vurgulayan Akar şunları söyledi: "Türkiye'nin artık ilave bir göçe tahammülü yok. Bunu herkes biliyor. Bu saldırılarla ayrıca oradaki insanları radikalleştiriyorsunuz. Saldırılarda evini, toprağını kaybeden insanın psikolojisini düşünün. Evini, toprağını geri almak için çözüm arayışına giriyor ve radikalleşme oluyor. Bunu hep anlattık, anlatmaya devam ediyoruz. Ateşkesin devamı, istikrarın sağlanması önemli. İnsanlar Suriye'nin kuzeyindeki topraklarına Türk Silahlı Kuvvetleri kontrolündeki bölgelere gönüllü ve güvenli olarak, onurlu bir şekilde döndüler; zorla değil. Bunların 400 binden fazlası İdlib bölgesinde. Tamamına baktığımızda ise 1 milyondan fazla kişi evlerine, topraklarına döndü." İletişim kanalları Bölgede Rusya ile Türkiye arasındaki koordinasyona yönelik soru üzerine Akar, "Orada çok ciddi bir mekanizma var. Hem Rus hem Türk tarafı bu konuda çalışmalarını sürdürüyor." dedi. İki ülke arasında iletişim kanallarının bulunduğunu vurgulayan Akar şöyle konuştu: "Gerekirse arazide görevli subayımızla Rus generali belli yerlerde buluşarak görüşmeler yapabiliyor. Herkes kendi bilgisini, endişelerini karşı tarafla paylaşıyor. Dileğimiz sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Putin ile yapacağı görüşmeyle tekrar mutabakat muhtırasının başlangıcındaki sükûnet haline dönülmesi, bir an önce ateşkesin kalıcı hale gelmesi için tarafların gerekli katkıyı sağlamasıdır. Bu herkes için uygun bir hareket tarzıdır. Burada başından beri söylediğimiz şey, BM koordinesinde Suriye'nin geleceği konusunda söz sahibi olan grupların temsilcilerinin anayasa yapmaları, anayasanın yapılmasının ardından seçimin gerçekleştirilmesi, Suriye'nin dışındakiler dahil seçimlere katılıp yönetimi kurmasıdır." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmenin İdlib ekseninde gerçekleşmesinin beklendiğini belirten bir gazetecinin, "Barış Pınarı Harekat bölgesinde Rusya ile yapılan anlaşma olmasına rağmen terör örgütü PKK/YPG'nin sızma girişimleri oluyor. Görüşmede bu konular da gündeme gelir mi?" sorusu üzerine Akar, "Bu tür görüşmelerde konular gelişebilir, dönüşebilir." yanıtını verdi. Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki konularla ilgili hem Ruslar hem de ABD'lilerle birbirine paralel mutabakat muhtıralarının olduğunu hatırlatan Akar şunları kaydetti: "Bu konuda oradaki teröristlerin çekilmesi konusunda mutabık kalmıştık ancak maalesef hâlâ teröristlerin oradaki varlığı sürüyor. Son derece haklı olduğumuz bir konu bu. Bunu her vesileyle hem Rus hem ABD'li muhataplarımıza söylüyoruz. Ayrıca 'Tel Rıfat'taki teröristlerin çıkarılacağına' yönelik verilen, 'Münbiç'te terörist olmadığı' konusunda söylenen sözler var. Oralardan dahi birtakım saldırılar söz konusu. Biz her türlü iyi niyeti gösterirken her türlü tedbiri de alıyoruz. Oradaki teröristler tarafından yapılan her saldırı teşebbüsü akamete uğratılıyor. Sivil vatandaşlara yönelik alçakça bombalı saldırılar oluyor. Oradaki arkadaşlarımız büyük kahramanlık, fedakarlık göstererek büyük bir dikkatle teröristlerin herhangi bir şekilde bir adım dahi atmasına müsaade etmeden gereğini yapıyorlar." "Müsaade etmeyeceğiz" Terör örgütü PKK ve YPG arasında bir fark olmadığını vurgulayan Akar, "YPG tam anlamıyla PKK'nın kendisidir. Müttefiklerimizin bunların sözde elebaşları ile görüşmelerinin, fotoğraf çektirmelerinin, onlara silah, araç, gereç ve mühimmat desteğinde bulunmalarının doğru olmadığını, müttefiklik ruhuna yakışmadığını da her fırsatta dile getiriyoruz. Son olarak sayın Cumhurbaşkanımız da bunu açık bir şekilde dile getirdi." diye konuştu.