Akıllı telefona esir  olan bir nesil…

Akıllı telefona esir olan bir nesil…


2022-08-13 00:35:14
Akıllı telefona esir  olan bir nesil…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sürhan Altınkanat – Eskiden büyüklerimizin ‘’bizim zamanımızda diye’’ başladıkları cümleler olurdu. Kimi zaman can kulağıyla dinler, kimi zamanda üstün körü dinler geçerdik. Zaman geçtikçe insan daha net anlıyor o anların ne kadar kıymetli olduğunu. Şimdi bizler gayrı ihtiyari söylüyoruz bizim zamanımızda diye. Ama o zamandaki gibi yalandan da olsa dinleyen gençleri bulmak mümkün değil.
Bakıyorum, hatta yaşıyorum ve çok üzülüyorum. Saygısız, sevgisiz, anlayışsız, merhametsiz, doyumsuz ve dolayısıyla mutsuz gençlerle dolu bir nesil yetişiyor. Akıllı telefon ve internetin esiri olmuş, geleceğe dair hiç bir planı, programı olmayan bom boş bir nesil. Annelerin babaların sözlerinin hiçbir hükmü kalmamış. Annelerinin babalarının bir zamanlar genç olduklarını ve o yollardan geçtiklerini unutan, onları dinler gibi gözüken, akılları sıra kandırdıklarını sanan bir gençlik. Bunları söylüyoruz ama bütün suç onların mı acaba diye kendimizi sorgulamadan da geçemiyoruz. Son yıllarda boşanmaların artması, televizyondaki yayınların değişmesi, internet denen şeyin hayatımıza hızlı girişi bu yaşananların başlıca sebepleri. Bu silsile ile insanların yaşantısı fark edilir bir şekilde değişti. Bu değişimde maalesef beraberinde ciddi sorunlar getirdi. Aile kavramı ortadan kalktı. Bu da herkesin hayatını yaş sınırlaması olmadan birey olarak yaşamasına sebebiyet verdi. Dolayısıyla bu özgürlük, sözde modernlik farkında olmadan anne, baba sevgisine hasret, aile yaşantısını bilmeyen bir neslin yetişmesine sebep oldu. Anne baba evlatları için mücadele ederken bu kavramları farkında olmadan atladılar. Sorarsanız benim çocuğumun her şeyi var, en iyi okullarda, en iyi eğitimleri alıyorlar, dünya para döküyoruz diyorlar. Ama aile sevgisi, büyüklere saygı, merhamet nerede? Tek gerçek iyi bir okul bitirip, iyi işler bulup, çok para kazanıp güçlü olmak mı? Tabi bunlarda gerekli ama yaşam bunlardan ibaret değil ki. Bunları anlatmakta, bunları öğretmekte büyüklerimiz gibi neden başarılı değiliz? Her istedikleri olsun derken, psikolog önlerinde sıra bekleyen çocuklar çıkıyor ortaya. Anne baba eksikliğini anneanneler, babaanneler ve dedeler kapatmaya çalışıyor. Bu şekilde olunca da şımarık, umursamaz bunalım içinde boğuşan, istedikleri olmayınca mutsuz olan bir nesil çıkıyor ortaya.
Aslında anne ve baba olarak isteğimiz biraz saygı ve sevgi görmek. Bunu da hak ettiğimizi düşünüyorum. Evlatlarımız için hep bir mücadele içindeyiz. İyi olsunlar, başarılı olsunlar, saygılı olsunlar ve en önemlisi de mutlu olsunlar. Ama bakıyorum roller değişmiş. Onlar anne baba olmuşlar. Ağızlarından çıkacak en ufak bir şeyi yerine getirmek için kendi hayatımızdan ödünler veriyoruz. Hem de hiçbir karşılık beklemeden. Sonuç telefon elinde seslendiğinizde size cevap vermeye tenezzül etmeyen, bir şey söylediğinizde sanki siz onun çocuğuymuşsunuz gibi azarlayan bir nesil. Karşınıza alıp değer verip arkadaş gibi konuşup konuşmaya çalışıyorsunuz ama nafile. Telefonlarını, internetlerini bırakıp sizinle muhatap bile olmuyorlar. Göz göre göre bir bilinmezliğe doğru gidiyorlar, siz hiç bir şey yapamıyor ve kahroluyorsunuz. İmkânlarınız doğrultusunda elinizden gelen en iyisini yapıyorsunuz ama yetmiyor, doyuramıyorsunuz. Zaman zaman öfkeleniyorsunuz ama hiçbir şey değişmiyor. Onlar yine bildiklerini okuyorlar, sonrasında çok üzüleceklerini bilmeden.

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.


HIZLI YORUM YAP
RESMİ İLAN ARŞİVİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.