Yazıcı: Eğer O’nu çok istiyorlarsa 24 milletvekili transfer edip erken seçim kararı alsınlar. Bence Erdoğan için artık köşesine çekilip torunlarını sevme vaktidir

NURSUN EREL/ANKARA - Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması gündemde. Peki bu karar nasıl alınacak? Seçim meydanlarında kimleri izleyeceğiz? Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olabilecek mi? Bu sorular ağırlığını korurken, Gelecek Partili Anayasa Profesörü Serap Yazıcı ile A’dan Z’ye Anayasayı ve seçimleri konuştuk. “Elimde kristal küre yok ki size geleceği söyleyeyim” diyen Prof Yazıcı, yürürlükteki Anayasaya göre Erdoğan’ın 3. Kez aday olabilmesinin tek koşulunun kararın mecliste 360 oy ile alınabilmesi olduğunu tekrarladı ve, Erdoğan’a seslenerek “Bence hukuk dışı yolları denemek yerine 24 milletvekili transfer etmeleri evladır” diye konuştu. Prof. Serap Yazıcı, mevcut Anayasaya rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. Kez adaylığının son merci olarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylanması olasılığını değerlendirirken şunu söyledi: “Anayasa maddeleri varken bu maddelere aykırı karar verilebileceğini sanmıyorum. YSK, halkın vicdanını rahatsız edecek kararlara imza atamaz, eğer halkın vicdanını rahatsız edecek bir karar verilirse, halk bu düğümü sandıkta çözer” Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Anayasa ve yasaları zorlamaması tavsiyesinde bulunan Yazıcı şunu söyledi: “Samimi olarak sorsak, sayın Cumhurbaşkanı bundan sonra torunlarınızla kızlarınızla oğullar ve damatlarınızla daha sakin bir ömür geçirmek istemez misiniz? Belki de isteyecektir. Ben insanlarla çok empati kurarım ve doğrusu yerinde (Cumhurbaşkanının) ben olsam ben çok yorulmuş olduğum için bir an önce köşeme çekilip, hobilerimle, aile üyeleriyle geçirmek isterdim.” Gelecek Partisinin 6. Katındaki odasında konuştuğumuz Serap Yazıcı sorularımızı şöyle yanıtladı: SORU: Seçimler yaklaşıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olup olmayacağı hala kesin değil, kendisi de 14 Mayıs tarihini seçim tarihi olarak dile getirdi, ne dersiniz? TBMM Başkanı Şentop ve AKP’li siyasetçiler Cumhurbaşkanının ilk döneminin sayılmayacağını dolayısıyla 3. Kez aday olabileceğini savunuyorlar? YAZICI: Bir hukukçu olarak bu görüşlerin haklı temele dayanmadığını düşünüyorum, Meclis başkanı bir hukuk profesörüdür kendisi de bu görüşü sağlam biçimde savunmadığını biliyordur, Anayasanın hiçbir yerinde böyle bir ifade yok. Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olacağı ve en fazla 2 kez seçilebileceği 2007’de kabul edildi. 2017 de yapılan Anayasa Değişikliğinde 101. Maddenin 2. fıkrasına hiç dokunulmadı. Noktasıyla virgülüyle herşey aynı. Hukuku zorlama yorumlarla deforme edeceğinize, 116. Maddenin 3. Fıkrası formül üretmiş, ona bakın. TBMM üye tam sayısının üçte ikisi karar alırsa, Cumhurbaşkanı 3. Kez aday olabilir. Sayı yetmiyor mu? O halde Anayasayı deforme etmek yerine 24 milletvekilinin desteğini almak evladır. -—YSK onaylarsa—- SORU: Bu sorunu aşmak için AKP sözcüleri pek çok fikir ortaya atıyor ama bunlar Anayasada yer almasa da Yüksek Seçim Kurulu son merci. İtiraz yolu da yok. Erdoğan’ın 3. Kez adaylığına tamam diyebilir mi? YAZICI: Gayri hukuki yöntemlerle 3. Kez adaylık gerçekleştirmek isteniyor.Türkiyede seçmen oldukça sabırlıdır, uzun süredir bu yönetime destek veriyor. Ancak seçmenin sabrı taştığında hiçkimsenin gözünün yaşına bakmaz, kararını çok net ortaya koyar. Bana kalırsa seçmenin sağduyusuna güvenmeliyiz. Çok ağır bir ekonomik kriz yaşanıyor şu anda, benim yaşım 60, kendimi bildim bileli ekonomide böyle bir kriz görmedim, halk şu anda açlık sınırının altında, sağlıklı beslenemiyor. Ben empati yapmayı severim. İnanın şu anda Cumhurbaşkanına samimi olarak sorsak, belki de bırakmayı isteyecektir. Ben de soruyorum, sayın Cumhurbaşkanı, artık köşeye çekilip torunlarınızla, kızlarınızla, oğullar ve damatlarla daha sakin bir ömür geçirmek istemez misiniz? —-BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI—- SORU: AKP çeşitli formüller üretirken başörtüsü yasaklarıyla ilgili Anayasa değişikliği için 3. Sandık planı da ortaya koymuş durumda. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? YAZICI: Bir parantez açarak kişisel görüşümü ifade edeyim, çok hassas bir konu, altlı masanın ortak bir stratejik karar geliştirmesi durumunda zarar vermek istemem. Ben bir anayasa hukukçusu ve insan haklarına saygılı bir hukukçu olarak öteden beri başörtüsü yasaklarına karşı çıktım. Bir kadına hangi cesaretle yasak getirebiliyoruz? Bir kadın asla eğitim hakkı ile inanç hakkı arasında seçim yapmaya zorlanamaz. Ancak Türkiyede başörtüsü yasağı diye bir yasak kalmamıştır. Olmayan bir sorunu çözmek için Anayasa değişikliği yapmak doğru yöntem değil. Seçime giderken, amaç sorunu çözmek, insan haklarını geliştirmek değil de seçimlerde avantaj sağlamak mı? -Bu değişiklik adeta bunun için mi yapılıyor?- sorusu akla geliyor. —-EŞCİNSEL EVLİLİKLERİ—- SORU: Aynı zamanda evlilik kurumuna ilişkin maddeyle eşcinsel evliliklerini önlemeyi hedef alma iddiasıyla da Anayasada değişiklik de isteniyor? Siz ne düşünüyorsunuz? YAZICI: Türkiyede eşcinsel evlilikleri engellemek için böyle bir değişiklik getirmek istiyorlar oysa, bugün eşcinsellerin bir evlenme talebi yok, insanca yaşama hakkı savunuyorlar, ayrımcılığa uğramama hakkını savunuyorlar. Kişiler arasında hiçbir şekilde negatif ayrımcılık yapılamaz… Allahaşkına amaç nedir? Cumhurbaşkanı da bir beyanında eşcinselliği yasaklamaktan söz etti, oysa bu söylem kendisinin dini jargonuna da uygun değil. Cumhurbaşkanı - yaratılanı severiz yaratandan ötürü- demiyor muydu? Bu bakış açısına sahip kişinin herkese aynı eksende bakması gerekmez mi? Eşçinsel deyip yasaklamak istediği veya aşağılamaya vesile olan bu LGBTI karşıtı söylemi, eğer bütün yaratılanları yaratandan ötürü sevecekse bu söyleme uygun mu? Türkiye’de yeterince kutuplaşma alanı var, Türkiye çok yorgun, yaralarını sarmak istiyor kutuplaşmayı değil bütünleşmeyi istiyor. Vazgeçelim artık bu kutuplaştırıcı söylemlerden. Dikkat edin, artık yolda yürürken gülümseyen insan görebiliyor musunuz? Pazartesi: HDP kapatılırsa hukukiliği daima tartışılır
Editör: Ahmet Ertüm